Dairesi
İMZALADIĞI SÖZLEŞMENİN DİĞER TARAFINCA DAVACIDAN TAHSİL EDİLEREK, TAHSİL EDENİN KENDİ ADINA, İHTİRAZİ KAYIT KOYMAKSIZIN BEYAN EDİP ÖDEDİĞİ VERGİNİN, DAVACI TARAFINDAN SÖZLEŞMEYE DAYANILARAK DAVA KONUSU EDİLEMEYECEĞİ; DAVACIDAN HAKSIZ YERE TAHSİL EDİLMİŞ İSE, DİĞER TARAFIN SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞ
Karar No
2638
Esas No
3981
Karar Tarihi
26-10-2004
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
YEDİNCİ DAİRE
2004
2638
2001
3981
26/10/2004
 
KARAR METNİ

İMZALADIĞI SÖZLEŞMENİN DİĞER TARAFINCA DAVACIDAN TAHSİL EDİLEREK, TAHSİL EDENİN KENDİ ADINA, İHTİRAZİ KAYIT KOYMAKSIZIN BEYAN EDİP ÖDEDİĞİ VERGİNİN, DAVACI TARAFINDAN SÖZLEŞMEYE DAYANILARAK DAVA KONUSU EDİLEMEYECEĞİ; DAVACIDAN HAKSIZ YERE TAHSİL EDİLMİŞ İSE, DİĞER TARAFIN SEBEPSİZ ZENGİNLEŞMEDEN DOĞAN UYUŞMAZLIĞIN ADLİ YARGI YERİNDE AÇILACAK DAVAYA KONU EDİLEBİLİR NİTELİKTE OLDUĞU HK.

Temyiz İsteminde Bulunan: Başkent Vergi Dairesi Müdürlüğü ANKARA
Karşı Taraf : ... Enerji Üretim Anonim Şirketi

Vekili : Av. ...

İstemin Özeti : ...Enerji Üretim Anonim Şirketi, Türkiye Elektrik Üretim İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ) ve davacı Şirket arasında imzalanan devir sözleşmesi nedeniyle, vergi, resim ve harç istisna belgesinin bulunmaması dolayısıyla, TEİAŞ tarafından davacıdan tahsil edilip, beyan edilerek ödenen damga vergisinin yersiz olarak tahsil edildiği, iadesine hükmedilmesi istemiyle açılan davayı; olayda, davacı Şirketin ihalesini üstlendiği Esenboğa Mobil Santralı Enerji Üretim işinin döviz kazandırıcı işlerden olduğu; söz konusu iş, imzalanan sözleşme tarihinden iki gün sonra alınan vergi, resim ve harç istisnası belgesinin geçerlilik süresi içerisinde kaldığından, sözleşmenin damga vergisine tabi tutulmasında isabet bulunmadığı gerekçesiyle kabul eden Ankara İkinci Vergi Mahkemesinin 23.5.2001 günlü; E:2001/46; K:2001/335 sayılı kararının; İhracat ve Yatırımlarda Damga Vergisi ve Harç İstisnası Uygulaması Hakkında 4 Seri No'lu Tebliğin 4.2'nci bölümü uyarınca, istisnanın belgenin geçerlilik süresi içerisinde uygulanacağının, oysa, sözleşme tarihinde belgesi bulunmayan davacı Şirketin istisnadan yararlandırılmamasında hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi Abidin İldeş'in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden; ... Enerji Üretim Anonim Şirketi, Türkiye Elektrik Üretim İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ) ve davacı Şirket arasında, iki nüsha düzenlendiği ve damga vergisi yükümlülüğünün davacı Şirket tarafından yerine getirileceği belirtilerek imzalanan sözleşme nedeniyle davacı Şirket tarafından ihtirazi kayıtla TEİAŞ'ne ödenerek, bu Şirket tarafından kendi adına vergi dairesine beyan edilip ödenen damga vergisinin, yersiz olarak tahsil edildiği ileri sürülerek iadesine hükmedilmesi istemiyle açılan davanın, Mahkemece, yazılı gerekçeyle kabul edildiği anlaşılmıştır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 3'üncü maddesinin birinci fıkrasında, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu belirtilmiş; aynı Kanunun 24'üncü maddesinin ikinci fıkrasında da, birden fazla kişi tarafından imza edilen kağıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenlerin müteselsilen sorumlu olacakları kuralına yer verilmiştir.

Öte yandan; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8'inci maddesinin birinci fıkrasında, mükellefin, vergi kanunlarına
göre kendisine vergi borcu terettüp eden gerçek ve tüzel kişi; ikinci fıkrasında ise, vergi sorumlusunun, verginin ödenmesi bakımından alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişi olduğu; dördüncü fıkrasında da, bu Kanunun müteakip maddelerinde geçen mükellef tabirinin vergi sorumlularına da şamil olduğu belirtilmiş; aynı Kanunun 377'nci maddesinin birinci fıkrasında, mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri; 378'inci maddesinin birinci fıkrasında, vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması gerektiği; mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları; bu Kanunun vergi hatalarına ilişkin hükümlerinin mahfuz olduğu hükümleri yer almıştır.

Vergi Usul Kanununun yukarıda sözü edilen hükümleri uyarınca, mükellefler ve sorumlular, tarh ve tebliğ edilen, tevkif yoluyla alınan, ihtirazi kayıtla beyan edilen ve şikayet başvurusuna mevzu edilen vergiyi dava konusu edebileceklerdir.

Olayda, davacı Şirket, üç hukuk kişisi tarafından imzalanması nedeniyle imzalanan sözleşmeye isabet eden verginin hem mükellefi hem de sorumlusu ise de, 378'inci maddenin yukarıda sözü edilen hükmü uyarınca, dava konusu edebileceği, adına tesis edilen herhangi bir işlem olmaması, tevkif edilen, kendi adına ihtirazi kayıtla beyan ettiği veya şikayet başvurusuna konu ettiği vergi bulunmaması nedeniyle açtığı davanın, incelenmeksizin reddi gerekirken, işin esasının incelenmesi suretiyle verilen kararda isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Bilgin Arısan'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince şin gereği görüşüldü:

Dosyanın incelenmesinden; daha önce, ... Enerji Üretim Anonim Şirketi ile Türkiye Elektrik Üretim İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ) arasında imzalanan sözleşmeye konu işin, adı geçen Şirketlerle davacı Şirket arasında iki nüsha düzenlendiği belirtilerek imzalanan devir sözleşmesiyle davacı Şirkete devri üzerine, damga vergisi yükümlülüğünün davacı Şirket tarafından yerine getirileceği belirtilen söz konusu sözleşme nedeniyle davacı Şirket tarafından ihtirazi kayıtla Türkiye Elektrik Üretim İletim Anonim Şirketi'ne ödenerek, bu Şirket tarafından vergi dairesine beyan edilip ödenen damga vergisinin, imzalanan sözleşmenin vergiden istisna olması sebebiyle yersiz olarak tahsil edildiği ileri sürülerek iadesine hükmedilmesi istemiyle açılan davanın, Mahkemece, yazılı gerekçeyle kabul edildiği anlaşılmıştır.

488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 3'üncü maddesinin birinci fıkrasında, damga vergisinin mükellefinin kağıtları imza edenler olduğu açıklandıktan sonra, aynı Kanunun 7'nci maddesinin birinci fıkrasında, kağıtlara konulan imzanın birden fazla olmasının verginin tekerrürünü gerektirmeyeceği; 24'üncü maddesinin ikinci fıkrasında da, birden fazla kişi tarafından imza edilen kağıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenlerin müteselsilen sorumlu olacakları kurallarına yer verilmiştir.

Öte yandan; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8'inci maddesinin birinci fıkrasında, mükellefin, vergi kanunlarına göre kendisine vergi borcu terettüp eden gerçek ve tüzel kişi; ikinci fıkrasında ise, vergi sorumlusunun, verginin ödenmesi bakımından alacaklı vergi dairesine karşı muhatap olan kişi olduğu belirtilmiş; aynı Kanunun 377'nci maddesinin birinci fıkrasında, mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri; 378'inci maddesinin birinci fıkrasında, vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, ...tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması gerektiği; mükelleflerin beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamayacakları; bu Kanunun vergi hatalarına ilişkin hükümlerinin mahfuz olduğu hükümleri yer almıştır.

Bu hükümlere göre; damga vergisinde kağıdı imzalayan olarak belirlenen mükellefin sözleşme ile değiştirilmesi söz konusu olamayacağı gibi, beyana dayanan vergi tarh ve tahakkuku işlemlerinin, beyanda bulunan tarafından usulüne uygun olarak ihtirazi kayıt konulması hali dışında, idari davaya konu edilmeleri de olanaklı değildir.

Olayda; Türkiye Elektrik Üretim İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ), 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 24'üncü maddesi hükmü uyarınca, ileride doğması olası sorumluluğunu gidermek amacıyla söz konusu sözleşmeye ilişkin damga vergisinin tamamını davacı Şirketten peşinen tahsil ederek, kendi adına ve ihtirazi kayıt koymaksızın beyan ederek ödediğinden, ortada, idari davaya konu edilmesi olanaklı bir vergilendirme işlemi mevcut değildir.

Dolayısıyla, beyan sahibi tarafından idari davaya konu edilmesine olanak bulunmayan böyle bir işlemin, aralarında yaptıkları (açık ya da kapalı, sözlü veya yazılı) sözleşmeye dayanarak muhatabı olmayanlar tarafından dava konusu edilebileceği kabul edilemez.

Öte yandan; Türkiye Elektrik Üretim İletim Anonim Şirketi (TEİAŞ), davacı Şirketle imzalanan sözleşmeden doğan damga vergisinin mükellefidir. Damga Vergisi Kanununun 24'üncü maddesinin 2'nci fıkrasında, birden fazla kişi tarafından imzalanan kağıtlara ait vergi ve cezanın tamamından imza edenlerin müteselsilen sorumlu olacağı yolunda yer alan hüküm uyarınca, verginin tamamının, Türkiye Elektrik Üretim İletim Anonim Şirketinden tahsili de olanaklıdır. Olayda, adı geçen Şirket, mükellefi olduğu damga vergisini, aralarındaki özel hukuk ilişkisine dayanarak, davacı Şirketten tahsil edip, davalı Vergi Dairesi Müdürlüğüne kendi adına vermiş olduğu beyanname ile ödemiştir. Yukarıda sözü edilen Vergi Usul Kanununun 8'inci maddesi uyarınca, taraflar arasında yapılan sözleşmede verginin mükellefinin ve sorumlusunun değiştirilmesi olanaklı bulunmadığından; olay, bu haliyle, Türkiye Elektrik Üretim İletim Anonim Şirketinin kendi vergi borcu ile müteselsilen sorumlu olduğu vergi borcunu, davacı Şirketten almış olduğu para ile ödemesinden ibarettir. Eğer, söz konusu meblağ, davacı Şirketten, kanun hükümlerine aykırı olarak tahsil edilmiş ise, bu durum, Türkiye Elektrik Üretim İletim Anonim Şirketi'nin, davacı Şirket aleyhine sebepsiz zenginleştiğini gösterir. Oysa; sebepsiz zenginleşmeden doğan uyuşmazlık, adli yargı yerinde, Borçlar Kanunu hükümlerine göre açılacak davaya konu edilebilir niteliktedir. Sebepsiz zenginleşilen para ile vergi borcunun ödenmiş olmasının, aleyhine sebepsiz zenginleşilen tarafa, muhatabı olmadığı söz konusu vergilendirme işleminin iptali istemiyle vergi mahkemesinde dava açma hakkı vermesi de olanaklı değildir.

Tüm bu nedenlerle, incelenmeksizin reddi gereken davada, işin esasına girilerek karar verilmesinde isabet bulunmadığından; temyiz isteminin kabulüne ve mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de dikkate alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 26.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

YÖ/ÖEK

 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı