Dairesi
AKTİFİNDE KAYITLI FABRİKA BİNASINI SATAN ANCAK HASILATINI VE BU İŞLEMDEN DOĞAN KARI KAYIT VE BEYAN DIŞI BIRAKAN ANONİM ŞİRKETİN %99 PAYLI PAYDAŞININ, GİZLENEN KURUM KAZANCININ DAĞITILMADIĞINI KANITLAMA YÜKÜ ALTINDA OLMASINA KARŞIN, KAR DAĞITIMI YAPILDIĞININ VERGİ İDARESİNCE KANITLANMASI GEREKTİĞİNDE
Karar No
3194
Esas No
1959
Karar Tarihi
15-12-2004
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
ÜÇÜNCÜ DAİRE
2004
3194
2003
1959
15/12/2004
 
KARAR METNİ

AKTİFİNDE KAYITLI FABRİKA BİNASINI SATAN ANCAK HASILATINI VE BU İŞLEMDEN DOĞAN KARI KAYIT VE BEYAN DIŞI BIRAKAN ANONİM ŞİRKETİN %99 PAYLI PAYDAŞININ, GİZLENEN KURUM KAZANCININ DAĞITILMADIĞINI KANITLAMA YÜKÜ ALTINDA OLMASINA KARŞIN, KAR DAĞITIMI YAPILDIĞININ VERGİ İDARESİNCE KANITLANMASI GEREKTİĞİNDEN BAHİSLE VERİLEN TARHİYATIN KALDIRILMASI YOLUNDAKİ VERGİ MAHKEMESİ KARARININ BOZULMASI HK.

Temyiz Eden : Vergi Dairesi Müdürlüğü - MUDANYA

Karşı Taraf : ?

Vekili : Av. ? - Av. ?

İstemin Özeti : ?. Zeytincilik Gıda İnşaat ve Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin 1997 yılına ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucu bulunan matrah farkı nedeniyle şirketin ortağı olan davacının bu farktan payına düşen menkul sermaye iradını beyan etmemesi neden gösterilerek adına 1998 takvim yılı için re'sen salınan ağır kusur cezalı gelir vergisi ve fon payını; menkul sermaye iradının beyanının iradı sağlayanlar tarafından iradın hak sahibine ödenmesine bağlı olduğu, elde etmenin, hukuki ve ekonomik tasarruf imkanının doğduğu anda gerçekleşeceği, hukuki tasarrufun gelir sahibinin talepte bulunma hakkını, ekonomik tasarrufun ise gelirin sahibinin emrine amade kılınmasını ifade ettiği, anonim şirket genel kurulunun ya da genel kurulun verdiği yetkiye dayanılarak yönetim kurulunun 1997 yılı kazancından kar payı dağıtımı yaptığı yolunda hukuken kabul edilebilir tespitlerle menkul sermaye iradı elde ettiği saptanmayan davacı adına yapılan tarhiyatta yasaya uygunluk görülmediği gerekçesiyle kaldıran Bursa Vergi Mahkemesinin 17.6.2003 gün ve E:2002/1274, K:2003/2356 sayılı kararının; ?. Zeytincilik Gıda İnşaat ve Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nin 1997 yılında kayıt ve beyan dışı bıraktığı saptanan kazancının dağıtılmadığını kanıtlaması gereken davacının iddiasını kabule elverişli kanıt sunmadığı ileri sürülerek bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi : Birgül Öğülmüş

Düşüncesi : Anonim şirketin (6) ortağından biri olan davacı %99 hisse ile en büyük paydaş durumunda olup 1997 yılında fabrika binası satışından sağlanan 7 trilyon civarındaki hasılat ve bu satıştan sağlanan kar mali tablolarında ve bilançosunda görülmeyen şirketin bu farkı dağıttığının kabulü gerekmekte olup aksinin ispatlanamadığı olayda tarhiyatın kaldırılması yolundaki kararın bozulmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

Savcı : Sefer Yıldırım

Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Gelir Vergisi Kanununun 75'inci maddesinin birinci fıkrasında yapılan tanımlamaya göre sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında, nakdi sermaye ile temsil edilen değerlerden oluşan sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar menkul sermaye iradıdır. Maddenin ikinci fıkrasına bağlı iratlar ise bu fıkradaki düzenlemeden dolayı kaynağına bakılmaksızın menkul sermaye iradı sayılmıştır. Sözü edilen ikinci fıkranın (1) işaretli bendinde, her nev'i hisse senetlerinin kar payları kaynağına bakılmaksızın menkul sermaye iradı sayılan iratları arasında yer aldığından, sermaye şirketlerinden olan anonim şirket paydaşlarının sahibi olduğu hisse senetlerinden dolayı elde ettikleri kar paylarının menkul sermaye iradı olarak vergilendirilmesi gerektiğinde kuşku ve tartışma yoktur.

Menkul sermaye iradının vergilendirilmesinde vergiyi doğuran olay, iradın sahibi tarafından elde edilmesiyle tamamlanmaktadır. Elde etme, nakden veya hesaben ödeme yapılmasını; hesaben ödeme ise iradı ödeyenleri, istihkak sahiplerine karşı borçlu durumunda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade etmektedir.

Vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin yemin dışında her türlü delille ispatlanabileceğini düzenleyen Vergi Usul Kanununun 3'üncü maddesinin (B) bendinin son fıkrasında, iktisadi, ticari ve teknik gereklere uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat yükünün, bu iddiayı ileri süren tarafa ait olacağı kurala bağlanmıştır. Bu düzenleme; vergilendirmede vergiyi doğuran olay veya bu olaya ilişkin işlemlerin görünüşteki değil, gerçek mahiyetinin esas alınacağını, bu olayla ilgisi bulunmayan ve yeterince açık olmayan tanık anlatımı ve yemin dışında her türlü kanıtla ispatlanmasına olanak tanımakla birlikte kanıt yükünün, iddianın niteliği, olayın özelliği, kimi gereklere uygunluk veya aykırılığa göre vergilendirmenin iki tarafından hangisine düşeceğini de belirlemiştir.

Bu yüzden, menkul sermaye iradında nakten veya hesaben ödemeye bağlanan ve elde etme olarak ifade edilen vergiyi doğuran olayın varlığını kanıtlama yükünün vergi idaresine düştüğü durumlar, bu iradı nakten veya hesaben ödeyecek olan kurumun hesap ve işlemlerinin, kurum kazancının doğru olarak saptandığını gösterecek şekilde düzenlendiği hallerdir.

Anonim şirket paydaşlarına hisse senetlerinin kar payı olarak nakten veya hesaben ödeme yapılmadıkça vergiyi doğuran olay olan elde etmenin gerçekleşmemesi nedeniyle menkul sermaye iradının varlığından söz edilememesi, hisse senetlerine sahip olunan şirketin kurum kazancının, Kurumlar Vergisi Kanununa ve uygulanması gereken Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerine uygun olarak saptanması halinde sermaye sahibi lehine sonuç yaratır.

Davacının, ?. Zeytincilik Gıda İnşaat ve Tekstil Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketinin onmilyon adet hisse senedinin 9.979.825'ine ve dolayısıyla sermayesinin %99'una sahip olduğu ve diğer beş ortağın sahip oldukları hisse senetleri toplamının, şirketin sermayesinin sadece % 1'ini temsil ettiği anlaşılmaktadır. Sözü edilen anonim şirketin 1997 vergilendirme döneminde, aktifinde kayıtlı fabrika binasını yaklaşık 7 trilyon liraya sattığı ancak, hasılatını kurum hasılatının ve bu satıştan sağlanan karı da kurum kazancının dışında bıraktığı saptanmış; bu nedenle salınan kurumlar vergisine karşı açılan dava vergi mahkemesince reddedilmiştir. Olayın bu özelliği ve davacının kurumla olan paydaşlık ilişkisinin niteliğinden dolayı, anonim şirketin kayıt ve beyan dışı bıraktığı kurum kazancının şirket tüzel kişiliği tarafından tasarruf edildiğini kanıtlama yükünün vergi idaresine değil, davacıya düştüğü açıktır.Davacının; hisse senetlerinin ve sermayesinin neredeyse tamamına yakınına sahip olduğu anonim şirketin kayıtlarında, kurum kazancının ve dağıtılabilir kar payının aynı düzeyde yükselmesi sonucunu yaratacak olan satış hasılatından doğan ve gizlenen kurum kazancının hesaben ödenmiş olduğunun kabulünü gerektiren muamele aranması gereksizdir. Aynı şekilde, böyle bir kazancın dağıtılabilir hale gelmesi için gerekli koşulların varlığı ve dağıtım kararı alınmayacağı da açık olduğundan, yazılı gerekçe ile verilen karar hukuka uygun düşmemiştir.
Davacının paydaşı bulunduğu kurum adına kurum kazancını gizlemesi nedeniyle yapılan vergilendirmeye karşı açılan davanın reddine ilişkin vergi mahkemesi kararının, 15.12.2004 gününde verilen E:2004/2094 ve K:2004/3193 sayılı kararımızla matrahın miktarı ile ilgili iddiaları incelendikten sonra yeniden karar verilmek üzere bozulduğu Dairemiz kayıtlarından anlaşıldığından, belirtilen bozma kararı üzerine verilecek kararın sonucunun dava konusu vergilendirmeyi etkileyeceği de göz önüne alınarak yeniden karar verilmek üzere temyiz istemine konu yapılan kararın bozulması gerekmiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Bursa Vergi Mahkemesinin 17.6.2003 gün ve E:2002/1274, K:2003/2356 sayılı kararının, davacıdan iddiasını kanıtlaması istendikten ve sunulan kanıtlar incelendikten sonra yukarıda değinilen husus da göz önüne alınarak yeniden karar verilmek üzere bozulmasına, 492 sayılı Harçlar Kanununun 13'üncü maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 15.12.2004 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

K A R Ş I O Y

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenen vergi mahkemesi kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulünü gerektirecek durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.

(DAN-DER; SAYI:109)

BŞ/ÖEK
 
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı