Dairesi
SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK YAPAN VE MÜŞTERİLERİNDEN
Karar No
400
Esas No
102
Karar Tarihi
22-11-1996
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
VERGİ DAVA DAİRELERİ
1996
400
1996
102
22/11/1996
 
KARAR METNİ

SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK YAPAN VE MÜŞTERİLERİNDEN BU FAALİ-
YETİNDEN DOLAYI TAHSİL ETTİĞİ ÜCRETLERİ TAHSİLAT DÖNEMİNDE BEYAN EDEN
YÜKÜMLÜNÜN VERGİ KAYBINA YOL AÇTIĞINDAN SÖZ EDİLEMEYECEĞİ HK.

Müşterilerine muhasebecilik ve müşavirlik hizmeti sunan yükümlünün
1991 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucunda, bu faaliyetin-
den elde ettiği gelirini geç beyan ederek vergi kaybına sebebiyet ver-
diği sonucuna varılmış, uygulanacak tarhiyatta katma değer vergisinin
aranmaması, ancak, yükümlü adına kaçakçılık cezası kesilmesi önerildi-
ği halde, vergi dairesi müdürlüğünce, inceleme elemanının vergi aslına
ilişkin önerisi dikkate alınmadan kaçakçılık cezalı katma değer vergi-
si salınmıştır.

Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen Eskişehir 2.Vergi Mah-
kemesi 23.12.1993 günlü ve 1993/372 sayılı kararıyla; 3065 sayılı Kat-
ma Değer Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin (c) bendinde, kısım kı-
sım mal teslimi veya hizmet yapılması mutad olan veya bu hususlarda
mutabık kalınan hallerde, her bir kısmın teslimi veya bir kısım hizme-
tin yapılması anında vergiyi doğuran olayın meydana geleceğinin hüküm
altına alındığı, olayda, yükümlünün 1991 yılında müşterileriyle yapmış
olduğu birer yıllık sözleşme uyarınca her ay müşterilerine mesleki
hizmet sunduğu ve sözleşmede yazılı aylık ücrete hak kazandığı halde,
katma değer vergisi beyannamelerine sadece o ayda tahsil ettiği ücret-
leri dahil ettiği, dolayısıyla, bazı aylarda vergiyi eksik beyan ve
tahakkuk ettirdiği, oysa yükümlünün, o ay içinde yaptığı hizmetlerin
tamamını katma değer vergisi beyannamesine dahil etmesi ücretin tahsil
edilmesini beklememesi gerektiği, ancak, inceleme raporunda tarh edi-
lecek katma değer vergisinin tahsil edilmemesi önerildiğinden, tahsil
edilemeyecek verginin tarh edilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle
vergi aslını kaldırmış, kaçakçılık cezasını ise, olayın özelliği ve
matrah farkının bulunuş biçimini dikkate alarak kusur cezasına çevir-
miştir.

Tarafların temyiz istemini inceleyen Danıştay 11.Dairesi
18.4.1995 günlü ve 1995/1176 sayılı Kararıyla; vergi dairesi müdürlü-
ğünün temyiz isteminin reddine, yükümlü temyiz isteminin ise, inceleme
raporunda yükümlünün ilgili dönemde beyan dışında bıraktığı bir hizmet
tesliminin varlığı yolunda yapılmış herhangi bir somut saptama bulun-
madığı, dolayısıyla, verginin geç beyan edildiği ve vergi kaybına ne-
den olunduğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle kabulü ile cezanın
kaldırılması gerektiği sonucuna ulaşarak vergi mahkemesi kararını yü-
kümlü lehine bozmuştur.

Bozma kararına uymayan Eskişehir 2.Vergi Mahkemesi, 15.9.1995
günlü ve 1995/268 sayılı kararıyla ilk kararındaki gerekçeye ek ola-
rak, gerek bu olayda gerekse mahkemelerine bu konuda intikal eden u-
yuşmazlıklarda mükelleflerin söz konusu kazançlarını dönemler itiba-
rıyla verilmesi gereken beyannamelerde değil, yıl sonu beyannamelerin-
de beyan etmek suretiyle vergi kaybına yol açtıklarını belirterek ilk
kararında direnmiştir.

Karar, yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve olayda vergi ziyaı-
nın bulunmadığı ileri sürülerek direnme kararının bozulması istenmiş-
tir.

Serbest muhasebeci mali müşavirlik yapan ve işlemlerini izledi-
ği müşterilerince ödenen ücretleri, ödendikleri dönemin beyannamesine
dahil ederek beyan eden davacı adına salınan katma değer vergisini
kaldıran ancak, kesilen cezayı, verginin aylık dönemlerde değil de,
ücretin tahsil edildiği dönemde tahakkuk ettirilmesi nedeniyle doğan
vergi kaybının varlığını gözönüne alarak kusura çeviren vergi mahkeme-
si direnme kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiştir.

Israr hükmü sadece cezaya ilişkin olduğundan temyiz isteminin,
olayda vergi kaybına yol açılıp açılmadığı saptanarak sonuçlandırılma-
sı gerekmektedir.

Vergi ziyaının tanımı, Vergi Usul Kanununun 341 inci maddesinde
yapılmış; mükellef veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini
zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden ver-
ginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi
olduğu, verginin sonradan tahakkuk ettirilmesi veya tamamlanmasının,
ceza uygulanmasına engel oluşturmayacağı kurala bağlanmıştır.

Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, yükümlünün müşterileriyle
yazılı sözleşme yapmadığı, inceleme raporuna ek tutanakta ise incele-
menin yükümlü tarafından tutulan müşteri bilgi formlarından yararlanı-
larak yapıldığı, yükümlünün müşterileriyle yıllık, altı aylık, iki ay-
lık gibi değişken süreli iş anlaşmaları yaptığı anlaşılmaktadır. Yü-
kümlünün yıllık olarak gözönüne alındığında beyan dışında bıraktığı
herhangi bir matrah farkı bulunmadığı inceleme elemanınca da kabul e-
dilmiştir. Bu nedenle tartışma, sadece aylık dönemler itibarıyla zaman
yönünden geç tahakkukun bulunup bulunmadığı noktasındadır.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin ilk
fıkrasının (1) işaretli bendinde, serbest meslek faaliyeti çerçevesin-
de yapılan teslim ve hizmetler, bu verginin konusunu teşkil eden iş-
lemler arasına alınmış ve 10 uncu maddesinin (a), (b) ve (c) bentle-
rinde, kısım kısım mal veya hizmet tesliminde mutabık kalınmadıkça ve-
ya fatura ve benzeri belgeler malın teslimi yada hizmetin ifasından
önce verilmedikçe vergiyi doğuran olay, malın teslimi ve hizmetin ifa-
sına bağlanmıştır. Bu düzenleme karşısında (b) ve (c) bentlerindeki
koşullar gerçekleşmedikçe davacı yönünden katma değer vergisini doğu-
ran olay, işlemleri izlenen müşteriler tarafından gerekli ödemenin
kısmen veya tamamen yerine getirilmesi ile tamamlanacaktır. Esasen bu
durum, serbest meslek faaliyeti ve kazancına ilişkin Gelir Vergisi Ka-
nununun 67 nci maddesinde ve serbest meslek makbuzunun düzenlenmesiyle
ilgili Vergi Usul Kanununun 236 ve 237 nci maddelerinde yer alan ku-
ralların da gereğidir.

Serbest meslek faaliyeti yürüten yükümlünün, bu faaliyeti nede-
niyle kendisine yapılan ödemeler için serbest meslek makbuzu düzenle-
yerek, katma değer vergisini bu makbuzda göstermesi ve tahsilat döne-
mine ilişkin beyanına dahil etmesinin zorunlu olduğu, yükümlünün iş-
lemlerini bu gerekliliğe uyarak yürüttüğü anlaşıldığından, verginin
zaman yönünden geç tahakkukuna yol açtığından söz edilemeyeceğinden,
adına kesilen cezanın kusura çevirilmesi yolundaki ısrar kararında hu-
kuka uygunluk bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle Eskişehir 2.
Vergi Mahkemesinin 15.9.1995 günlü ve 1995/268 sayılı direnme kararı-
nın bozulmasına karar verildi.

(MT/ES)
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı