Dairesi
KATMA DEĞER VERGİSİNİN İNDİRİM KONUSU YAPILABİLMESİ İÇİN İNDİRİLECEK...
Karar No
204
Esas No
133
Karar Tarihi
02-05-1997
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
VERGİ DAVA DAİRELERİ
1997
204
1996
133
02/05/1997
 
KARAR METNİ

KATMA DEĞER VERGİSİNİN İNDİRİM KONUSU YAPILABİLMESİ İÇİN İNDİRİLECEK
VERGİNİN FATURADA GÖSTERİLMESİ VE FATURANIN GERÇEK BİR MAL VE HİZMET
ALIMINA DAYANMASI GEREKTİĞİ HK.

Tarımsal ürün ve canlı hayvan ticareti ile uğraşan yükümlü şirketin
1993 yılında üreticiden yaptığı alımları, gerçeği yansıtmayan fatura
kullanmak suretiyle tüccardan alınmış gibi göstererek haksız katma de-
ğer vergisi indirimi uyguladığının inceleme ile anlaşılması sonucunda
adına Ocak 1993 dönemi için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi sa-
lınmıştır.

Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen Adana 1.Vergi Mahkemesi
27.10.1994 günlü ve 1994/906 sayılı kararıyla; uyuşmazlığa konu tarım-
sal ürün alışlarının üreticiden yapıldığına ilişkin kesin ve hukuken
geçerli bir tespit bulunmadığı, yükümlü şirket adına fatura düzenleyen
kişilerin gerçek usulde mükellef oldukları, defter tutup, beyanname
verdikleri, düzenledikleri faturaların Vergi Usul Kanununda belirtilen
usule uygun olduğu, sevk irsaliyelerinin düzenlendiği, yükümlülüğünü
yerine getirmeyen kişilerle davacı şirket arasında irtibat bulunduğu
yolunda herhangi bir tespit yapılmadığı, bu durumda faturaların gerçe-
ği yansıttığının kabulü gerektiğinden bahisle varsayıma dayalı tarhi-
yatta isabet görülmediği gerekçesiyle davayı kabul etmiş ve tarhiyatı
kaldırmıştır.

Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay
Onbirinci Dairesi 9.11.1995 günlü ve 1995/3030 sayılı kararıyla; 213
sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3 üncü maddesinin (B) bendinde yer alan,
vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin
gerçek mahiyetinin esas olduğuna ilişkin kuralın bir gereği olarak yü-
kümlü şirketin, 3065 sayılı Kanunun indirimle ilgili esaslara yer ve-
ren 29 uncu maddesinde belirtilen vergi indiriminden yararlanabilmesi-
nin ön şartının, kendilerine yapılan teslim ve hizmetlerle ilgili fa-
tura ve benzeri vesikaların gerçeği yansıtması, bir başka anlatımla
gerçekten katma değer vergisi ödenmiş olması gerektiği, gerçekleşmemiş
teslim ve hizmetler dolayısıyla bir vergi ödemesi ve bunun sonucu ola-
rak da bir vergi indirimi söz konusu edilemeyeceğinden, indirime daya-
nak teşkil eden faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığının saptanma-
sının uyuşmazlığın çözümü bakımından önem taşıdığı, bu esaslar doğrul-
tusunda dosyada bulunan belgeler ile bilgilerin değerlendirilmesinden;
1993 yılına ait alış belgelerinden, ... Ltd. Şti., ... Tarım Ürünleri
Pazarlama ..., ... Gıda ürünleri Ticaret Ltd. Şti., ... Zirai Ürünler
Ltd. Şti., ... Ltd. Şti., ... Ticaret Ltd. Şti., ... Gıda Ticaret
..., ... Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., ... Tarım Ürünleri Ticaret
Ltd. Şti., ... tarafından düzenlenen faturalarla ilgili olarak, bu ki-
şiler ve şirketler hakkında yapılan karşıt incelemelerde, bir kısmının
hiç beyanname vermediği, iş yeri ve ikamet adreslerinde bulunamadıkla-
rı, yasal yükümlülüklerini yerine getirmedikleri, bir kısmı hakkında
sahte ve yanıltıcı belge düzenledikleri için inceleme raporu düzenlen-
diği, kaçakçılık suçu raporu bulunduğu, gösterilen adreslerde başka
şahısların ikamet ettiği, bazılarının mükellefiyet kayıtlarının dahi
bulunmadığı, adreslerin hayali olduğu, faturalarda belirtilen sicil
numaralarında başka mükelleflerin kayıtlı bulunduğu, mali olanakları-
nın söz konusu ticari faaliyeti yürütecek boyutta olmadığı saptandı-
ğından, sonuç olarak adı geçen kişi ve şirketlerin uyuşmazlık dönemin-
de içeriği itibarıyla yanıltıcı fatura düzenledikleri kanaatine ula-
şıldığı, bu durumda, söz konusu kişi ve şirketlerden alınmış gösteri-
len tarımsal ürünün ve canlı hayvanların gerçekte üreticiden alındığı
sonucuna varıldığından mahkemece kaçakçılık cezalı katma değer vergi-
sinin kaldırılmasında isabet görülmediği gerekçesiyle mahkeme kararını
bozmuştur.

Bozma kararına uymayan Adana 1.Vergi Mahkemesi 26.12.1995 günlü
ve 1995/1427 sayılı kararıyla, ilk kararındaki gerekçeye ek olarak;
tarhiyatın dayanağını oluşturan inceleme raporu ve eklerinde yer alan
tespitlerin, 213 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde öngörülen ispatlama
aracı olarak kullanılabilecek delil niteliğinde bulunmadığı, delil o-
larak kabul edilebilecek verilerle beyan ve belgelerin, inandırıcı,
güvenilir, kesin ve yasal dayanağa sahip olması gerektiği, bir fatura-
nın sahte olduğu sonucuna ulaşılabilmesi için tek yanlı beyan ve tes-
pitlerin yeterli olmadığı, emtia alımının ne şekilde gerçekleştiğinin
ve alım-satıma ait belgelerin objektif olarak değerlendirilmesinin zo-
runlu olduğu, olayda ise, uyuşmazlığa konu tarımsal ürün alışlarının
üreticilerden yapıldığına dair kesin ve hukuken geçerli bir tespit
mevcut olmadığı gibi olayın gelişimine göre zincirleme sorumluluk için
öngörülen koşulların yükümlü şirket yönünden gerçekleştiği hususunda
da yeterli bir tespit bulunmadığı, kaldı ki, alım satımın son aşama-
sında taraf olanların vergi yükümlülüklerini yerine getirdikleri sabit
bulunduğu gibi yükümlülüğünü yerine getirmeyen, gelir (stopaj) vergisi
ile katma değer vergisini ödemeyen kişilerin bu fiillerine yükümlü
şirketin katıldığı ya da onlarla irtibatlı olduğu yolunda herhangi bir
iddia ve tespitin de mevcut olmadığı, yükümlü şirkete mal satan gerçek
kişi ve şirketler nezdinde karşıt inceleme yapılmadığı, bunların yü-
kümlü şirkete mal satmadıkları ve düzenledikleri faturaların gerçeği
yansıtmadığı yolunda kesin, açık ve inandırıcı bir tespit yapılmadığı,
söz konusu şirketlerin bilinen adreslerinde bulunamamalarının düzenle-
dikleri faturaların sahte olduğuna karine sayılamayacağı, uyuşmazlık
döneminde yükümlü şirkete tarımsal ürün satanların, gerçek usulde ver-
gi yükümlüsü oldukları, defter tutup beyanname verdikleri, düzenledik-
leri faturaların 213 sayılı Kanunun fatura düzenine ilişkin hükümleri-
ne uygun olmadığı konusunda eleştiri bulunmadığı gibi ürünlerin çeşit-
li yerlerdeki ticaret borsalarına tescil ettirildiği, sevk irsaliyele-
rinin düzenlendiğinin bu konudaki belgelerin incelenmesinden anlaşıl-
dığı, bu verilerin yükümlü şirkete düzenlenen faturaların gerçeği yan-
sıttığına delil teşkil ettiği, idarece, yeterli ve hukuken geçerli bir
tespite değil tarımsal ürünlerin üreticiden alınmış olabileceği varsa-
yımına dayanılarak yapılan tarhiyatta isabet bulunmadığı gerekçesiyle
davanın kabulü yolundaki ilk kararında direnmiştir.

Karar, vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz edilmiş ve in-
celeme elemanının yaptığı tespitler yinelendikten sonra, bu tespitler
karşısında tarhiyatın onanması gerektiği ileri sürülerek kararın bo-
zulması istenmiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Kanunla değişik 3
üncü maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya i-
lişkin işlemlerin gerçek niteliğinin esas olduğu kurala bağlandığın-
dan, vergilendirme ile ilgili belgelerin biçimsel kurallara uygun dü-
zenlenmiş olması, olayın gerçek niteliğinin araştırılmasına ve sonucu-
na göre işlem yapılmasına engel değildir. Bu tür belgelerin gerçeğe
aykırı veya içeriği yönünden yanıltıcı olduğu usulen geçerli başka ka-
nıtlarla ispatlanabilir.

Yükümlünün uyuşmazlık konusu dönemde fatura aldığı kişilerle
ilgili olarak yapılan tespitler, bu kişilerin gerçekte tacir olmadık-
larını ve şeklen vergi yükümlülüklerini tesis ettirip ihtiyaç duyanla-
ra belli bir bedel karşılığında fatura sağladıklarını ortaya koymakta-
dır. Dolayısıyla, faturaların biçimsel kurallara uygun olması, sevk
irsaliyesi ve çek düzenlenmesi, borsada tescil yapılması gibi işlem-
ler, faturalarda gösterilen emtianın gerçekten faturaların düzenleyi-
cisi görünen kimselerden satın alındığını kanıtlamaya yeterli değil-
dir. Esasen, gerçeğe aykırı fatura gibi sevk irsaliyesi düzenlenerek
de işlemlere gerçek görüntüsü verilebileceği için kimi kişilere çekle
ödeme yapılıp, tahsil edilen paranın geri alınması da mümkün olmakta-
dır. 5590 sayılı Yasanın 52 nci maddesine göre borsada tescil, kural
olarak üzerine tescil yükümlülüğü düşen tarafın başvurusu üzerine ger-
çekleştirilen beyana dayalı bir işlem olduğundan, tescil konusu emtia-
nın gerçekten satın alındığına kesin bir kanıt sayılamaz.

Uyuşmazlık konusu dönemde yükümlü şirketin gerçeğe aykırı fatu-
ra aldığı ileri sürülen kişilerle ilgili tespitlerin değerlendirilme-
sinden, müstahsilden satın alınan canlı hayvan ve tarımsal ürünlerin
bu kişilerden sağlanan faturalarla belgelendirildiği ve bu faturalarda
yer alan ancak, gerçekte ödenmeyen katma değer vergisinin indirim ko-
nusu yapılmasıyla vergi kaybına yol açıldığı sonucuna varıldığından,
tarhiyatın kaldırılması yolundaki direnme kararında yasaya uygunluk
görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, vergi dairesi müdürlüğünün temyiz istemi-
nin kabulüyle Adana 1.Vergi Mahkemesinin 26.12.1995 günlü ve 1995/1427
sayılı direnme kararının bozulmasına, karar verildi.

(MT/ES)

 
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı