Dairesi
SÜRESİNDEN SONRA VE PİŞMANLIK TALEBİ OLMAKSIZIN VERİLEN BEYANNAME ÜZERİNDEN TAHAKKUK EDEN VERGİLER İÇİN GECİKME FAİZİ HESAPLANMASI GEREKTİĞİ HK.
Karar No
87
Esas No
771
Karar Tarihi
02-02-2006
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
DÖRDÜNCÜ DAİRE
2006
87
2005
771
02/02/2006
 
KARAR METNİ

SÜRESİNDEN SONRA VE PİŞMANLIK TALEBİ OLMAKSIZIN VERİLEN BEYANNAME ÜZERİNDEN TAHAKKUK EDEN VERGİLER İÇİN GECİKME FAİZİ HESAPLANMASI GEREKTİĞİ HK.

Temyiz Eden : Kadıköy Vergi Dairesi Müdürlüğü - İSTANBUL

Karşı Taraf : ?

İstemin Özeti : 1999 yılında elde ettiği menkul sermaye iradını 9.7.2004 tarihinde beyan eden davacı adına gecikme faizi tahakkuk ettirilmiştir. İstanbul 8. Vergi Mahkemesi 17.1.2005 günlü ve E:2004/1761, K:2005/65 sayılı kararıyla; Vergi Usul Kanununun özel ödeme zamanları başlıklı 112 nci maddesinin üçüncü bendine göre, ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış tarhiyatlar üzerinden gecikme faizi hesaplanmasının öngörüldüğü, Kanuna göre, beyan üzerine yapılan tahakkuklarda gecikme faizi hesaplanacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı, olayda pişmanlık talebi olmaksızın verilen beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiler için gecikme faizi hesaplanmasına yasal olanak bulunmadığı gerekçesiyle hesaplanan gecikme faizinin kaldırılmasına karar vermiştir. Davalı İdare, yapılan işlemin Kanuna uygun olduğunu ileri lsürerek kararın bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti : Cevap verilmemiştir.

Tetkik Hakimi Mustafa Bahtiyar'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı A.Kemal Terlemezoğlu'nun Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Tem/yiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, isteminin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:

Süresinden sonra verilen beyanname üzerine tahakkuk eden vergiler için hesaplanan gecikme faizinin kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 112 nci maddesinde, ikmalen, re'sen veya İdarece yapılan tarhiyatlarda, dava konusu yapılmaksızın kesinleşen vergilere, kendi vergi kanunlarında belirtilen ve tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren son yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar geçen süreler için 6183 sayılı Kanuna göre tespit edilen gecikme zammı oranında gecikme faizi uygulanacağı, gecikme faizinin de aynı süre içinde ödeneceği, gecikme faizinin hesaplanmasında ay kesirlerinin nazara alınmayacağı öngörülmüştür.

Aynı Kanununun 30 uncu maddesinin 4008 sayılı Yasa ile değişik dördüncü fıkrasında; "Vergi beyannamesini kanuni süresi geçtikten sonra vermiş olanlara bu beyannamede gösterdikleri matrah üzerinden re'sen gerekli tarhiyat yapılır ve bu beyannameler re'sen takdir için takdir komisyonuna sevk edilmez. Ancak vergi incelemesine başlanılmasından veya takdir komisyonuna sevk edilmesinden sonra kendiliğinden verilen beyannameler için bu hüküm uygulanmaz." hükmüne yer verilmiştir.

Maddede değişiklik yapan 4008 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin gerekçesinde, vergi beyannamesinin kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden verilmesi veya pişmanlık talebiyle verilip pişmanlık şartlarının ihlal edilmesi halinde dönem matrahlarının takdir komisyonlarınca takdir edildiği ve takdir olunan matrahlar üzerinden de cezalı tarhiyatların yapıldığı, ancak, yapılan bu tarhiyatlar nedeniyle idare ile mükellefler arasında ihtilaflar doğduğu, yargı organlarınca da matrahın tadili veya tarhiyatların tamamen terkini yolunda kararlar verildiği, yargı organlarına intikal eden bu olayların sonuçlanmasının da uzun bir zaman aldığı, bu hususlar göz önüne alınarak ve vergilemenin kısa sürede sonuçlandırılmasını sağlamak amacıyla maddenin dördüncü fıkrasının değiştirildiği ve yapılan değişiklikle kanuni süresi geçtikten sonra kendiliğinden verilen veya pişmanlık talebiyle verilip, pişmanlık şartları ihlal edilen vergi beyannamesinde beyan edilen matrahlar üzerinden re'sen tarhiyat yapılıp, olayın takdir komisyonuna intikal ettirilmemesinin öngörüldüğü ifade edilmiştir.

30 uncu maddenin 4 üncü fıkrası hükmü ile hükmün yukarıda belirtilen gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde süresinden sonra verilen beyannamelerdeki matrahların re'sen tarh edilmiş sayılacağı, bu durumun re'sen tarhiyatı düzenleyen 30 uncu madde içinde ayrı ve özel bir yol olarak hükme bağlandığı sonucuna ulaşılmıştır.

Gelir vergisi beyannamesini kanuni süresinde veren, süre geçtikten sonra bu beyannameye ek olarak verilen beyanname ile ek matrah beyan eden davacı adına bu beyannamede gösterdiği matrah üzerinden yapılan tahakkuk 213 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca re'sen vergi tarhı kapsamında olduğundan, verginin yasal beyanname verme süresinden sonra tahakkuk ettirilmesi nedeniyle ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren anılan Kanunun 112 nci maddesi uyarınca hesaplanan gecikme faizinde yasaya aykırılık bulunmadığından aksi yöndeki Mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, davalı idarenin temyiz isteminin kabulüyle İstanbul 8. Vergi Mahkemesinin 17.1.2005 günlü ve E:2004/1761, K:2005/65 sayılı kararının bozulmasına 2.2.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

(DAN-DER; SAYI : 112)
BŞ/Aİ

 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı