Dairesi
1-) GEMİ VEYA VAPUR ACENTALARI ADI ALTINDA FAALİYETTE BULUNAN
Karar No
96
Esas No
2413
Karar Tarihi
15-01-1991
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
YEDİNCİ DAİRE
1991
96
1990
2413
15/01/1991
 
KARAR METNİ

1-) GEMİ VEYA VAPUR ACENTALARI ADI ALTINDA FAALİYETTE BULUNAN KURULUŞ-
LARA VEYA BUNLARIN GÖSTERDİKLERİ YERLERE YAPILAN TESLİM VE HİZMETLERİN
İHRACAT KAPSAMINDA OLMADIĞI;
2-) VERGİ MAHKEMELERİNİN YAPACAKLARI ARAŞTIRMA, SORUŞTURMA VE GEREKTİ-
ĞİNDE BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ YAPTIRMALARININ, İDARENİN YERİNE GEÇME YADA
ONUN GÖREV VE YETKİLERİNE MÜDAHALE ANLAMI TAŞIMADIĞI HK.

Yükümlü şirketin Eylül 1988 döneminde yaptığı teslim ve hizmetlerin ih
racat istisnası kapsamına girmediğinin inceleme raporu ile saptanması
üzerine ortaklık adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi
ile dahili tevkifatın kaldırılması istemi ile açılan davayı; "3065 sa-
yılı Kanunun 12.maddesi hükmü uyarınca bir teslimin ihracat sayılabil-
mesi için, yurt dışındaki müşteriye yapılması ve teslim konusu malın
Türkiye Cumhuriyeti gümrük hattından geçerek bir dış ülkeye vasıl olma
sı gerektiği, bu iki şarttan birinin gerçekleşmemesi durumunda ihracat
tesliminden söz edilemeyeceği, yükümlünün gemi veya vapur acentaları
adı altında faaliyette bulunan kuruluşlara veya bunların gösterdikleri
yerlere yaptıkları teslim ve hizmetlerin katma değer vergisine tabi ol
ması nedeniyle re'sen takdire gidilmesinin yerinde olduğu, ancak uyuş-
mazlık döneminde yapılan teslim ve hizmetlerden ne kadar hasılat elde
edildiği somut bir şekilde saptanmayarak 1988 Mayıs ve Haziran ayların
da elde edilen gayrisafi kar nispetlerinin aritmetik ortalaması esas
alınmak suretiyle bulunan matrah üzerinden tarhiyat yapılmasında isa-
bet görülmediği" gerekçesi ile kabul ederek cezalı tarhiyatı kaldıran
Hatay 2.Vergi Mahkemesinin 8.12.1989 gün ve 1989/599 sayılı kararının
bozulması istenilmektedir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 12.maddesinde; bir teslimin
ihracat teslimi sayılabilmesi için; teslimin yurt dışındaki müşteriye
yapılması ve teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti gümrük hattını
geçerek bir dış ülkeye vasıl olması" gerektiği hükme bağlanmıştır. Ka-
rar olayda, yükümlü adi ortaklığın, gemi veya vapur acentaları adı al-
tında faaliyette bulunan kuruluşlara veya bunların gösterdikleri yerle
re yaptıkları teslim ve hizmetler ihracat kapsamında olmadığından anı-
lan yerlere yapılan teslim ve hizmetlerin vergiye tabi olduğu açıktır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30.maddesinde re'sen vergi tarhı, ver-
gi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanu
ni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir ko-
misyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yet-
kili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen mat-
rah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır. İnceleme rapo-
runda bu maddeye göre belirlenen matrah veya matraf farkı re'sen tak-
dir olunmuş sayılır" hükmü yer almıştır.

Dosya içeriğinden, anılan madde hükmü uyarınca inceleme elemanınca
uyuşmazlık dönemine ilişkin matrahın; Mayıs ve Haziran aylarının gayri
safi kar nispetlerinin aritmetik ortalamasından hareketle saptandığı
anlaşılmakta olup, vergi mahkemesince, matrahın varsayıma dayandığın-
dan bahisle tarhiyatın kaldırıldığı anlaşılmaktadır.

2577 sayılı Kanunun 20.maddesi gereğince İdari Yargıda re'sen araştır-
ma ilkesi esastır. Vergi uyuşmazlıklarının niteliği gereği vergi mahke
melerinin yapacakları araştırma, soruşturma ve gerektiğinde bilirkişi
incelemesi yaptırmak suretiyle uyuşmazlığı çözüme ulaştırmaları gerek-
mektedir. Bu durum, idarenin yerine geçme, ya da onun görev ve yetki-
lerine müdahale anlamı taşımaz. Dava konusu olayda, mahkemece, vergiyi
doğuran olayın varlığı kabul edildiğinden, tespit edilecek herhangi
bir yöntemle, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle
yükümlünün ödeyeceği vergi miktarının tespiti gerekirken, matrahın var
sayımlara dayandığı gerekçesi ile tarhiyatın tamamen kaldırılmasında
isabet görülmemiştir.

Dahili tevkifata gelince; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94.madde-
sinin (B) fıkrasında, gerçek usulde gelir vergisine tabi ticari, zirai
ve mesleki kazanç sahipleri ile adi ortaklıklar kollektif şirketler ve
adi komandit şirketlerin aşağıda belirtilen esaslara göre dahili tevki
fat yaparak vergi dairesine ödeyecekleri belirtilmiş ve dahili tevki-
fatın uygulanma esaslarına yer verilmiştir.

94.maddenin sözü edilen (B) fıkrasının son bendlerinde, cari vergilen-
dirme dönemi içinde elde edilen, ticari, zirai ve mesleki kazanç üze-
rinden bu maddenin (A) fıkrası uyarınca tevkif edilmiş bulunan gelir
vergisinin ödendiği belgelendirilmek kaydıyla ödenmesi gereken dahili
tevkifattan mahsup edileceği, mükelleflerin bu madde uyarınca dahili
tevkifata ait ödemelerinin toplamının cari takvim yılına ait yıllık ge
lir vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan gelir vergisine mahsup
edileceği, mahsubu yapılan miktarın hesaplanan gelir vergisinden fazla
olması halinde de aradaki farkın müteakip dönemlere ilişkin olarak ya-
pılması gereken dahili tevkifata ait ödemeye mahsup edileceği hükme
bağlanmıştır.

Madde hükmünde belirtildiği üzere, yapılması öngörülen dahili tevkifa-
tın, cari vergilendirme dönemi ile ilgili olarak verilen beyanname üze
rine hesaplanan gelir vergisinden mahsubuna cevaz verilmekte, bu haliy
le dahili tevkifat mükelleflerin "vergi sorumlusu" sıfatıyla değil,
kendileri tarafından ödeyecekleri peşin bir vergiden ibaret bulunmakta
dır. Madde hükmünde, geçmiş dönemlere ait işlemler üzerinden dahili
tevkifat yapılacağı öngörülmediği gibi cari vergilendirme dönemindeki
işlemler üzerinden yapılan dahili tevkifatın cari vergilendirme dönemi
ni takip eden dönemlere ait gelir vergisinden mahsup edileceğine dair
bir hüküm de yer almamıştır.

Şu hale göre peşin bir vergi niteliği taşıyan dahili tevkifatın sonuç-
ta yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan
gelir vergisinden mahsubu gerekli olup, mahsup edilemeyen bir dahili
tevkifatın vergi mükerrerliğine yol açacağı kuşkusuzdur.

Öte yandan yıllık kurumlar ve gelir vergisi yönünden ikmalen veya
re'sen tarhiyat yapılması hallerinde dönem matrahı yeniden oluşacağı
cihetle, sonradan dahili tevkifat adı altında bir ek vergi salınması-
nın aynı şekilde vergi mükerrerliği doğuracağı kaçınılmazdır.

Dava konusu olayda da, yükümlü ortaklık adına salınan dahili tevkifa-
tın 1988 yılı gelir vergisine mahsuben yapıldığı ve bu aşamada da, anı
lanı yıla ait gelir vergisinden mahsubu söz konusu olmadığına göre da-
hili tevkifata ilişkin verginin kaldırılması zorunludur. Kaldıki, aynı
mahkemece, gelir vergisine ilişkin davada, tarhiyatın tamamen kaldırıl
dığı da ilgili dosyanın incelenmesinden anlaşılmış bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının yu-
karıda belirtilen hususlar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucuna
göre yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına karar verildi.



BŞ/SE





 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı