Dairesi
4811 SAYILI VERGİ BARIŞI KANUNUNDAN YARARLANILARAK VERGİ BORÇLARININ TAKSİTLENDİRİLMESİ DURUMUNDA BU BORÇLARIN VADESİ 5228 SAYILI KANUNUN GEÇİCİ 4 ÜNCÜ MADDESİNİN 2 NCİ FIKRASI İLE EYLÜL/2004 SONUNA KADAR UZATILDIĞINDAN BORÇLARIN KESİNLEŞTİĞİNDEN SÖZ EDİLEMEYECEĞİ HK.
Karar No
85
Esas No
1295
Karar Tarihi
14-03-2005
 
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
DÖRDÜNCÜ DAİRE
2006
85
2006
1295
14/03/2005
 
KARAR METNİ

4811 SAYILI VERGİ BARIŞI KANUNUNDAN YARARLANILARAK VERGİ BORÇLARININ TAKSİTLENDİRİLMESİ DURUMUNDA BU BORÇLARIN VADESİ 5228 SAYILI KANUNUN GEÇİCİ 4 ÜNCÜ MADDESİNİN 2 NCİ FIKRASI İLE EYLÜL/2004 SONUNA KADAR UZATILDIĞINDAN BORÇLARIN KESİNLEŞTİĞİNDEN SÖZ EDİLEMEYECEĞİ HK.

Temyiz Eden : ?

Vekili : Av. ?

Karşı Taraf : Gökpınar Vergi Dairesi Müdürlüğü - DENİZLİ

İstemin Özeti : Müdürü olduğu ? Makina Rulman Bağlantı ve Elemanları Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nin 1999/2-12 inci aylara ait katma değer vergisi ve vergi ziyaı cezası borçlarının hesaplanan gecikme faiziyle birlikte tahsili amacıyla davacı adına ödeme emirleri düzenlenip, tebliğ edilmiştir. Denizli Vergi Mahkemesi 14.3.2005 günlü ve E:2004/550, K:2005/82 sayılı kararıyla; dava konusu ödeme emirlerinin, davacının 1995 ila 2001 yılları arasında müdürlüğünü yaptığı şirketin, vadesinde ödenmeyen vergi borçları olduğu,amme alacağının şirketten tahsili amacıyla ödeme emri düzenlendiği, haciz varakalarına dayanılarak şirketin hak ve alacaklarına haciz uygulanması için mal varlığı araştırılması yapıldığı, borcun şirketten tahsil olanağının kalmadığının anlaşılması üzerine temsilci sıfatıyla davacının takip edilerek adına ödeme emri düzenlenmesinin yasal olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı, düzenlenen ödeme emirlerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti : Yasal dayanaktan yoksun bulunan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi Hülya Z.Yıldırım'ın Düşüncesi: 4811 sayılı Vergi Barışı Kanununun 2 nci maddesinden yararlanılarak hesaplanacak borçların vadesinin 5228 sayılı Bazı Kanunlarda ve 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun Geçici 4 üncü maddesinin 2 nci fıkrası ile Eylül 2004 sonuna kadar uzatıldığı, davacının kanuni temsilcisi olduğu limited şirketin borçlarının da 4811 sayılı Kanundan kaynaklanan borçlar olduğu dolayısıyla ödeme emirlerinin, borçların vadesinden önce düzenlenip, tebliğ edilmesi karşısında bu borçların kesinleştiğinden söz edilemeyeceğinden mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı H.Hüseyin Tok'un Düşüncesi: Davacı, limited şirketteki hissesini devir ettikten sonra, ortağı olduğu dönemdeki şirket borçlarından dolayı yönetici sıfatıyla sorumlu tutularak adına düzenlenen ödeme emirlerine karşı açtığı davada, davanın reddine dair verilen Vergi Mahkemesi kararının temyizen bozulmasına karar verilmesini istemektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesinde, tüzelkişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, bu ödevlerin temsilcilerce yerine getirilmemesi yüzünden vergi alacağının mükellef veya vergi sorumlularından alınamaması halinde kanuni temsilcilerden alınacağı; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35 inci maddesinde de, limited şirket ortaklarının, şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları ve bu kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları kurala bağlanmıştır.
Şirket hissesini devralarak devredenin yerine geçen ortak, söz konusu sermaye hissesini bütün hak ve borçlarıyla birlikte devraldığından, devir tarihinden önceki döneme ait şirket borçlarından hissesini devreden ortağın sorumlu tutulması mümkün bulunmamaktadır. Kanuni temsilcinin sorumluluğunun bu görevde kaldığı süre ile sınırlı olduğu kuşkusuzdur. Kaldıki, davalı idarece davacı şirket ortağının şirketi temsil ettiği dönemlerde bu görevini gereği gibi yapmadığı yönünde bir iddia da ileri sürülmemiştir.

Olayda, amme borçlusu limited şirketin ortağı olan ve yöneticisi olduğu belirtilen davacının şirketteki hissesini 5.9.2001 tarihinde devrettiği ve bu hususun 9.5.2002 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği anlaşılmış olmakla, limited şirketin ortağı olduğu döneme ilişkin vergi borçlarından sorumlu tutulması mümkün bulunmadığından, Vergi Mahkemesince bu hususlar irdelenmeksizin verilen kararda isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:

? Makina Rulman Bağlantı ve Elemanları Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nin vadesinde ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla davacı adına düzenlenip, tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının ödeme emirlerinin dayanağı olan amme alacağı kesinleşmediğinden bu alacağın kanuni temsilcinin malvarlığından tahsili yoluna gidilemeyeceği iddiasıyla bozulması istenilmektedir.

4811 sayılı Vergi Barışı Kanunu'nun "Kesinleşmiş kamu alacakları "başlıklı 2 nci maddesinin, 1 nci fıkrasının (a) ve (b) bentlerine göre, hesaplanan tutarların 9 eşit taksitte Şubat, Nisan, Haziran, Ağustos, Ekim, Aralık 2003 ayları ile Şubat, Nisan ,Haziran 2004 ayları sonuna kadar tamamen ödenmesi gerektiği, "Süresinde ödenmeyen taksitler" başlıklı 18 nci maddesinin 1 nci fıkrasında; bu Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerin ödenmemesi ya da eksik ödenmiş olması halinde, ödenmemiş olan tutarların son taksit ödeme süresi sonuna kadar; ödenmeyen yada eksik ödenen kısmın son takside ait olması halinde ise, bu tutarın son taksidi izleyen ayın sonuna kadar ödenmeyen kısım ile birlikte her ay için ayrı ayrı % 10 fazlası ile ödenmesi şartıyla bu Kanun hükümlerinden yararlanılacağı belirtilmiştir. 31.7.2004 tarih ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5228 sayılı Bazı Kanunlarda ve 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun Geçici 4 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında ise, 25.2.2003 tarihli ve 4811 sayılı Vergi Barışı Kanununun 2 nci maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendi ile (5) numaralı fıkrası ve 7,8,9,11,12,13,17,19 uncu maddeleri hariç olmak üzere, anılan Kanuna göre ödenmesi gereken taksitlerden, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar ödenmemiş olanların, aynı Kanunun 18 nci maddesinde öngörülen oranda hesaplanacak fazlasıyla birlikte Eylül 2004 ayı sonuna kadar ödenmesi halinde, 4811 sayılı Kanun hükümlerinden yararlandırılacağı, bu takdirde, ödeme süresi uzatılan taksitler için anılan Kanunun 18 nci maddesinin son taksit için öngördüğü bir aylık ek süre hükmünün uygulanmayacağı öngörülmüştür.

? Makina Rulman Bağlantı Elemanları Sanayi Ticaret Limited Şirketi hakkında düzenlenen vergi inceleme raporlarına dayanılarak yapılan tarhiyatların kesinleşmesi ve şirket hakkında yapılan tüm takip ve tahsil işlemlerine karşın amme alacağının tahsil edilememesi nedeniyle kanuni temsilci olan davacı adına 4.3.2004 tarihinde düzenlenip, 29.9.2004 tarihinde tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı açılan davada, davacı şirketin 15.4.2003 günlü dilekçe ile tüm borçlarını 4811 sayılı Yasanın 2 nci maddesinden yararlanarak öngörülen süre ve şekilde ödeme isteğiyle başvurduğu, ancak, taksitlendirilen borçların süresinde ödenmediği, şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin bu başvuru tarihinden önce tebliğe çalışıldığı, davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin ise borçların vadesinden önce düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Yukarıda belirtilen yasal düzenleme karşısında; 4811 sayılı Kanunun 2 nci maddesinden yararlanarak,Kanunda öngörülen süre ve şekilde ödeme isteğiyle yapılan başvuru üzerine tahakkuk ettirilip, taksitlendirilen borçlardan dolayı 6183 sayılı Kanuna göre takip yapılabilmesi için taksitlerin 5228 sayılı Kanun'da öngörülen vade olan Eylül/2004 sonuna kadar ödenmeyerek borcun kesinleşmesi gerekmektedir. Bu durumda, gerek şirket adına gerek kanuni temsilci olan davacı adına ödeme emri düzenlendiği tarihlerde henüz bu borçların vadesi gelmemiş olup, kesinleşmeyen amme alacağının tahsili amacıyla davacının takibi mümkün olmadığından davayı reddeden Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle Denizli Vergi Mahkemesinin 14.3.2005 günlü ve E:2004/550, K:2005/82 sayılı kararının bozulmasına 30.1.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

(DAN-DER; SAYI : 112)
BŞ/Aİ

 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı