KANUNİ TEMSİLCİSİNİN ŞİRKETİN VERGİ BORÇLARINDAN SORUMLU TUTULABİLMESİ
İÇİN ŞİRKET HAKKINDA TÜM TAKİP YOLLARININ TÜKETİLMESİ VE ACZE DÜŞTÜĞÜ-
NÜN SAPTANMASI GEREKTİĞİ HK.
Yönetim kurulu üyesi bulunduğu Konuk Demir Sanayi ve Ticaret Anonim
Şirketinin vadesinde ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla 213
sayılı Yasanın 10 uncu maddesi uyarınca yasal temsilci olan davacı a-
dına ödeme emri düzenlenmiştir.
Ödeme emrine karşı açılan davayı inceleyen ... Vergi Mahkemesi,
... günlü, 1993/2126 sayılı kararıyla; şirket hakkında tüm takip ve
tahsil yöntemleri izlenerek kamu alacağının şirketten tahsil olanağı
kalmadığının saptanmadığı, borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emir-
lerine karşı ... Vergi Mahkemesinde açılan davaların sonuçlanmadığı
gerekçesiyle ödeme emrini iptal etmiştir.
Karara karşı yaptığı temyiz istemi reddedilen vergi dairesi mü-
dürlüğünün karar düzeltme istemini kabul eden Danıştay Onbirinci Dai-
resi, ... günlü, 1996/3624 sayılı kararıyla; Konuk Demir Sanayi ve Ti-
caret Anonim Şirketinin uzlaşılan ve vadesinde ödenmeyen vergi borçla-
rının tahsili amacıyla şirket yönetim kurulu üyesi sıfatıyla davacı a-
dına düzenlenen ödeme emrinin dava konusu edildiği, şirket tüzel kişi-
liği adına düzenlenen ödeme emirlerine karşı İstanbul 3.Vergi Mahkeme-
sinde açılan davada idarenin savunmasının dava dilekçesinde gösterilen
şirket adresine tebliğ edilemediği ve 2577 sayılı Yasanın 26 ncı mad-
desinin üçüncü fıkrası gereğince dosyaların işlemden kaldırıldığı ve
süresinde yeni adres bildirilmediğinden davaların açılmamış sayılması-
na karar verildiği, şirket yönetim kurulu başkanı tarafından şirket a-
dına mal bildiriminde bulunulmasına rağmen, şirketin bilinen adresinde
bulunamadığı ve işi terk ettiğinin ... ve ... tarihli adres tesbit tu-
tanakları ile saptandığı, mal bildiriminde yer alan ... plakalı aracın
haczinin istendiği ancak, başka bir şirkete ait olduğunun anlaşıldığı,
bu nedenle mal bildiriminin gerçeği yansıtmadığı, şirketin haczi kabil
malı bulunmadığı sonucuna ulaşılarak kamu alacağının tahsili amacıyla
davacı adına ödeme emri düzenlendiğinin anlaşıldığı, şirketin mal var-
lığından tahsil imkanı kalmayan kamu alacağının davacıdan tahsili ama-
cıyla ödeme emri düzenlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle
kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan ... Vergi Mahkemesi, ... günlü, 1997/15
sayılı kararıyla; ... tarihli haciz tutanağı ile şirketin bazı malla-
rının haczedildiği, buna karşı açılan istihkak davasının devam ettiği,
mal bildiriminde yer alan otomobil ile 6 adet vals'in teminat göste-
rildiği, davalı idarenin sadece aracın elden çıkarıldığını saptadığı,
bunun dışında bir tespit yapmadığı, bankalar nezdinde ve tapu kayıtla-
rından şirketin maddi varlığının araştırılmadığı, kamu alacağının şir-
ket varlığından tahsil imkanı kalmadığı ve şirketin acz içinde olduğu
kesin ve somut belgelerle ortaya konulmadan ve Vergi Usul Kanununun 10
uncu maddesinde aranan koşullar gerçekleşmeden davacı adına ödeme emri
düzenlenmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle ilk kararında
direnmiştir.
Israr kararı vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş
ve kamu alacağının şirketten tahsil imkanı kalmadığı ileri sürülerek
kararın bozulması istenmiştir.
Konuk Demir Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin kesinleşen ve
vadesinde ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla ve Vergi Usul
Kanununun 10 uncu maddesi gereğince şirketin kanuni temsilcisi olan
davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali yolundaki vergi mahkemesi
ısrar kararı, vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun, vergiyi doğuran olayın meydana
geldiği tarihte yürürlükte bulunan 10 uncu maddesinde, tüzel kişiler-
le, küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişi-
liği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları ha-
linde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine
getirileceği, yasal temsilcilerin bu ödevleri kasıt ve ihmalleriyle
yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının
varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi alacaklarının, kanuni
ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı öngörülmüş-
tür. Bu kural uyarınca, kanuni temsilcilerin şirketin vergi borçların-
dan sorumlu tutulabilmeleri için kamu alacağının şirket tüzel kişili-
ğinden tahsil olanağı kalmadığının saptanması gerekmektedir.
Konuk Demir Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin 1986 takvim yı-
lına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen inceleme
raporu uyarınca adına salınan cezalı katma değer vergileri üzerinde
30.3.1992 gününde uzlaşmaya varıldığı ve bu suretle kesinleşen vergi
ve cezaların vadesinde ödenmediği, bu aşamada kamu alacağının tahsili
amacıyla şirket tüzel kişiliği adına 30.10.1992 tarihli ödeme emri dü-
zenlendiği, ödeme emrine karşı İstanbul 3.Vergi Mahkemesinde dava a-
çıldığı ancak, mahkemenin E:1993/115 esas sayılı dosyasına vergi ida-
resi tarafından verilen savunmanın, davacının dilekçede gösterdiği ad-
reste tebliğ edilemediği için dosyanın işlemden kaldırıldığı ve bir
yıl içinde yeni adres bildirilmediğinden, 2577 sayılı Yasanın 26 ncı
maddesinin üçüncü fıkrası gereğince davanın açılmamış sayılmasına ka-
rar verildiği anlaşılmaktadır.
İdari Yargılama Usulü Kanununun 27 nci maddesinin 3 üncü fıkra-
sında, tahsilat işlemlerinden dolayı açılan davaların tahsilat işlemi-
ni durdurmayacağı, bunlar hakkında yürütmenin durdurulması istenebile-
ceği, 26 ncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre işlemden kaldırılan ver-
gi davası dosyalarında tahsilat işlemlerinin devam edeceği kurala bağ-
landığından, vergi idaresi yönünden, şirket tüzel kişiliği adına dü-
zenlenen ödeme emri ile başlanan tahsilatın durdurulmasını gerektiren
herhangi bir neden kalmadığı sonucuna varılmaktadır.
Vergi dairesi müdürlüğünün de mal bildiriminde gösterilen bir
otomobilin trafik sicilindeki kaydına haciz koymak üzere girişimde bu-
lunduğu, aynı bildirimde belirtilen adreslerde şirketi aradığı, otomo-
bilin, trafik sicilinde borçlu şirket adına kayıtlı olmadığını sapta-
dığı ancak, bankalar nezdinde mevduatı, tapu sicil müdürlükleri nez-
dinde adına kayıtlı taşınmazı olup olmadığı yönünde hiçbir araştırma
yapmaksızın, tüzel kişinin temsilcisi durumunda olan davacı adına ö-
deme emri düzenlediği görülmektedir.
Vergi Usul Kanununun 10 uncu maddesinde yöneticilerin sorumlu-
ğunu gerektiren koşullar gerçekleşmeden ve şirketin borcu ödemekte ac-
ze düştüğü saptanmadan düzenlendiği anlaşılan ödeme emrinin iptali yo-
lundaki kararda hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenle temyiz isteminin reddine, karar verildi.
(MT/ES)
|