Danıştay Üçüncü Daire 

İçeriği itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek suretiyle vergi kaybına sebebiyet verilmesinden dolayı şirket adına tarh ve tahakkuk edilen vergilerin tahsil edilememesi nedeniyle tarh döneminde yönetim kurulu üyesi olan davacıdan kanuni temsilci sıfatıyla vergi ödevlerini yerine getirmemesi nedeniyle ödeme emriyle istenmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. İstemin Özeti: Kanuni temsilcisi bulunduğu ... Anonim Sirkelinin 1987 Şubat dönemine ait vergi ve ceza borçlarının tahsili için davacı adına düzenlenen ödeme emrine karşı açılan davayı; dosyanın incelenmesinden 06.02.1987 tarihinde şirketin yönetim kurulu üyeliğine seçilen davacının bu görevinden 30.04.1987 tarihinde istifa ettiğinin anlaşıldığı, davacının yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı tarihten sonraki dönemlere ait vergi borcundan sorumlu tutulamayacağı, diğer taraftan vergi incelemesi davacının yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı tarihten sonra yapıldığından bu tarniyata karşı yasal yollara başvurmanın bu donemdeki yöneticilerin görev ve sorumluluğunda olduğu, bu nedenle vergilerin ödenmemesinden sorumlu tutulmasına olanak bulunmayan davacı adına 213 sayılı Kanununu 10. maddesi uyarınca ödeme emri düzenlemesinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle kabul ederek ödeme emrini iptal eden Vergi Mahkemesi kararının, kamu alacağının tahsili için şirketin mal varlığına müracaat edildiği, mal varlığının bulunmadığı saptandığından borçların tarh döneminde şirketin temsilcisi olan davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istemidir. Karar: 213 sayılı Vergi Usu) Kanunu'nun uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan 10.maddesinde, tüzel kişilerin kanuni temsilcilerinin vergi ödevlerin! kasıt ve ihmalleriyle yerine getirememeleri nedeniyle mükelleflerin veya vergi sorumluların varlığından tamamen ve kısmen alınamayan vergi alacaklarının kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hükme bağlanmıştır. Dosyanın incelenmesinden, davacının ... Anonim Sirkelinin yönetim kurulu üyesi olduğu, 1987 vergilendirme dönemine ilişkin işlemlerinin incelenmesi sonucunda, içeriği itibariyle yanıltıcı (sahte) fatura kullanarak vergi kaybına sebebiyet verdiğinin tespit edilmesi sonucunda re'sen salınan ve itirazsız kesinleşen gelir (stopaj) vergisi ile bu vergiye bağlı olarak kesilen cezaların ödenmemesi üzerine şirket adına ödeme emri ve' haciz varakaları düzenlenerek kamu alacağının tahsili yoluna gidildiği, ancak taşınır ve taşınmaz mal varlığı olmadığından alacağı alacağın şirketten tahsilinin mümkün olmadığı, bu nedenle tarh döneminde yükümlü şirketin kanuni temsilcisi olan davacı adına ödeme emri düzenlendiği anlaşılmaktadır. içeriği itibariyle yanıltıcı belge düzenlemek suretiyle vergi kaybına sebebiyet verilmesinden dolayı şirket adına tarh ve tahakkuk eden vergilerin tahsil edilememesi sonucu tarh döneminde yönetim kurulu üyesi bulunan davacının kanuni temsilci sıfatıyla vergi ödevlerini yerine getirmemesi nedeniyle ödenmeyen vergilerin tahsili için ödeme emri tebliğinde kanuna aykırılık bulunmadığı cihetle vergi mahkemesince davacının yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı tarihten sonra yapılan inceleme sonucu salınan vergiden davacının sorumlu tutulamayacağı, vergilendirme döneminde vergi ile ilgili ödevlerine yerine getirmediğinin tespit edilmediği gerekçesiyle ödeme emrinin iptali yolunda verilen kararda hukuka uygunluk görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne Vergi Mahkemesinin kararının bozulmasına oyçokluğu ile karar verildi. Ayrışık Oy : Temyiz konuşu mahkeme kararının dayandığı gerekçeler nedeniyle istemin reddine karar verilmesi görüşü ile karara katılmıyoruz.