Dairesi
TEMMUZ VE EYLÜL DÖNEMLERİNDE BEYAN EDİLMESİ GEREKEN MATRAHLARIN SONRAKİ DÖNEMLERDE BEYAN EDİLMESİNİN, MATRAH FARKININ MADDE DE ÖNGÖRÜLEN TUTARI AŞMASI HALİNDE, AĞIR KUSUR CEZASI KESİLMESİNİ GEREKTİRDİĞİ HK.
Karar No
2507
Esas No
306
Karar Tarihi
21-10-2004
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
YEDİNCİ DAİRE
2004
2507
2004
306
21/10/2004
 
KARAR METNİ

TEMMUZ VE EYLÜL DÖNEMLERİNDE BEYAN EDİLMESİ GEREKEN MATRAHLARIN SONRAKİ DÖNEMLERDE BEYAN EDİLMESİNİN, MATRAH FARKININ MADDE DE ÖNGÖRÜLEN TUTARI AŞMASI HALİNDE, AĞIR KUSUR CEZASI KESİLMESİNİ GEREKTİRDİĞİ HK.

Temyiz İsteminde Bulunan: Mithatpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğü ANKARA
Karşı Taraf : ... Tekstil Konfeksiyon Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi

Vekili : Av. ...

İstemin Özeti : 1997 yılına ait hesap ve işlemleri incelenen davacı Şirketin, 1997/Temmuz döneminde düzenlediği faturaların bir kısmı ile 1997/Eylül döneminde düzenlediği faturaların tamamını, 1997/Ekim, Kasım Aralık dönemlerinde beyan etmek ve 1997/Aralık döneminde muhteviyatı itibarıyla gerçek dışı belgelerle haksız katma değer vergisi indiriminden yararlanmak suretiyle vergi zıyaına neden olduğundan bahisle, inceleme raporuna dayanılarak, 1997/Temmuz ve Ekim dönemleri için, resen salınan katma değer vergileri ve kesilen ağır kusur cezalarına ilişkin işlemler ile 1997/Aralık dönemine ait indirilecek katma değer vergisinin azaltılması yolunda tesis edilen işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden Ankara Dördüncü Vergi Mahkemesinin 27.12.1999 gün ve E:1999/507; K.1999/762 sayılı kararının; olayda, dava konusu tarh ve ceza kesme işlemleri, 1997/Temmuz ve Eylül dönemlerinde beyan edilmesi gereken hasılatların takip eden dönemlerde beyan edilmesi suretiyle vergi zıyaına neden olduğundan bahisle anılan dönemler için tesis edildiği halde, uyuşmazlığın yanlış nitelendirilmesi sonucu, sadece 1997/Aralık döneminde kullanılan sahte faturalara dayalı katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesi yönünden inceleme yapılarak karar verildiği gerekçesiyle, Danıştay Yedinci Dairesinin 3.6.2002 gün ve E:2000/7967; K:2002/2193 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararı doğrultusunda yapılan inceleme sonucunda; 1997/Temmuz ve Eylül dönemlerinde beyanı gereken tahsil edilen verginin, takip eden dönemlerde beyan edilmesi suretiyle, verginin zamanında tahakkuk ettirilememesine neden olunduğundan vergi zıyaına sebebiyet verildiği; ancak, geç de olsa beyan edildiği dikkate alındığında, vergi aslının istenilmesinde isabet bulunmamakla birlikte, olaya kusur cezası uygulanması icap ettiği; öte yandan; ... hakkında yapılan tespitler, bu şahıs tarafından davacı Şirket adına, 1997/Aralık döneminde düzenlenen faturaların gerçeği yansıtmadığını açıkça ortaya koyduğundan, söz konusu faturalara dayalı katma değer vergisi indirimlerinin kabul edilmemesi suretiyle, anılan döneme ilişkin katma değer vergisi indiriminin azaltılması yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle, 1997/Temmuz ve Eylül dönemlerine ilişkin tarh ve ceza kesme işlemlerinin, kusur cezasından fazlasına isabet eden kısmının, iptali; davanın, anılan cezaya ilişkin kısmı ile 1997/Aralık dönemine ait indirilecek katma vergisinin azaltılmasına ilişkin işlem yönünden reddi yolundaki Ankara Dördüncü Vergi Mahkemesinin 16.12.2003 gün ve E:2003/524; K:2003/895 sayılı kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının; inceleme raporuna dayanılarak tesis edilen tarh ve ceza kesme işlemlerinin yasal olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.

Tetkik Hakimi Ergün Gökdam'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Münevver Demir'in'in Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddeye yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının, vergi aslının iptaline ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Mahkeme kararının, ceza kesme işleminin kusur cezasını aşan kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yönelik temyiz istemine gelince:

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30'uncu maddesinin 2'inci bendinde, vergi beyannamesinin kanuni veya ek süreler içinde verilmekle beraber beyannamede vergi matrahına ilişkin bilgilerin gösterilmemiş olması re'sen takdir nedenleri arasında sayılmış; anılan Kanunun 341'inci maddesinde de, vergi zıyaının, mükellefin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade ettiği, bu halde verginin sonradan tahakkuk ettirilmesinin veya tamamlanmasının ceza uygulanmasına mani teşkil etmeyeceği belirtilmiştir.

Aynı Kanunun olay tarihinde yürürlükte bulunan Mükerrer 347'nci maddesinin 1'inci fıkrasında ise, ağır kusur, mükellef veya sorumlu tarafından verilmesi gereken vergi beyannamelerinde, toplamı 345.600.000.- liradan az olmamak üzere, beyannemede yazılı vergi matrahının %10'unu geçen bir miktarın noksan bildirilmesi veya beyan dışı bırakılan matrah farkı nedeniyle ödenmesi gereken verginin 138.240.000.- liradan az olmamak üzere noksan hesaplanmasına sebebiyet verilmesi hali olarak tanımlanmış; katma değer vergisinin beyan edilmesi gereken dönemden bir dönem önce veya bir dönem sonra beyan edilmesinin bu hükmün dışında olduğu; 30'uncu maddede yazılı sebeplerle verginin re'sen tarhı halinde, yukarıdaki hadleri aşan matrah veya matrah farklarının da noksan beyan hükmünde olduğu; mezkur maddenin 2 numaralı bendinde yazılı sebeplerle yapılan takdirlerde ise, bu hükmün uygulanması için takdir edilen matrahın 345.600.000.- lirayı aşmasının yeterli olduğu hükme bağlanmıştır.

Olayda da; 1997 yılının Temmuz döneminde noksan, matrah beyan etmek, Eylül döneminde ise matrah göstermemek suretiyle vergi zıyaına sebebiyet verdiği hususu Mahkemece de kabul edilen davacı Şirketin, noksan beyan ettiği matrah farkı ile beyan etmediği matrahın, 345.600.000.-liranın üzerinde olduğu dosyadaki belge ve bilgilerden anlaşıldığından, davacı Şirket adına ağır kusur cezası kesilmesi, yukarıda anılan yasa hükmü gereğidir.

Bu bakımından; mahkeme kararının, ağır kusur cezalarının, kusur cezasını aşan kısımlarının iptaline ilişkin temyize
konu hüküm fıkrasında isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kısmen reddine ve mahkeme kararının, vergi aslına ilişkin hüküm fıkrasının onanmasına; kısmen de kabulüyle, mahkeme kararının ceza kesme işleminin kusur cezasından fazlasının iptaline ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına; bozulan kısım için Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 21.10.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

YÖ/ÖEK


 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı