Dairesi
RANDIMAN İNCELEMESİ SONUCUNDA, MÜKELLEFİN BEYANINA GÖRE FARK BULUNMASININ, DEFTER VE BEYANLARIN GERÇEĞİ YANSITMADIĞINI GÖSTERDİĞİ VE AKSİ İSPATLANMADIKÇA, RE'SEN TAKDİRİ GEREKTİREN BİR NEDEN OLDUĞU HK.
Karar No
682
Esas No
1486
Karar Tarihi
16-03-2004
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
YEDİNCİ DAİRE
2004
682
2001
1486
16/03/2004
 
KARAR METNİ

RANDIMAN İNCELEMESİ SONUCUNDA, MÜKELLEFİN BEYANINA GÖRE FARK BULUNMASININ, DEFTER VE BEYANLARIN GERÇEĞİ YANSITMADIĞINI GÖSTERDİĞİ VE AKSİ İSPATLANMADIKÇA, RE'SEN TAKDİRİ GEREKTİREN BİR NEDEN OLDUĞU HK.

Temyiz İsteminde Bulunan: Kırıkhan Vergi Dairesi Müdürlüğü

Karşı Taraf : ...

İstemin Özeti : Çırcır fabrikası işleten davacı Şirketin 1998 yılı işlemlerinin randıman yönünden incelenmesi sonucu, bir kısım hasılatın kayıt dışı bırakıldığının saptandığından bahisle, inceleme raporuna dayanılarak, 1998/Ekim dönemi için re'sen salınan katma değer vergisine ve kesilen ağır kusur cezasına ilişkin işlemi; re'sen vergi tarhı için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30'uncu maddesinde belirtilen hallerin gerçekleşmesi gerektiği; olayda ise, kanunda belirtilen şekilde bir tespit yapılmadığından re'sen tarh sebebinin bulunmadığı; bu itibarla, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlıkları tarafından belirlenen randıman oranları esas alınarak, inceleme elemanının kendine özgü hesaplama yöntemiyle tespit edilen matrah esas alınarak tesis edilen işlemde isabet görülmediği gerekçesiyle iptal eden Hatay Birinci Vergi Mahkemesinin 14.11.2000 gün ve E:2000/318; K:2000/565 sayılı kararının; inceleme raporuna dayalı olarak tesis edilen işlemin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi Abidin İldeş'in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Bilgin Arısan'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3'üncü maddesinin (B) fıkrasında, vergilendirimede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; gerçek mahiyetin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği; şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin, ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı; iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutat olmayan bir durumun iddia olunması halinde, ispat külfetinin bunu iddia edene ait olduğu belirtilmiştir.

Aynı Yasanın 30'uncu maddesinin ikinci fıkrasının 6'ncı bendinde ise, tutulması zorunlu olan defterlerin veya verilen
beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunması, re'sen takdir nedeni olarak sayılmıştır.
Yukarıda anılan yasa hükümlerine göre; kural olarak delil serbestisi ilkesi kabul edilmiştir. Bu ilkeye göre, vergi idaresi, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetini, her türlü delille ispatlama olanağına sahip iken, defter ve belgeleri usulüne uygun olan mükellefler de ilk görünüş karinesinden yararlanırlar.

Bu karineye göre kayıt ve belge düzenine uygun bulunan defter kayıtları ile vergilendirmeye ilişkin muamelelerin,
aksi kanıtlanmadıkça, gerçek durumu yansıttıkları kabul edilir. Ancak, mükelleflerin vergiyi doğuran olayla ilgili muamelelerinin, iktisadi, ticari ve teknik icaplara veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olana uygun bulunmaması halinde, kanıt yükü tersine döner. Yani; bu durumda, defter kayıtlarının ve vergilendirme ile ilgili muamelerlerin gerçek durumu yansıttığının, mükellef tarafından kanıtlanması gerekir.

Olayda, tarhiyata esas matrah farkının ortaya çıkarılmasında kullanılan randıman veya verimlilik esası adı verilen yöntem; üretime sevk edilen belli miktar ve nitelikteki ham maddeden, belli üretim tekniğiyle, belli miktarda mamul üretilebileceği gerçeğine dayanır. Bu gerçek ise, vergi ile ilgili muamelelerin gerçek mahiyetlerinin ortaya çıkarılmasında kanıt olarak kullanılmaya elverişli bir teknik icaptır. Dolayısıyla; randıman incelemesi sonucunda, mükellefin beyanına göre fark bulunması, defter ve beyanların gerçeği yansıtmadığını gösterir ve aksi ispatlanmadıkça, re'sen takdiri gerektiren bir nedendir.

Bu bakımdan; olayda, re'sen takdir sebebi bulunduğundan, Mahkemece, inceleme elemanınca randıman yöntemiyle saptanan matrah farkının yerinde olup olmadığının incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemin, olayda re'sen tarh sebebinin bulunmadığından bahisle iptalinde hukuki isabet görülmemiştir.

Bu nedenle, temyiz isteminin kabulüne ve mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 16.3.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

YÖ/ŞGK


 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı