BAŞKALARINA AİT GAYRİMENKULLERİ VEKİL SIFATIYLA SATAN YÜKÜMLÜNÜN TAPU-
DA BEYAN ETTİĞİ FİYAT İLE EMSAL FİYATLAR ARASINDAKİ FARKIN YÜKÜMLÜNÜN
MEMLEKETE GİRDİĞİ SOMUT OLARAK TESPİT EDİLMEDİKÇE, BU FARK TUTARIN İ-
VAZSIZ İNTİKAL OLARAK KABUL EDİLMEYECEĞİ HK.
Yurt dışında yaşayan bir kısım yabancı uyruklu kişilerin İskenderun'da
bulunan gayrimenkullerini vekil sıfatıyla idare eden yükümlünün, bu
gayrimenkullerden bir kısmını sattığı, ancak satış bedellerini, tapuda
gerçek değerinin altında göstererek bu meblağı maliklere transfer et-
tiği, aradaki farkı ise kendisinin aldığı hususlarının vergi inceleme-
si sonucu saptandığından bahisle, söz konusu farkın ivazsız intikal o-
larak kabulü suretiyle 1990 yılı için yükümlü adına yapılan kaçakçılık
cezalı veraset ve intikal vergisi tarhiyatını; 213 sayılı Vergi Usul
Kanununun 19'uncu maddesinde, vergi alacağının, vergi kanunlarının
vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile
doğacağının belirtildiği, vergi alacağının, mükellef yönünden vergi
borcunu teşkil ettiği; 7338 sayılı Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu-
nun 1'inci maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti tabiiyetinde bulunan şahıs-
lara ait mallar ile Türkiye'de bulunan malların veraset tarikiyle veya
herhangi bir suretle olursa olsun ivazsız bir tarzda bir şahıstan di-
ğer bir şahsa intikalinin veraset ve intikal vergisine tabi olduğu
hükmünün yer aldığı, aynı kanunun 2'nci maddesinin (d) bendinde, "i-
vazsız intikal" tabirinin, hibe yoluyla veya herhangi bir tarzda olan
ivazsız iktisapları (maddi ve manevi bir zarar mukabili verilen tazmi-
natlar ivazsız sayılmaz) ifade edeceğinin belirtildiği, söz konusu dü-
zenlemelere göre, veraset ve intikal vergisinde vergiyi doğuran olayın
varlığından söz edebilmek için, ivazsız bir intikal veya hibenin ger-
çekleşmesi gerektiği, olayda ise, davacının, vekil sıfatıyla, asilden
aldığı talimatlar doğrultusunda gayrimenkulleri sattığı, satış bedeli-
ni Lübnan'daki gayrimenkul sahiplerine transfer ettiği, satış bedeli
konusunda asil ve vekil (davacı) arasında herhangi bir uyuşmazlığın
bulunmadığı; satılan gayrimenkullerin bedelinin, takdir komisyonunca
takdir edilen rayiç bedele göre düşük olduğu görülmekte ise de, bu iki
bedel arasındaki farkın davacının mamelekine geçtiğinin somut bir bi-
çimde saptanması gerektiği; gayrimenkul satışlarında, tapu harcından
kaçınmak amacıyla rayiç bedelin düşük beyan edilmiş olmasının, davacı
açısından ivazsız bir intikalin varlığını, veraset ve intikal vergisi
yönünden ise vergiyi doğuran olayın vukuunu göstermediği; zira, vera-
set ve intikal vergisine tabi bir intikalin kesin ve somut olarak or-
taya konması gerektiği, olayda olduğu gibi, takdir olunan rayiç bede-
lin beyana nazaran yüksek olduğundan hareketle, ivazsız bir intikalin
bulunduğu sonucuna ulaşmanın vergi yasalarına aykırı olacağı, bu iti-
barla, kanunların vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki duru-
mun tekemül ettiği açık ve kesin bir şekilde saptanmadan, davacı adına
yapılan kaçakçılık cezalı tarhiyatta isabet bulunmadığı gerekçesiyle
iptal eden ... Vergi Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararının; in-
celeme raporunda yer alan tespitler doğrultusunda yapılan kaçakçılık
cezalı veraset ve intikal vergisi tarhiyatının yerinde olduğu ileri
sürülerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının
bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin red-
dine; kararın onanmasına karar verildi.
YÖ/ES
|