Dairesi
TEMİNAT MEKTUBU VE GENEL KREDİ SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN VE BANKACA MÜŞTERİSİNDEN TAHSİL EDİLİP, İHTİRAZİ KAYIT KOYMAKSIZIN ÖDENEN DAMGA VERGİLERİNİN İADESİ İSTEMİYLE YAPILAN DÜZELTME VE ŞİKAYET BAŞVURUSUNUN REDDİNE DAİR İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİYLE, SÖZ KONUSU VERGİLERİN MÜKELLEFİ VE/VEYA SORUMLUSU OLAN BAN
Karar No
3585
Esas No
496
Karar Tarihi
28-12-2004
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
YEDİNCİ DAİRE
2004
3585
2001
496
28/12/2004
 
KARAR METNİ

TEMİNAT MEKTUBU VE GENEL KREDİ SÖZLEŞMESİNDEN DOĞAN VE BANKACA MÜŞTERİSİNDEN TAHSİL EDİLİP, İHTİRAZİ KAYIT KOYMAKSIZIN ÖDENEN DAMGA VERGİLERİNİN İADESİ İSTEMİYLE YAPILAN DÜZELTME VE ŞİKAYET BAŞVURUSUNUN REDDİNE DAİR İŞLEMİN İPTALİ İSTEMİYLE, SÖZ KONUSU VERGİLERİN MÜKELLEFİ VE/VEYA SORUMLUSU OLAN BANKANIN DAVA AÇMA EHLİYETİ BULUNDUĞU HK.

Temyiz İsteminde Bulunan: ...

Vekili : Av. ...

Karşı Taraf : Maliye Bakanlığı

İstemin Özeti : Davacı Bankanın Denizli Şubesinin müşterisi olan ... Şirketinin yatırım teşvik belgesi kapsamındaki makina ithalatı nedeniyle düzenlenen teminat mektupları (harici garantiler) ve imzalanan genel kredi sözleşmesi üzerinden, adı geçen Şirketten tahsil edilip vergi dairesine beyan edilerek ödenen damga vergilerinin, 3505 sayılı Kanunun Geçici 2'nci maddesinin (c) fıkrasından yararlandırılarak iadesi istemiyle, düzeltme ve şikayet yoluyla yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada; 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 3'üncü maddesine göre, davaya konu damga vergilerinin mükellefinin, söz konusu vergiyi ödeyen davacı Bankanın müşterisi olduğundan, bu konuda dava açma hakkının, bankanın müşterisi anılan Şirkete ait olduğu gerekçesiyle, davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 15'inci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendi uyarınca, ehliyet yönünden reddine dair Denizli Vergi Mahkemesinin 28.6.2000 gün ve E:1999/457; K:2000/154 sayılı kararının; davaya konu damga vergilerinin mükellefi oldukları ve kendileri tarafından beyan edilerek ödendiği; dolayısıyla, dava açma ehliyetlerinin bulunduğu; davanın esasının incelenmesi gerektiği ileri sürülerek bozulması
istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Tetkik Hakimi Ergün Gökdam'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı H.Hüseyin Tok'un Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Temyiz başvurusu; davacı Bankanın Denizli Şubesinin müşterisi olan şirketin yapacağı ithalat nedeniyle düzenlenen teminat mektubundan ve yapılan genel kredi sözleşmesinden doğan ve davacı Bankaca ilgili şirketten tahsil edilip, beyan edilerek ödenen damga vergilerinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı ehliyet yönünden reddeden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 3'üncü maddesinde, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu açıklandıktan sonra, 24'üncü maddesinde, birden fazla kişi tarafından imza edilen kağıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenlerin müteselsilen sorumlu olacakları kuralına yer verilmiştir.

Öte yandan; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8'inci maddesinde, mükellef, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüp eden gerçek veya tüzel kişi; vergi sorumlusu da, verginin ödenmesi bakımından, alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişi olarak tanımlandıktan sonra, vergi kanunlarıyla kabul edilen haller müstesna olmak üzere, mükellefiyete veya vergi sorumluluğuna müteallik özel mukavelelerin vergi dairelerini bağlamayacağı öngörülmüş; aynı Kanunun 377'inci maddesi ile 378'inci maddesinde ise, mükelleflerin ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri; vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması gerektiği; mükelleflerin, beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları, bu Kanunun vergi hatalarına ilişkin hükümlerinin mahfuz olduğu düzenlemeleri yer almıştır.

Bu hükümlere göre; kağıdı imzalayanlar olarak belirlenen damga vergisi mükellefinin, sözleşme ile değiştirilmesi; beyana dayanan vergi tarh ve tahakkuku işlemlerinin de, beyanda bulunan tarafından usulüne uygun olarak ihtirazi kayıt konulması hali dışında, idari davaya konu edilmeleri, olanaklı değildir.

Olayda, yalnızca teminatı veren banka tarafından imzalanan teminat mektubundan doğan damga vergisinin mükellefi, temyize konu kararda söylenenin aksine imza sahibi ... Bankası Anonim Şirketidir. Davacı Banka, ayrıca, müşterisi olan Şirketle imzalanan genel kredi sözleşmesinden doğan damga vergisinin de mükellefi ve Damga Vergisi Kanununun 24'üncü maddesi uyarınca sorumlusudur. Adı geçen Banka, ileride doğması muhtemel sorumluluğunu gidermek amacıyla, söz konusu işlemlerden doğan damga vergilerini, aralarındaki (açık ya da kapalı, yazılı veya sözlü) sözleşmeye dayanarak müşterisi olan Şirketten peşinen tahsil edip, vergi dairesine kendi adına beyan ederek, ihtirazi kayıt koymaksızın ödemiştir. Bu durumda, davacı Bankanın, mükellefi ve sorumlusu olduğu vergiler nedeniyle ehliyeti bulunmadığından söz edilemeyeceğinden, mahkeme kararının aksi yoldaki gerekçesine katılmak mümkün değildir. Bu bakımdan; olayda, vergi hatası bulunup bulunmadığı; dolayısıyla, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 122 ve 124'üncü maddelerine göre düzeltme ve şikayet yoluna başvurulup başvurulamayacağı yönünden yapılacak yargılamayla ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu yapılmaksızın, davanın, ehliyet yönünden reddine ilişkin temyize konu mahkeme kararında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 28.12.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

YÖ/ŞGK


 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı