Dairesi
RESEN MÜKELLEFİYET TESİSİNE İLİŞKİN İŞLEMİN MÜNHASIRAN İDARİ...
Karar No
3917
Esas No
6122
Karar Tarihi
10-11-1997
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
ONBİRİNCİ DAİRE
1997
3917
1996
6122
10/11/1997
 
KARAR METNİ

RESEN MÜKELLEFİYET TESİSİNE İLİŞKİN İŞLEMİN MÜNHASIRAN İDARİ DAVAYA
KONU EDİLEMEYECEĞİ HK.

Öğrenci kantini işletmeciliği ile uğraşan yükümlünün post-mix siste-
miyle cola ürettiğinin tespit edilmesi nedeniyle 3065 sayılı Yasanın
60/1. maddesi uyarınca ek vergi, 3418 sayılı Yasa uyarınca da eğitim,
gençlik, spor ve sağlık hizmetleri vergisi mükellefiyetleri tesis e-
dilmiştir. Ankara 1. Vergi Mahkemesi 4.3.1996 gün ve 1996/261 sayılı
kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 60/1.maddesinde,
aşağıda yazılı malların ithalinin veya imalatçıları tarafından tesli-
minin hizalarında gösterilen oranlarda ek vergiye tabi olduğu, aynı
maddenin (d) bendinde ise her türlü alkolsüz içkilerin (sade gazoz,
meyvalı gazoz ve meyva suları hariç) % 10 oranında ek vergiye tabi
olacağı hükümlerinin yer aldığı, 15 ve 23 sıra nolu Katma Değer Ver-
gisi Genel Tebliğlerinde ek verginin hangi aşamada alınacağına ilişkin
açıklamalara yer verildiği, post-mix sisteminin en basit anlamıyla be-
lirli özelliklerdeki su, karbondioksit ve ana konsantrenin tüketiciye
sunulmadan önceki aşamada, yani satış noktasında karıştırılması olarak
tanımlandığı, buna göre yükümlü şirketin işletmede post-mix sistemiyle
cola elde etmesinin imalat olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı,
post-mix sisteminin cola konsantresini üreten firmaya ait olmasının
yanında sistemin kurulmasının ve karışım ayarlarının da bu firma tara-
fından hazırlandığı, ürünün tescilli marka olması nedeniyle buradaki
faaliyetin üretim faaliyeti olmadığı gibi ürünün de alkolsüz içki sı-
nıfında olduğunun düşünülemeyeceği, 3065 sayılı Kanunun 60/1-d madde-
sinin parantez içi hükmünde sade gazoz, meyvalı gazoz ve meyva sula-
rının imalatını ek vergi dışında bırakan kanun koyucunun, daha basit
bir karışım işini imalat olarak nitelendirerek vergiye tabi tutmak a-
macında olduğunun kabul edilemeyeceği, bu nedenle yükümlü adına ek
vergi ile eğitim, gençlik, spor ve sağlık hizmetleri mükellefiyeti te-
sis edilmesinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle mükellefiyet te-
sis edilmesine ilişkin işlemi iptal etmiştir. Vergi dairesi tarafın-
dan, işlemin yasaya uygun olduğu, ayrıca mükellefiyet tesisine ilişkin
işlemin dava konusu yapılamayacağı ileri sürülerek kararın bozulması
istenilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8/1. maddesinde; mükellef, ver-
gi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettübeden gerçek veya tü-
zelkişi olarak tanımlanmış, 19. maddesinde; vergi alacağının, vergi
kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun te-
kemmülü ile doğacağı belirtilmiş, 20. maddesinde ise, verginin tarhı-
nın, vergi alacağının kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üze-
rinden vergi dairesi tarafından hesaplanarak bu alacağı miktar itiba-
rıyla tesbit eden idari muamele olduğu açıklanmıştır.

Aynı yasanın "Vergi Hatalarını Düzeltme" başlığını taşıyan ü-
çüncü bölümünün 116. maddesinde; vergi hatası, vergiye müteallik he-
saplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere
fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak ifade edilmiş,
yapılmış bir vergi hatasının ortaya çıkması durumunda ise, kanunun
120. maddesi uyarınca vergi dairesi müdürlüğünden, 124. maddesi hükmü
uyarınca da vergi dairesi işlemine karşı şikayet yoluyla Maliye Bakan-
lığına başvurmak suretiyle bu hatanın düzeltilmesinin istenebileceği
hüküm altına alınmıştır.

Öte yandan, vergi mahkemesinde dava açmaya yetkili olanları be-
lirleyen Vergi Usul Kanununun 377/1. maddesinde, mükellefler ve kendi-
lerine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen ce-
zalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri vurgulandıktan
sonra 378. maddesinde de vergi mahkemesinde dava açabilmek için vergi-
nin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları
kararlarının tebliğ edilmiş olması; tevkif yoluyla alınan vergilerde
istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafdan ver-
ginin kesilmiş olması gerektiği hükme bağlanmıştır.

Buna göre, idarenin kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemlerinin
idari davaya konu olabilecekleri kabul edilmekle birlikte vergi uyuş-
mazlıklarında kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlemler, ihbarname,
ödeme emri veya haciz varakası tebliğ edilmesi tahakkuk fişi kesilmesi
ya da vergi tevkifatı yapılması yahut düzeltme ve şikayet başvuruları-
nın yetkili makamlarca ret edilmesi halinde ortaya çıkmaktadır.

Olayda ise, öğrenci kantini işleten yükümlünün, post-mix siste-
miyle cola ürettiğinin saptanması üzerine, bu faaliyeti nedeniyle 3065
sayılı Yasanın 60. maddesi uyarınca ek vergi, 3418 sayılı Yasa uyarın-
ca da eğitim, gençlik, spor ve sağlık hizmetleri vergisine tabi olduğu
ileri sürülerek 1.1.1995 tarihinden itibaren mükellefiyeti tesis edil-
miştir.

Bu itibarla, mükellefiyet tesisine ilişkin işlem, vergi yargısı
açısından ön işlem niteliğinde olmakla birlikte, vergi uyuşmazlığına
konu olabilmesi için sonuç doğurucu bir işlemle tamamlanması, başka
bir deyişle yükümlü tarafından verilecek bayanname üzerine tahakkuk
fişi kesilmesi ya da inceleme raporuna veya takdir komisyonu kararına
istinaden ihbarname düzenlenmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun
14/1. maddesinin (d) bendinde; dilekçelerin, Danıştayda daire başkanı-
nın görevlendireceği bir tetkik hakimi, idare ve vergi mahkemelerinde
ise, mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından idari
davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup, olma-
dığı yönünden inceleneceği, 15/1. maddesinin (b) bendinde ise, idari
davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem bulunmadığı-
nın tespit edilmesi halinde davanın reddine karar verileceği kurala
bağlanmıştır.

Bu durumda, mükellefiyet tesisine ilişkin işlem, idari davaya
konu olacak kesin ve yürütülmesi zorunlu bir işlem niteliğinde olmama-
sı nedeniyle münhasıran idari bir davaya konu edilemeyeceğinden, dava-
nın 2577 sayılı Yasanın 15/1 (d) hükmü uyarınca reddine karar verilme-
si gerekirken, uyuşmazlığın esasının çözümlenmesi yönündeki vergi mah-
kemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.

Kaldı ki, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemele-
ri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun
"Vergi Mahkemelerinin Görevleri" başlığını taşıyan ve vergi mahkemele-
rinin genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi,
resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları
ile tarifelere ilişkin davaları ve bu konularda 6183 sayılı Amme Ala-
caklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ait davalarla,
diğer kanunlarla verilen işleri çözümleyeceği yolundaki 6. maddeside
aynı yöndedir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile Ankara 1.
Vergi Mahkemesinin 4.3.1996 gün ve 1996/261 sayılı kararının bozulma-
sına karar verildi.

(MT/ES)
(DAN-DER; SAYI:96)




 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı