Dairesi
KABUL KREDİLİ İTHALATTA VADE FARKLARININ KATMA DEĞER VERGİSİ MATRAHINA
Karar No
327
Esas No
52
Karar Tarihi
06-11-1998
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
VERGİ DAVA DAİRELERİ
1998
327
1998
52
06/11/1998
 
KARAR METNİ

KABUL KREDİLİ İTHALATTA VADE FARKLARININ KATMA DEĞER VERGİSİ MATRAHINA
DAHİL OLACAĞI HK.

... Giriş Gümrük Müdürlüğünde tescil edilen ... gün ve ... sayılı güm-
rük giriş beyannamesi muhteviyatı eşya bedeline ilişkin ödeme şeklinin
kabul kredili olduğu ve fatura bedeli dışında satıcıya ödenmesi için
vade farkı ve banka komisyon masrafı transferi yapıldığı halde bunla-
rın katma değer vergisi ve dolayısıyla ulaştırma altyapıları resmi
matrahına dahil edilmediğinin tespit edilmesi üzerine yükümlü şirket
adına, katma değer vergisi ve ulaştırma altyapıları resmi tahakkuk et-
tirilmiştir.

Tahakkuka karşı açılan davayı inceleyen İzmir 3.Vergi Mahkemesi
davacı iddialarını kabul ederek tahakkuku kaldırmıştır.

Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığının bu karara karşı yaptığı tem-
yiz başvurusunu inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi, ... günlü ve
1996/3121 sayılı kararıyla; kabul kredili mal bedeli ödemelerinin ile-
ri tarihli bir poliçeye bağlanarak, poliçe vadesinde satıcıya ödenme-
sini sağlayan bir ödeme şekli olduğu, böylece ithalatçıların, mal be-
delini ithal edilen malın satış bedeliyle ödeme olanağına kavuştukla-
rı, kabul kredisine bu amaçla başvurulduğu, 3065 sayılı Katma Değer
Vergisi Kanununun "İthalatta Matrah" başlığını taşıyan 21. maddesinin
(c) bendinde; fiili ithalata kadar yapılan diğer giderler ve ödemeler
ile mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödeme-
lerin vergi matrahına dahil olduğunun belirtildiği, kabul kredili it-
halatta ithal edilen mal bedelinin satıcıya ödenmesine aracılık eden
bankaya bu hizmeti nedeniyle ödenen komisyonun, Katma Değer Vergisi
Kanununun ithalatta matrahı düzenleyen 21 inci maddesinin (c) bendinde
sayılan gider yada ödeme niteliğinde olmadığı, zira, söz konusu komis-
yonun ithal edilen mal bedeli ile ilgisinin bulunmadığı gibi satıcıya
değil bankaya ödendiğinden ek tahakkukun bankaya ödenen komisyon mas-
rafı üzerinden hesaplanan kısmında isabet görülmediği, sözü geçen mad-
dede "vade farkı ve faizi"ne yer verilmemiş olmakla birlikte, ithalat-
çı tarafından yapılan bir gider niteliği taşıması itibarıyla vade far-
kının "fiili ithalata kadar yapılan diğer giderler ve ödemeler" kapsa-
mında düşünülmesi gerektiği, vade farkı transferinin sonradan yapılmış
olmasının, sözleşmeye dayalı giderin bu niteliğini değiştiren bir ne-
den sayılamayacağı, kabul kredili ithalatta fatura bedeli dışında sa-
tıcıya ödenmek üzere transfer edilen vade farkının, Katma Değer Vergi-
si Kanununun 21. maddesinin (c) bendi uyarınca katma değer vergisi
matrahına dahil edilmesinde isabetsizlik görülmediği, 827 sayılı Ulaş-
tırma Altyapıları Resmi Kanununun 1. maddesinde; ithalde alınan katma
değer vergisi matrahının, aynı zamanda ulaştırma altyapıları resminin
de matrahı olduğu hükmü yer aldığından, yükümlü şirket adına yapılan
ulaştırma altyapıları resmi tahakkukunun da yerinde olduğu, diğer ta-
raftan, yükümlü şirket adına, gümrük idaresince yapılan dava konusu ek
tahakkuktan ayrı olarak, vergi dairesi tarafından da sorumlu sıfatıyla
katma değer vergisi tahakkuku yapılmasının, kabul kredili ödemede ih-
racatçıya ödenen vade farkı, ithalatta katma değer vergisi matrahına
dahil olduğundan, dava konusu ek tahakkuku kusurlandırıcı mahiyette
bulunmadığı gerekçesiyle, vergi mahkemesi kararını bozmuştur.

Bozma kararına uymayan ... Vergi Mahkemesi ... günlü ve
1997/1194 sayılı kararıyla; olayda vade farklarının fiili ithalattan
sonra ödendiğinin ihtilafsız olduğu, her ne kadar Katma Değer Vergisi
Kanununun 24 üncü maddesinde, vade farkları matraha dahil unsurlar a-
rasında sayılmış ise de; sözü geçen Kanunun 21 inci maddesinin (c)
bendi hükmü karşısında, söz konusu vade farklarından sadece fiili it-
halata kadar ödenenlerin matraha dahil olduğu sonucuna ulaşıldığı,
miktarı önceden kesin olarak bilinmeyen ve fiili ithalattan sonra öde-
nen vade farklarının, katma değer vergisi matrahına dahil edilmemesi
gerektiği, aksi halin kabulünde, kur farkından kaynaklanan sorunların
da ortaya çıkacağı, diğer taraftan, katma değer vergisi matrahının ay-
nı zamanda ulaştırma alt yapıları resminin de matrahı olması nedeniy-
le, söz konusu resimde de isabet görülmediği gerekçesiyle katma değer
vergisi ve ulaştırma altyapıları resminin kaldırılması yolundaki ilk
kararında direnmiştir.

Direnme kararı Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı tarafından tem-
yiz edilmiştir.

Davacı tarafından yapılan ithalata ait beyanname kapsamındaki
eşya bedeline ilişkin ödeme şeklinin kabul kredili olduğu, fatura be-
deli dışında satıcıya ödenmesi için vade farkı transferi yapıldığı an-
cak vade farklarının, katma değer vergisi ve ulaştırma altyapıları
resmi matrahına dahil edilmediği saptanarak adına uygulanan tarhiyatı
kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık, yükümlü kurumun gerçekleştirmiş olduğu kabul kredi-
li ithalatta fatura bedeli dışında ihracatçıya bir poliçeye bağlana-
rak, poliçe vadesinde mal bedeli ile birlikte transfer edilen vade
farkının ithalde alınan katma değer vergisine tabi tutulup tutulmaya-
cağına ilişkindir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun ithalatta matrahı be-
lirleyen 21 inci maddesinin (c) bendinde; fiili ithalata kadar yapılan
diğer giderler ve ödemeler ile mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat
farkı, kur farkı gibi ödemelerin ithalatta katma değer vergisi matra-
hını oluşturan unsurlardan olduğu, 24 üncü maddesinin (c) bendinde i-
se; vade farkı, fiyat farkı, faiz, prim gibi çeşitli gelirler ile ser-
vis ve benzer adlar altında sağlanan her türlü menfaat hizmet ve de-
ğerlerin katma değer vergisi matrahına dahil olduğu belirtilmiştir.
Kabul kredili ithalatı gerçekleştiren kurumun ithalat öncesinde
ihracatçıyla yapmış olduğu bir anlaşma uyarınca ve belirlenen bir va-
deye göre keşide ettiği poliçeyle, bu poliçeyi kabul eden banka aracı-
lığıyla mal bedeli ve vade farkını ödediği anlaşılmakta olup, ödenen
vade farklarının, 3065 sayılı Yasanın 21 inci maddesinin (c) bendinde
belirtilen "fiili ithalata kadar yapılan diğer giderler" kapsamında
değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira ödeme ifadesi, nakden veya hesa-
ben ödeme ile birlikte belli bir meblağın borçlanılmak üzere tahakkuk
etmesini de kapsamaktadır. Nitekim, teslim ve hizmet işlemlerinde mat-
rahı belirleyen aynı Kanunun 20 nci maddesinin birinci fıkrasında mat-
rahın; işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, ikinci fıkra-
sında ise bedel deyiminin; malı teslim alan veya kendisine hizmet ya-
pılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden, bu işlemler karşılığın-
da her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para,
mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfa-
at, hizmet ve değerler toplamı olduğu kurala bağlandığından, ithalatçı
ve ihracatçının sözlü yada yazılı bir anlaşma ile vadeyi ve vade far-
kını ithalattan önce belirlemiş olmaları karşısında, ithalatın gerçek-
leştiği tarihte poliçeye bağlı vade farkı tutarının belirsiz olduğun-
dan söz edilemeyeceği gibi bu tutarın ithalattan sonraki bir tarihte
ödenmiş olması da bu gerçeği değiştirmeyecektir.

Bu durumda kabul kredili ithalatta fatura bedeli dışında satı-
cıya ödenmek üzere transfer edilen vade farkının, ithalatta katma de-
ğer vergisi matrahına dahil edilerek yükümlü şirket adına yapılan kat-
ma değer vergisi ve ulaştırma altyapıları resmi tahakkukunu kaldıran
vergi mahkemesi kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile ... Vergi Mahkemesi-
nin ... günlü ve 1997/1194 sayılı ısrar kararının bozulmasına, karar
verildi.

X - K A R Ş I O Y

Uyuşmazlık, kredili ithalat nedeniyle ödenen vade farkının kat-
ma değer vergisi matrahına dahil olup olmayacağına ilişkin bulunmakta-
dır.

3065 sayılı Kanunun 21 inci maddesinde ithalatta katma değer
vergisi matrahının;
a) İthal edilen malın gümrük vergisi tarhına esas olan kıymeti,
gümrük vergisinin kıymet esasına göre alınmaması veya malın gümrük
vergisinden muaf olması halinde sigorta ve navlun bedelleri dahil
(CIF) değeri bunun belli olmadığı hallerde malın gümrükçe tesbit edi-
lecek değeri,

b) İthalat sırasında ödenen her türlü vergi, resim, harç ve
paylar,

c) Fiili ithalata kadar yapılan diğer giderler ve ödemeler ile
mal bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemeler,
Toplamı olduğu belirtilmiştir.

Maddeden anlaşılacağı üzere, fiili ithalata kadar yapılan gider
ve ödemeler ile fiyat farkı ve kur farkları ödemeleri, katma değer
vergisi matrahını oluşturacaktır. Bu halde malın gümrük girişi sıra-
sında belirlenen bedeli ithal edilen malın fiyatını ortaya koyacaktır.

Vade farklarının malın fiili ithalatından sonra ödendiği ihti-
lafsızdır.

Aynı Kanunun 24 üncü maddesinde vade farklarının matraha dahil
unsurlar arasında yer aldığı görülmekte ise de bu maddenin ithal edi-
len mallara ilişkin olmadığı yurt içerisinde vadeli olarak alınan mal-
lara ilişkin olduğu açıktır. Çünkü Kanun vazı ithal edilen mallar için
özel hüküm getirmiştir.

Vadeli ithalatta malın bedeli, malın ithalatçı tarafından güm-
rükten teslim alınmasında değil, taraflar arasında belirlenmiş ileri
tarihli vadeli bir poliçeye bağlanması sırasında doğmaktadır.

İthalatta vade farkının ne olacağı, kur farkları dolayısıyla
belli değildir. Bu durumda, vadeli ithal edilen malın mukavele sıra-
sında belli bir bedeli de olamayacaktır.

Bütün bu açıklamalar gösteriyor ki, vadeli de olsa ithalat sı-
rasında gümrükte beyan edilen bedel o malın fiyatını oluşturmaktadır.

Bu nedenlerle, vergi mahkemesi ısrar kararının yerinde olduğu
ve temyiz isteminin reddi gerekeceği oyu ile karara katılmıyoruz.

(MT/ES)








 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı