Dairesi
01.01.1998 TARİHİNDEN İTİBAREN 1 İNCİ SINIF TÜCCAR KAPSAMINDA OLAN DAVACI ADINA TAKDİR KOMİSYONU KARARINA DAYANILARAK HAYAT STANDARDI GÖSTERGELERİNE ESAS ALINMAK SURETİYLE YAPILAN TARHİYATTA YASAYA AYKIRILIK GÖRÜLMEDİĞİ HK.
Karar No
26
Esas No
271
Karar Tarihi
12-01-2001
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
VERGİ DAVA DAİRELERİ
2001
26
2000
271
12/01/2001
 
KARAR METNİ

01.01.1998 TARİHİNDEN İTİBAREN 1 İNCİ SINIF TÜCCAR KAPSAMINDA OLAN DAVACI ADINA TAKDİR KOMİSYONU KARARINA DAYANILARAK HAYAT STANDARDI GÖSTERGELERİNE ESAS ALINMAK SURETİYLE YAPILAN TARHİYATTA YASAYA AYKIRILIK GÖRÜLMEDİĞİ HK.

Temyiz Eden : ...

Karşı Taraf : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti : Tekel bayiliği ve 1/2 pay ile ortak olarak emlak komisyonculuğu yapan davacının 1998 yılında tekel bayiliğinden dolayı iş hacmi bakımından 1.sınıfa dahil tüccar olduğu halde işletme hesabı esasına göre defter tuttuğundan bahisle hayat standardı göstergeleri esas alınarak resen takdir edilen matrah üzerinden gelir vergisi salınmış, fon payı hesaplanarak ağır kusur cezası kesilmiştir.

Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen ... Vergi Mahkemesi ... günlü ve ... sayılı kararıyla; vergi aslı ve fon payına yönelik davayı reddetmiş, cezaları kusura dönüştürmüştür.

Yükümlünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi 2.5.2000 günlü E:2000/457, K:2000/1847 sayılı kararıyla; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun Geçici 19 uncu maddesi karşısında, davacının işletme hesabı esasına göre defter tutmasında kanuna aykırılık bulunmadığı, bu nedenle takdire başvurulmasında ve takdir olunan matrah üzerinden yapılan tarhiyata karşı açılan davayı vergi aslı ve fon payı yönünden reddeden cezayı kusura dönüştüren mahkeme kararında isabet görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

Bozma kararına uymayan ... Vergi Mahkemesi ... günlü ve ... sayılı kararıyla; davacının tekel bayiliği faaliyetindeki alış satış tutarları itibarıyla 1.1.1998 tarihinden itibaren 1.sınıf tüccar kapsamında bulunduğu, 1998 yılına ilişkin gelir vergisi matrahını 2.sınıf tacirler için belirlenen hayat standardı üzerinden beyanı yasaya aykırı olduğundan, 1.sınıf tacirler için belirlenen hayat standardı göstergesi esas alınarak bulunan matrah farkı üzerinden salınan gelir vergisi ve fon payında yasaya aykırılık görülmediği, Geçici 19 uncu maddenin 29.7.1998 tarihinde yürürlüğe girdiği, oysa davacının 1.1.1998 tarihinden itibaren bilanço esasına göre defter tutmasının zorunlu olduğu gerekçesiyle kararında direnmiştir.

Direnme kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve tekel bayiliği faaliyeti nedeniyle 1.sınıf tüccar sayılamayacağı, faaliyetinin bu kapsamda değerlendirilmesinin Yasaya aykırı olduğu, 213 sayılı Yasanın Geçici 19 uncu maddesinin olaya uygulanması gerektiği ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Ali ALPAN'ın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Nurhan YÜCEL'in Düşüncesi : Tekel bayiliği ve 1/2 paylı emlak komisyonculuğu işlerinden dolayı 1998 takvim yılı için verdiği beyannamede II sınıf tacirler için öngörülen hayat standardı göstergelerine göre beyanda bulunan yükümlü adına, tekel bayiliği işinden dolayı I. sınıf tacir olarak bilanço usulünde defter tutması gerektiği görüşüyle her iki işini kapsayacak biçimde takdir edilen matrah üzerinden yapılan ağır kusur cezalı tarhiyatı,cezanın kusur cezasına çevrilmesi suretiyle değişiklikle onayan Vergi Mahkemesi kararı Danıştay Dördüncü Dairesince, yükümlünün VUK.nun geçici 19. maddesi uyarınca, işletme hesabı esasında defter tutmasında kanuna aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuş, Vergi Mahkemesince geçici 19. maddenin olayda uygulanabilirliğinin bulunmadığı gerekçesiyle ilk kararda ısrar edilmiş, karar yükümlüce temyiz edilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na 4369 sayıl Kanunun 20. maddesi ile eklenen ve 29.7.1998 tarihinde yürürlüğe giren geçici 19. maddede, işletme hesabı esasında defter tutan yükümlülerin, istedikleri takdirde, VUK.nun 180. maddesindeki şartlar dikkate alınmaksızın 31.12.2000 tarihine kadar işletme hesabı esasına göre defter tutmaya devam edecekleri hükme bağlanmış olup, yükümlünün tekel bayiliğinden dolayı 1997 yılı içindeki alış ve satışları ile 1/2 paylı emlak komisyonculuğu işinden elde ettiği gayri safi iş hasılatı nazara alınarak 1998 yılındaki durumu belirlendiğinden 1.1.1998 değil 29.7.1998 de yürürlüğe giren geçici 19. maddenin yükümlüye işletme hesabı esasında defter tutmayan devam etme hakkı verdiğinden söz edilemez.

Ancak, V.U.K.nun 177. maddesinin 1 numaralı bendinde, satın aldıkları malları olduğu gibi satan ve yıllık alımlarının tutarı 5.200.000.000 lirayı, yıllık satışlarının tutarı 6.300.000.000 lirayı (13.12.1996 tarihli ve 96/8954 sayılı kararnamenin eki 96/8953 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla belirlenen hadler) aşanların, 2 numaralı bendinde, bir yıl içinde elde ettikleri gayrısafi iş hasılatları 2.600.000.000 lirayı aşanların, 3 numaralı bendinde de, her iki işin birlikte yapılması halinde 2. bentte yazılı iş hasılatının beş katı ile yıllık satış tutarı toplamı 5.200.000 lirayı aşanların birinci sınıf tacir oldukları açıklanmış, 180. maddede de, ikinci sınıf tacirlerin, bir hesap döneminde iş hacimleri 177. maddede yazılı hadler %20 yi aşan nispette fazla olursa, bu şartların tahakkukunu takip eden hesap döneminden başlayarak birinci sınıfa geçecekleri hükme bağlanmış olup, tekel bayiliği işinin yanısıra emlak komisyonculuğu yapan yükümlünün 1997 yılındaki her iki işindeki iş hacmi sınırının 177. ve 180. maddelerde yazılı maddelere uygun olup olmadığı dosya içeriğinden tam olarak anlaşılamadığından bu hususta bir araştırma yapılmaksızın yalnızca tekel bayiliği işi ile ilgili bir saptamaya dayanılarak karar verilmesinde yasaya uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kısmen kabulü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Tekel bayiliği ve 1/2 hisse payla ortak olarak emlak komisyonculuğu yapan davacının 1998 yılında tekel bayiliği nedeniyle iş hacmi bakımından 1.sınıf tüccar olduğu halde işletme hesabı esasına göre defter tuttuğundan bahisle, takdir komisyonunca hayat standardı göstergeleri esas alınarak takdir edilen matrah üzerinden salınan ağır kusur cezalı gelir vergisine karşı açılan davanın vergi aslı ve fon payı yönünden reddi, cezanın kusura dönüştürülmesi yolundaki ısrar kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 ve 178 inci maddelerinde birinci ve ikinci sınıfa tabi tüccarlar ve sınıflara ayrılmanın kriterleri 180 inci maddesinde de, (II) nci sınıftan (I) inci sınıfa geçişin kuralları tespit edilmiş, 30 uncu maddenin 3 üncü fıkrasında da, bu kanuna göre tutulması mecburiolan defterlerin hepsi veya bir kısmının tutulmaması resen takdir nedeni olarak kabul edilmiştir.

Davacının dosyada bulunan 1997 yılına ilişkin gelir vergisi beyannamesinde, tekel bayiliği nedeniyle yıllık alış tutarı ...-lira, satış tutarı ...-lira beyan edilmiş olup, 180 inci madde uyarınca 1.1.1998 tarihinden itibaren iş hacmi itibarıyla 1.sınıf tüccar kapsamında olduğu ve bilanço esasına göre defter tutması gerektiği halde bu kurala uymaksızın (II) nci sınıf tüccarlar için öngörülen işletme defterini tutmaya devam ettiği anlaşılmıştır.

213 sayılı Yasanın 30 uncu maddesi uyarınca, bilanço esasına göre defter tutmayan yükümlünün 1998 dönemi matrahının resen takdirinde ve takdir komisyonunca dönem matrahının, bu dönem için geçerli olan hayat standardı temel gösterge tutarı esas alınarak saptanmasında yasaya aykırılık görülmemiştir.

Öte yandan, 213 sayılı Yasaya 4369 sayılı Yasanın 20 inci maddesiyle eklenen Geçici 19 uncu madde 29.7.1998 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 1.1.1998 tarihinden itibaren (I) nci sınıf tüccar kapsamında olan davacıya bu madde kurallarının uygulanmasının mümkün olmaması karşısında ısrar kararında hukuka aykırılık bulunmamıştır.

Bu nedenlerle, temyiz isteminin reddine, 12.1.2001 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

K A R Ş I O Y

Temyiz isteminin kabulüyle ısrar kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin K:2000/1847 sayılı bozma kararında yer alan esaslar doğrultusunda bozulması gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.

BŞ/ÖEK

 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı