Dairesi
İSTİSNA KAPSAMINDA OLDUĞU HALDE, KENDİSİNDEN İCRA DAİRESİNCE TAHSİL
Karar No
2640
Esas No
66
Karar Tarihi
17-10-1991
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
YEDİNCİ DAİRE
1991
2640
1989
66
17/10/1991
 
KARAR METNİ

İSTİSNA KAPSAMINDA OLDUĞU HALDE, KENDİSİNDEN İCRA DAİRESİNCE TAHSİL
EDİLEREK VERGİ DAİRESİNE YATIRILAN KATMA DEĞER VERGİSİNİN DÜZELTME HÜ-
KÜMLERİ GEREĞİNCE YÜKÜMLÜYE RET VE İADESİ GEREKTİĞİ HK.

Müşterek çatılı iki ayrı bağımsız evden müteşekkil gayrimenkulün iza-
le-i şuyu yoluyla satın alınması sırasında ödenen katma değer vergisi-
nin, evlerden her birinin 150m2 nin altında bulunması nedeniyle teslim
lerinin katma değer vergisine tabi olmadığından bahisle düzeltilerek
iadesi istemi Vergi Dairesince reddolunmuş, bunun üzerine şikayet yo-
luyla yapılan başvuruda Maliye ve Gümrük Bakanlığınca reddedilince,
bu işlemin iptali istemiyle dava açılmış bulunmaktadır.

3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin 3 üncü
fıkrasının, (d) bendinde müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında
yapılan satışların katma değervergisine tabi olduğu kurala bağlanmış,
aynı kanuna 3393 sayılı kanunun 4 üncü maddesiyle eklenen geçici madde
8 ile de 150 m2 ye kadar konut teslimleri 31.12.1992 tarihine kadar
katma değer vergisinden müstesna tutulmuştur.

Dosyanın incelenmesinden, davacının izale-i şuyu suretiyle satın aldı-
ğı gayrikenkulün, 1767 m2 arsa üzerinde iki bölümden ibaret toplam 231
m2 alanlı bir yapı olduğu, bu yapının iki ayrı bölümünün birbirine eş-
it ve birer bodrumlu iki evden ibaret bulunduğu, dolayısıyla her bir
evin alanının (115 m2 olması nedeniyle) 150 m2 nin altında olduğu, bah
çede bulunan 18, 72 ve 26 m2 lik kerpiç yapıların ise müştemilat olduk
ları, bu evlerin bahçeden ayrı olarak satılmalarının mümkün bulunmadı-
ğı, nitekim idarece de aksinin ileri sürülmediği,yani eklentilerin ve
bahçenin evlerin mütemmim cüzü olduğu anlaşılmakla,yukarıda anılan ge-
çici madde uyarınca katma değer vergisinden müstesna tutulması gerek-
mektedir.

Nitekim davalı bakanlık da davacının söz konusu evlerin alımı nedeniy-
le katma değer vergisi ödememesi gerektiğini, buna ilişkin olarak
tahsil edilen verginin (katma değer vergisi mükellefi olmaması veya
olmakla birlikte mükellefiyetinin gayrimenkul ile ilişkisi bulunmaması
şartıyla) kendisine verilmek üzere İcra Dairesince iade edilebileceği-
ni kabul etmektedir.

Katma Değer Vergisi Kanununun 8 inci maddesinin (a) bendinde mal tesli
mi ve hizmet ifası hallerinde bu işlemi yapanların vergi mükellefi ol-
duğu vurgulanmış olup kanunun 1inci maddesi 3 üncü fıkrası (d) bendi
uyarınca müzayede mahallerindeki satışlar katma değer vergisine tabi
olup, izale-i şuyuda da Hukuk Usulü Mahkemeleri Kanunun 571 inci mad-
desi uyarınca müzayede icra Kanununa göre icra dairesince yapıldığın-
dan, bu satışlarda katma değer vergisini alıcılardan tahsil ederek
vergi dairesine yatırmak görevi icra dairesine düşmektedir.

Ancak, kanunun 29 uncu maddesi hükmünden de anlaşılacağı gibi katma de
ger vergisi yansıtmalı bir vergi olup,vergi yükü tüketicide kalmakta-
dır. Mükellef (olayımızda icra dairesi) verginin tahsil ve hazineye
yatırılmasında tüketici ile hazine arasında aracılık görevi yapmakta-
dır. Vergi, mükellefin değil, vergi yükü üzerinde kalan kişinin mal
varlığında azalma meydana getirmektedir.

Vergi Usul Kanununun vergi hatalarının düzeltilmesine ilişkin hükümle-
ri ile yükümlüler tarafından fuzulen ödenen vergilerin iadesi, bir
başka deyimle vergilendirmeye ilişkin hatalı uygulamalar nedeniyle
yükümlülerin mal varlığında meydana gelen azalmaların giderilmesi ön-
görülmüştür.

Bu durum karşısında, katma değer vergisi mükellefi olmayan ve ödediği
vergiyi indirmesi ya da yansıtmasımümkün bulunmayan davacıya, istisna
kapsamında olduğu halde kendisinden icra dairesince tahsil edilerek
vergi dairesine yatırılan katma değer vergisinin ret ve iadesi gerekir
ken, düzeltme isteminin reddine dair işlemde hukuki isabet görülmemiş-
tir.

Açıklanan nedenlerle, Maliye ve Gümrük Bakanlığı işleminin iptaline
karar verildi.

AYRIŞIK OY:

213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 122. maddesi hükmüne göre ancak mükel-
lefler vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini isteyebilirler.

Uyuşmazlık konusu olayda, mükellef durumunda olmayan davacının iade
talebinde bulunması mümkün değildir.

Kaldı ki; 213 Sayılı Vergi Usul Kanununun 116 ncı maddesinde vergi ha-
tasının vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan ha-
talar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alın-
ması olduğu belirtilerek 117 nci maddesinde hesap hataları tek tek
sayılarak belirtilmiştir.

Olayda, 1767 m2 lik arsa üzerinde tek çatılı iki ayrı evin dışında baş
ka yapılar da bulunduğu, vergi dairesince, evin tapuda tek ev olarak
görüldüğü, emlak vergisi beyannamelerinde de her bir evin faydalı ala-
nının 166 m2 olarak beyan edildiği öne sürüldüğünden, bu husus 213 Sa-
yılı Kanunun 118 inci maddesinin 3 üncü bendinde "açık olarak vergi
mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna bulunan gelir, servet, madde,
kıymet, evrak ve işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınması"
olarak tanımlanan mevzuda hataya girmeyeceği gibi, sözü geçen madde-
lerde belirlenen diğer vergilendirme ve hesap hataları kapsamında da
değildir.

Bu durumda uyuşmazlığın çözümü, hukuki bir sorun olup yasaların hukuk-
sal analiz ve yorumu sonunda çözümlenebilecek bir nitelik taşımakta
olduğundan düzeltme ve şikayet yoluna gidilmek suretiyle açılan dava-
nın reddi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle karara karşıyım

C/P



 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı