Dairesi
SATIŞ DEĞERİ ELİŞTİRİLEN MOTORLU KARA TAŞITLARININ KATMA DEĞER
Karar No
267
Esas No
94
Karar Tarihi
14-06-1996
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
VERGİ DAVA DAİRELERİ
1996
267
1995
94
14/06/1996
 
KARAR METNİ

SATIŞ DEĞERİ ELİŞTİRİLEN MOTORLU KARA TAŞITLARININ KATMA DEĞER VERGİ-
SİNE ESAS DEĞERİNİN SADECE KASKO SİGORTA DEĞERİNE GÖRE DEĞİL ARACIN
TÜM ÖZELLİKLERİ GÖZÖNÜNE ALINARAK BELİRLENMESİ GEREKTİĞİ HK.

Akaryakıt bayii olan yükümlünün, adına kayıtlı 1984 model fiat marka
tankerini 19.3.1991 tarihinde sattığı ve satış bedelini düşük beyan
ettiğinden bahisle adına takdir Komisyonunca takdir edilen matrah
farkı üzerinden kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır.

Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen Adana 1.Vergi Mahkemesi
1992/109 sayılı kararıyla; 3065 sayılı Yasanın 20.maddesinde, katma
değer vergisinde matrahın, teslim ve hizmet işlemlerinde bu işlemlerin
karşılığını teşkil eden bedel olduğu, Harçlar Kanununun 43.maddesine
eklenen fıkra hükmünde de, motorlu kara taşıtları ile ilgili alım, sa-
tım ve taahhüt işlemlerinde gösterilecek değerin kasko sigorta değe-
rinden aşağı olamayacağının hükme bağlandığı, dosyada mevcut satış fa-
turası ve noter satış senedinde satış bedelinin 11.200.000.- lira ol-
duğu, noter senedinde yer alan 39.700.000.- lira değerin ise harca ta-
bi satış değeri olarak belirtildiği, davalı idarece de gerek alıcı ge-
rekse satıcı nezdinde satış bedelinin düşüklüğü yönünde herhangi bir
tesbit yapılmadığı, salt satış bedelinin harca tabi satış bedelinden
düşük bulunması nedeniyle takdire başvurulduğu, 3065 sayılı Yasanın 20
nci maddesine göre katma değer vergisinde matrahın gerçek satış bedeli
olacağı, noter harcı yönünden getirilen bir hükmün, katma değer vergi-
sine teşmil edilmesi mümkün olmadığından takdire başvurulmasında ve
takdir edilen matrah farkı üzerinden cezalı tarhiyat yapılmasında ya-
sal isabet bulunmadığı gerekçesiyle cezalı tarhiyatı kaldırmıştır.

Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz başvurusunu inceleyen Danış-
tay Dokuzuncu Dairesi, 1994/3608 sayılı kararıyla; 3065 sayılı Yasanın
27. ve 213 sayılı Yasanın 267.maddelerine değinmiş, olayda, 1991 Mart
ayında satılan tanker için yükümlünün katma değer vergisine esas mat-
rahı teşkil eden satış bedelini 11.200.000.- lira beyan ettiği, ida-
rece bu değer düşük bulunarak olayın takdire sevk edildiği, takdir ko-
misyonunca, anılan yasa hükmünde belirtilen hususlara uyulmadan aracın
kasko sigorta değeri olan 39.700.000.- liranın matrah olarak takdir
edilmesi sonucunda, takdir edilen matrahtan beyan edilen miktar düşül-
mek suretiyle cezalı tarhiyat yapıldığının anlaşıldığı, ticari faali-
yette kullanılan aracın satışı nedeniyle beyan edilen satış bedelinin
idarece düşük görülmesi üzerine olayın takdire sevkedilmesinin yerinde
olduğu, takdir komisyonunca aracın gerçek satış değerinin ne olabile-
ceği konusunda herhangi bir araştırma yapılmaksızın doğrudan kasko si-
gorta değeri esas alınarak takdirde bulunulmasının hatalı olduğu, ni-
tekim 170 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin (D) bölümünde yer
alan düzenlemeyle salt kasko değerinin takdire esas alınmamasının ka-
bul edildiği, bu durumda mahkemece satışa konu aracın tüm özellikleri
dikkate alınarak satış tarihindeki emsal bedelinin tesbiti için bilir-
kişi incelemesi yaptırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi ge-
rekirken, aracın kasko sigorta değeri esas alınarak uygulanan tarhiya-
tın kaldırılmasında isabet görülmediği, noterde yapılan araç satışla-
rının idarenin bilgisi dışında kalamayacağı, bu yüzden salınan vergi-
lere kaçakçılık cezası yerine kusur cezası uygulanması gerektiği ge-
rekçesiyle mahkeme kararını bozmuştur.

Bozma kararına uymayan Adana 1.Vergi Mahkemesi 1995/56 sayılı
kararıyla ilk kararında direnmiştir.

Direnme kararı vergi dairesi müdürlüğünce temyiz edilmiş ve
tarhiyatın aynen onanması gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması
istenmiştir.

Davacı adına kayıtlı tankerin satış bedelinin düşük beyan edil-
diği saptanmak suretiyle takdir komisyonunca kasko sigorta değeri esas
alınarak takdir edilen matrah farkı üzerinden salınan kaçakçılık ceza-
lı katma değer vergisini kaldıran vergi mahkemesi direnme kararı vergi
dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 27 nci maddesinde,
bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat,
hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın, işlemin
mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücreti olduğu belirtildikten
sonra, bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekil-
de düşük bulunması ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple açık-
lanamaması halinde, matrah olarak emsal bedel veya emsal ücretin esas
alınması, emsal bedel ve emsal ücretin Vergi Usul Kanunu hükümlerine
göre saptanması kurala bağlanmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesinde; gerçek be-
deli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen
bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz
olacağı değer, emsal bedeli olarak tanımlanmış, 3 üncü sırasında ise
emsal bedel takdirinin, takdir komisyonunca maliyet bedeli ve piyasa
kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dere-
celeri nazara alınmak suretiyle yapılması kabul edilmiştir.

Davacının, vergisi uyuşmazlığa yol açan tankeri kasko değerin-
den daha düşük bedelle satmış olması nedeniyle takdir komisyonunca
kasko sigorta değeri esas alınarak yapılan takdir konusu olayda emsal
bedelin 3065 sayılı Yasanın 27.maddesi ve tankerin yükümlü adına ka-
yıtlı olması ve faaliyetinde kullanılması nedeniyle Vergi Usul Kanu-
nunun 267 nci maddesinin üçüncü sırasında yazılı yöntemle saptanması
gerektiği noktasında tartışma bulunmamaktadır.

Motorlu taşıtların alım-satımı sırasında yapılacak vergilendir-
menin dayanması gereken esaslar ve yöntem, gerek gelir vergisi ve kat-
ma değer vergisi, gerekse harç yönünden vergi idaresinin muhtelif dü-
zenlemeler yapmasını gerekli kılmıştır.

170 sıra sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinin (D) bölümünde,
gelir ve kurumlar vergisi uygulaması bakımından, mükelleflerin satışı-
nı yaptıkları motorlu kara taşıtlarına esas alacakları tutarın, gerçek
satış bedeli olduğu belirtilmiş ve bu yönden yapılacak tesbitin taşı-
tın diğer özellikleri ile birlikte satış tarihi itibarıyla geçerli
olan kasko sigortasına esas bedelden de yararlanılmasına değinilmiş-
tir.

Diğer yönden aynı konudaki uyuşmazlıkların çoğalması nedeniyle
Gelirler Genel Müdürlüğünün İç Genelgesinde de, bazı vergi daireleri-
nin gerçek satış bedelleri konusunda hiçbir araştırma yapmadan kasko
sigortasına esas bedelleri kullanarak mükellefler adına tarhiyat yap-
tıklarının anlaşıldığı, bu uygulamanın idare ve mükellefler arasında
gereksiz ihtilaflara neden olduğu, bu tür ihtilaflara yol açılmaması
açısından sadece kasko bedellerinden hareketle mükellefler adına tar-
hiyat yapılmaması, gerçek satış bedellerinin tespiti sırasında diğer
hususların da incelenmesi gerektiği belirtilmiştir.

Bu yasal ve yönetsel düzenlemeler karşısında satış bedeli uyuş-
mazlık doğuran taşıtın emsal bedelinin takdir komisyonunca saptanması
sırasında, aracın tüm özellikleri gözönüne alınarak matrah takdiri ge-
rekirken, başka verilerden yararlanılmaksızın salt kasko sigorta değe-
rine göre yapılan takdirde hukuka uygunluk görülmemiş ise de, Mahke-
mece de herhangi bir araştırma yapılmadan tarhiyatın kaldırılmasında
yasal isabet bulunmamaktadır.

Her ne kadar Danıştay 9.Daire bozma kararında söz konusu aracın
emsal bedelinin tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılması belir-
tilmiş ise de, anılan aracın satış tarihindeki özelliklerini muhafaza
ettiği kuşkuludur.

Bu durumda emsal bedelinin, satışa konu aracın satış tarihinde-
ki tüm özellikleri gözönüne alınarak tespiti amacıyla Mahalli Ticaret
Odası ile Şoförler ve Otomobilciler Derneğinden görüş alınarak sonucu-
na göre bir karar verilmesi, matrah farkı doğması halinde ise tarhiya-
tın kusur cezalı olarak onanması gerekirken davanın yazılı gerekçeyle
kabul edilmesinde yasaya uygunluk bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Adana 1.Vergi
Mahkemesinin 1995/56 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.

X - K A R Ş I O Y

Yükümlü tarafından satılan aracın satış bedelinin kasko sigor-
tasına esas olan değerden düşük gösterilmesi nedeniyle kasko değeri
esas alınarak resen takdir yoluyla yapılan tarhiyatın; idarece aracın
noter senedinde yazılı bedelden daha yüksek bedelle satıldığının
saptanmadığı, tarhiyatın dayanağının bulunmadığı gerekçesiyle kaldı-
rılmasına ilişkin ısrar kararı temyiz edilmiştir.

Dosyada örneği bulunan satış sözleşmesinde, "harca tabi satış
bedeli" ve "tarafların beyanına göre satış bedeli" olmak üzere iki
ayrı satış bedelinin yer aldığı, harca tabi satış bedelinin, katma
değer vergisi hariç 39.700.000.- lira gösterildiği saptanmaktadır.

Satışa konu aracın, kasko sigortasına esas olan değerinin üçte birin-
den az bedelle satılmış olabileceği düşünülemeyeceği gibi piyasa kıy-
metleri yanında aktüerya incelemeleri yapılarak belirlenen kasko si-
gortasına esas değerin gerçeğe en yakın değerleri ifade ettiği, bu
yüzden söz konusu değerin emsal bedeli kabul edilmesi suretiyle uygu-
lanan tarhiyatta yasaya aykırılık bulunmadığı ve ısrar kararının bu
nedenle bozulması gerektiği görüşünde olduğumuzdan, emsal bedeli araş-
tırmasının sonucuna göre yeni bir karar verilmek üzere ısrar kararının
bozulması yolundaki karara katılmıyoruz.

(MT/ES)








 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı