Dairesi
KAÇAKÇILIK CEZALI GELİR VERGİSİ TEVKİFATININ KESİNLEŞMİŞ OLMASI
Karar No
622
Esas No
2876
Karar Tarihi
17-02-1993
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
DOKUZUNCU DAİRE
1993
622
1992
2876
17/02/1993
 
KARAR METNİ

KAÇAKÇILIK CEZALI GELİR VERGİSİ TEVKİFATININ KESİNLEŞMİŞ OLMASI NEDE-
NİYLE TEKRAR DAHİLİ TEVKİFAT ALINMASI MÜKERRERLİĞE YOL AÇACAĞINDAN DA-
HİLİ TEVKİFATA İLİŞKİN KAÇAKÇILIK CEZASI İSTENİLEMEYECEĞİ HK.

1986 Mayıs, Haziran, Temmuz, Eylül, Aralık dönemlerine ilişkin olarak
yükümlülerl adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ile da
hili tevkifata ait olarak kesilen kaçakçılık cezasının kaldırılması is
temiyle açılan davayı; 3065 sayılı Kanunun 29/1-a maddesi ve 34/1.mad-
desi hükümlerine göre, mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden
ödemeleri gereken katma değer vergisinden, faaliyetleri ile ilgili ola
rak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla ödedikleri kat
ma değer vergisini belgelendirmek ve bu belgeleri kanuni defterlere
kaydetmek şartıyla indirebilecekleri, mahkemelerince ara kararıyla ge-
tirtilen ihtilaflı yıl defterleri ile alış faturalarının incelenmesin-
den, yasal defterlere hiçbir kayıt yapılmadığı, tamamen boş olduğu, ib
raz edilen makbuz ve faturaların eksik olduğu görülmüş olup, yükümlüle
rin kanunen tanınan indirim hakkından yararlanamayacağı, bu nedenle in
celeme raporuna dayanılarak yapılan tarhiyatın yerinde olduğu, ayrıca
bilirkişi incelemesi yapılması dava konusu uyuşmazlığın çözümüne etki-
si olmayacağından, bu yöndeki talebin yerinde bulunmadığı, kaçakçılık
cezasına gelince, gerek katma değer vergisi indirimine tabi tutulan
miktarların belgelendirilmemesi, gerekse yasal defterlerine bu belgele
rin kaydedilmesi gerekirken boş bırakılması ve bir kısım satışın beyan
dışı bırakılması nedenleriyle davacıların gerçek gelirlerini gizledik-
leri, olabildiğince az vergi ödemeye çalışarak vergi kaçırma kastıyla
hareket ettikleri sonucuna varılarak tarhiyata uygulanan kaçakçılık ce
zasında da herhangi bir isabetsizliğin görülmediği gerekçesiyle redde-
den Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin bulunmaktadır.

Katma değer vergisi ve bu vergiye bağlı olarak hesaplanıp kesilen ka-
çakçılık cezasına ilişkin temyiz istemi, kanuna ve hukuka uygun vergi
mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından
yerinde görülmemiştir.

Dahili tevkifata ilişkin kaçakçılık cezasına gelince;

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94.maddesinin olay talrihinde yürür
lükte bulunan (B) fıkrasında; gerçek usulde gelir vergisine tabi tica-
ri, zirai ve mesleki kazanç sahipleri ile adi ortaklıklar, kollektif
şirketler ve adi komandit şirketlerin aşağıda belirtilen esaslara göre
dahili tevkifat yaparak vergi dairesine ödeyecekleri belirtilmiş ve da
hili tevkifatın uygulanma esaslarına yer verilmiştir.

94.maddenin sözü edilen (B) fıkrasının son bentlerinde cari vergilen-
dirme dönemi içinde elde edilen, ticari, zirai ve mesleki kazanç üze-
rinden bu maddenin (A) fıkrası uyarınca tevkif edilmiş bulunan gelir
vergisinin ödendiği belgelendirilmek kaydıyla ödenmesi gereken dahili
tevkifattan mahsup edileceği, mükelleflerin bu madde uyarınca dahili
tevkifata ait ödemelerinin toplamının cari takvim yılına ait yıllık
gelir vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan gelir vergisine mahsup
edileceği, mahsubu yapılan miktarın hesaplanan gelir vergisinden fazla
olması halinde de aradaki farkın müteakip dönemlere ilişkin olarak ya-
pılması gereken dahili tevkifata ait ödemeye mahsup edileceği, üçüncü
bendinde de dahili tevkifatın katma değer vergisine tabi olanların ad-
larına tarh ve tahakkuk ettirilen katma değer vergisinin %50'si oranın
da yapılacağı hükme bağlanmıştır.

Şu hale göre peşin bir vergi niteliği taşıyan dahili tevkifatın sonuç-
ta yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan
gelir vergisinden mahsubu gerekli olupl, mahsup edilemeyen bir dahili
tevkifatın vergi mükerrerliğine yol açacağı kuşkusuzdur.

öte yandan yıllık kurumlar ve gelir vergisi yönünden ikmalen veya re-
sen tarhiyatı yapılması hallerinde dönem matrahı yeniden oluşacağı ci-
hetle, sonradan dahili tevkifat adı altında ek vergi salınmasının aynı
şekilde vergi mükerrerliği doğuracağı açıktır. Bu sonuçlar yukarıda
sözü geçen vergi aslına bağlı kaçakçılık cezası yönünden de geçerli-
dir.

Dosyanın incelenmesinden; uyuşmazlıkta yükümlüler adına salınan kaçak-
çılık cezalı katma değer vergisi yanında ayrıca aynı olay nedeniyle
1986 ve 1987 yılları için kaçakçılık cezalı gelir vergisinin de salın-
dığı, bu vergiye ilişkin olarak açılan davaların vergi mahkemesince
reddedildiği, bu kararların Danıştay Üçüncü Dairesinin 14.11.1991 gün
ve 91/2879-2880-2881-2882 sayılı kararlarıyla da onandığı görülmüş
olup, yukarıda yapılan açıklamalar karşısında tekrar dahili tevkifata
ilişkin kaçakçılık cezasının alınması mümkün değildir.

Bu itibarla vergi mahkemesince dahili tevkifata ait kaçakçılık cezası-
nın kaldırılması gerekirken kararda yazılı gerekçeyle onanmasında ya-
sal isabet bulunmamıştır.

Açıklanan nedenlerle kaçakçılık cezalı katma değer vergisine ilişkin
temyiz isteminin reddine, Vergi Mahkemesinin 14.9.1989 gün ve 1989/105
sayılı kararının dahili tevkifatın cezasına ilişkin kısmının bozulması
na karar verildi.

KARŞI OY:

Gelir Vergisi Kanununun 94.maddesinin yürürlükten kaldırılan (B) fıkra
sı, gerçek usulde gelir vergisine tabi bir kısım kişilerin, fıkrada ya
zılı ödeyecekleri vergilerin, fıkradaki nispetlere göre dahili tevki-
fat yaparak vergi dairesine ödeyeceklerini, ödedikleri bu vergiyi yıl-
lık gelir vergilerinden mahsup edeceklerini amirdir.

Bu duruma göre, dahili tevkifat olarak, vergi dairesine ödenen meblağ,
yıllık gelir vergisinin tamamını veya bir kısmını teşkil etmektedir.
Nitekim, A fıkrasına göre ödenmiş olan gelir vergileri dahili tevkifat
tan, ödenmiş bulunan dahili tevkifat da yıl sonunda hesaplanan gelir
vergisinden mahsup edilecektir.

Maddede, dahili tevkifat işleminin vergi olduğu yolunda bir hüküm yok-
tur.

Vergi cezası, vergi ziyaı olması halinde kesilir. Dahili tevkifat adı
altında bir vergi veya bir vergi kanunu olmadığına göre böyle bir ver-
gi cezası da kesilemez.

Maddenin (B) fıkrasında yazılı vergilerin hiç ödenmemiş veya noksan
ödenmiş olması halinde ödenmemiş veya noksan ödenmiş olan vergilerin
cezalı olarak alınacağı tabiidir. Ödenmemiş olan bu vergilerin dahili
tevkifatı için ayrıca kaçakçılık veya kusur cezası uygulanamaz. Ancak
ödemenin gecikmesinden dolayı gecikme zammı uygulanabilir.

Bu nedenlerle bu gerekçeyle dahili tevkifata ceza uygulanması gerekti-
ği görüşüyle verilen çoğunluk kararına karşıyım.


BŞ/SE
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı