Dairesi
KOMİSYON KARŞILIĞI NAYLON FATURA DÜZENLENDİĞİNİN KABULÜ İÇİN,
Karar No
701
Esas No
2904
Karar Tarihi
23-02-1995
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
YEDİNCİ DAİRE
1995
701
1992
2904
23/02/1995
 
KARAR METNİ

KOMİSYON KARŞILIĞI NAYLON FATURA DÜZENLENDİĞİNİN KABULÜ İÇİN, BU KANU-
DA TESPİT BULUNMASI GEREKTİĞİ, TESPİTİN SÖZ KONUSU OLMAMASI HALİNDE
OLAYIN KAÇAKÇILIĞA İŞTİRAK MI YOKSA YARDIM MI OLDUĞU AÇISINDAN İRDELEN
MESİ İCAP ETTİĞİ HK.

1986 yılı Mayıs dönemi için inceleme raporuna dayanılarak salınan ka-
çakçılık cezalı katma değer vergisi ile dahili tevkifatı; 3065 sayılı
Katma Değer Vergisi Kanununun 1.maddesinin 1.fıkrası ile 213 sayılı
Vergi Usul Kanununun 30.maddesinin 3.fıkrası belirtildikten sonra, yü-
kümlüye ait defter ve belgelerin zayi olması nedeniyle incelemeye ib-
raz edilmemesi üzerine satış faturalarının kaydedildiği Menteşoğlu şir
ketler topluluğuna sağlı Sam-Der, Samsun Deri San.Tic.Ltd.Şti.. nezdin
de yapılan karşıt inceleme sonucunda bu şirkete kesilen 10 adet ve top
lam 43.302.604.024.-liralık faturarın sahta olduğu ve gerçekte bir mal
hareketi bulunmadığının açıklığa kavuşturulduğu, zira mahkemelerinin
E:1991/1492 esas numarasında kayıtlı dava dosyasında bulunan gelir ver
gisine ilişkin 3.12.1990 gün ve 321/143-579/13 sayılı inceleme raporun
da ödevlinin emtia aldığı tüccarları tanıyamaması, büyük meblağlardaki
naktin çantada taşınarak evde saklanması, alım ve satım esnasında em-
tia nakliyesine karışılmaması, ticari faaliyetin Menteşoğlu şirketler
grubuna bağlı tek bir şirketle yapılması gibi hususlar, gerçek emtia
hareketinin olmadığı ve gerçek faaliyetin komisyon karşılığında fatura
kesmekten ibaret olduğu sonucunu doğurduğu, bu durumda, tarh dönemi
defter ve belgelerinin yukarıda belirtilen hususları saklamak amacıyla
zayi edildiğinden, defter ve belgelerini ibraz etmeyen yükümlü adına
kestiği fatura bedelinin % 2'si oranında hesaplanan matrah üzerinden
salınan cezalı katma değer vergisinde isabetsizlik bulunmadığı, öte
yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94.maddesinin (B) fıkrasın-
dan bahisle, yapılması öngörülen dahili tevkifatın, cari vergilendirme
dönemi ile ilgili olarak verilen beyanname üzerine hesaplanan gelir
vergisinden mahsubuna imkan verildiği, madde hükmünde, geçmiş dönemle-
re ait işlemler üzerinden dahili tevkifat yapılacağı öngörülmediği gi-
bi, cari vergilendirme dönemindeki işlemler üzerinden yapılan dahili
tekifatın, cari vergilendirme dönemini takip eden dönemlere ait gelir
vergisinden mahsup edileceğine dair bir hükmün de yer almadığı, dahili
tevkifatın yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden he-
saplanan gelir vergisinden mahsubu gerekli olup, mahsup edilemeyen bir
dahili tevkifatın vergi mükerrerliğine yol açacağı gerekçesiyle, kaçak
çılık cezalı katma değer vergisini onamak, kaçakçılık cezalı dahili
tevkifatı ise terkin etmek suretiyle değiliklikle onayan İstanbul 9.
Vergi Mahkemesinin 31.1.1992 gün ve 1992/273 sayılı kararının; vergi
dairesi müdürlüğünce; dahili tevkifatın da onanması gerektiği, yükümlü
tarafından ise; salınan cezalı katma değer vergisinin yasal dayanağı-
nın bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Vergi dairesi temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar mahkeme kara-
rının bozulmasını bağlayacak nitelikte görülmemiştir.

Yükümlü temyiz istemine gelince; Türk Ticaret Kanununun 12.maddesinin
12.fıkrasında, acentelik, tellallık, komisyonculuk ve sair bütün tavas
sut işleri ile uğraşmak üzere kurulan müesseseler ticarethane sayıl-
mış, Borçlar Kanununun 416.maddesinin 1.fıkrasında da, komisyoncu,
"Alım ve satım işlerinde komisyoncu, kendi namına ve müvekkili hesabı-
na kıymetli evrak ve menkul eşya alım ve satımını deruhte eden kimse-
dir." şeklinde tanımlanmıştır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 338.maddesinde, "Ayrı ayrı
maddi menfaat gözetmek şartıyla birden fazla kişi kaçakçılık yaptıkla-
rı veya kaçakçılığa teşebbüs sayılan fiilleri irtikap ettikleri veya
doğrudan doğruya beraber işlemiş oldukları takdirde her biri hakkında,
iştirak ettikleri suçlar için bu kanunda yazılı cezalır uygulanır" de-
nilmiş, aynı Kanunun 344.maddesinde de kaçakçılık, "...mükellef veya
surumlu tarafından aşağıdaki hallerden birisiyle vergi ziyaına sebebi-
yet verilmesi" olarak tarifi yapılmıştır.

Söz konusu maddenin 2.bendinde, sahte veya muhteviyatı itibarıyla ya-
nıltıcı vesikalar tanzim etmenin veya bunları bilerek kullanmanın ver-
gi kaçakçılığı olacağı belirtilmiştir. Yasanın "Yardım" başlıklı 347.
maddesinde ise, "Kaçakçılık olduğunu bildiği bir fiilin işlenip tamam-
lanmasını fiili ile kolaylaştıranlara, bundan bir menfaat gözetmediği
takdirde, bu fiiller için kanunda belli edilen cezaların dörtte biri
kesilir veya hükmedilir.

Aynı yardımı 344.maddenin 1 ve 6.bentlerinden yazılı fiillerin işlenip
tamamlanması için yapanlara bu fiiller için tayin olunun cezanın yarı-
sı hükmolunur" kuralına yer verilmiştir.

Sahte faturalar, maddi karşılık söz konusu olmaksızın düzenlenemeyece-
ğine göre, bu maddi karşılığın niteliğinin bilinmesi gerekir. Bu tür
fatura düzenlenmesi, vergi kaçırmaya yönelik bir eylem olup, faturayı
kesinin, suça doğrudan katıldığının ve haksız vergi iadesinden pay al-
dığının veya haksız yere vergi indiriminde bulunduğunun kabulü halin-
de, bu fiilin 213 sayılı Kanunun 338.maddesi kapsamında, "kaçakçılığa
iştirak" olacağı açıktır.

Bu unsurların bulunmadığı, ayrı bir menfaatin de gözetilmediği durum-
larda ise, "kaçakçılığa yardım" halinin mevcudiyeti kabul edilmek gere
kir.

Olayda, tarhiyatın dayanağı olan inceleme raporundan, mükellefin sahte
fatura düzenleyerek fatura bedelinin % 2'si oranında komisyon geliri
elde etmekle birlikte bu gelirini beyan etmediğinden bahisle uyuşmaz-
lık konusu tarhiyatın yapıldığı anlaşılmıştır. Oysa, Borçlar Kanununun
yukarıda açıklanan maddesinin öngördüğü anlamda "komisyoncu" olmayan
yükümlünün, muhteviyatı itirabıyla yanıltıcı belge düzenlemesi karşılı
ğında % 2 oranında komisyon aldığına ilişkin herhangi bir tespit bulun
madığı gibi, mükellefçe mal hareketinin gerçek olduğu ifade edilmekte-
dir.

Hal böyle olunca, yükümlünün sahta fatura düzenlediğinin tespiti halin
de, idarece, olayın kaçakçılığa "iştirak" ya da "kaçakçılığa yardım"
fiillerinden birine göre değerlendirilmesi suretiyle ceza kesilmesi ge
rekirken, komisyon karşılığı sahte fatura kestiği nedeniyle tarhiyat
yapılması yerinde olmadığı gibi ortada, yeterli bir tespit bulunmadı-
ğından ve sahte fatura karşılığında komisyon geliri elde edildiğine yö
nelik bir ifadeye de rastlanılmadığından, yapılan tarhiyatı onayan mah
keme kararında da isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, vergi dairesi temyiz isteminin reddine, yükümlü
temyiz isteminin ise kabulü ile mahkeme kararının kaçakçıLık cezası
katma değer vergisi yönünden bozulmasına karar verildi.



ŞT/NÇ
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı