Dairesi
Hayat sigorta şirketlerinde riyazi ihtiyat olarak ayrılan fonların devlet tahvili ile hazine bonosu gibi menkul kıymetlere yatırılması sonucu elde edilen gelirlerin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 39. madde;! uyarınca ticari kazançtan indirileceği hk.
Karar No
1997/1845
Esas No
1997/251
Karar Tarihi
16-12-1997

İŞLETME HESABI ESASINDA TİCARİ KAZANCIN TESPİTİ Danıştay Dördüncü Daire

Hayat sigorta şirketlerinde riyazi ihtiyat olarak ayrılan fonların devlet tahvili ile hazine bonosu gibi menkul kıymetlere yatırılması sonucu elde edilen gelirlerin 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun mükerrer 39. madde;! uyarınca ticari kazançtan indirileceği hk. İstemin Özeti: Davacı anonim şirketin sigortalılardan tahsil ettiği hayat sigortası primlerim devlet tahvili ve hazine bonosuna yatırması sonucu elde ettiği faiz gelirleri üzerinden yapılan tevkifatın düzeltilerek taratma iadesi isteminin reddedilmesi üzerine Maliye Bakanlığı'na başvurulmuş, bu isteminin cevap verilmemek suretiyle reddi yolundaki olumsuz işlemin iptali talebiyle dava açılmıştır. Danıştay Dördüncü Dairesince verilen bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesi kararıyla; davacı şirketin 7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu'nun 12. maddesinin II. fıkrasının (a) bendine göre hesaplanan riyazi ihtiyatları anılan kanunun 18. maddesine uygun yerlere yatırarak faiz geliri elde ettiği ve ihtiraz! kayıtta verilen bu faiz gelirleri üzerinden gelir (stopaj) vergisi ödendiği, elde edilen faiz gelirinin riyazi ihtiyata dahil olduğu, bu ihtiyatın iştirakçiye yapılacak ödeme dışında kullanılamayacağı, Maliye Bakanlığısın 47 No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği ile bu faizleri şirket kazancı olarak kabul etmediği, Gelir Vergisi Kanunu'.un 94. maddesinde sözkonusu faiz gelirlerinin tevkifata tabi olduğuna dair bir hüküm bulunmadığına göre, bu gelirin tevkifata tabi tutulması sonucu ödenen 1993/Nisan ayma ilişkin gelir (stopaj) vergisi ile fon karşılığında kanuna uygunluk olmadığı gerekçesi ile dava konuşu işlemin iptaline karar vermiştir. Davalı idare, sigorta şirketlerinin kurumlar vergisinden müstesna tutulan veya indirim konuşu yapılan gelirlerden riyazi ihtiyatlara ayrılan kısmın gelir (stopaj) vergisine tabi olması gerektiğini ileri sürmekte, kararın bozulmasını istemektedir. Karar: 7397 sayılı Sigorta Murakebe Kanunu'nun 12. maddesi uyarınca hayat sigortacılığı alanında faaliyet gösteren sigorta şirketlerinde sigortalılardan tahsil edilen primlerden ölüm primi, idare ve tahsil giderlerinin indirilmesi sonucu kalan miktarlar bankalarda bloke edilerek yatırıma yönlendirilmekte ve bu amaçla da daha çok devlet tahvili ve hazine bonosuna yatırım yapılmaktadır. Bu şekilde elde edilen gelirler de ertesi yıl tekrar yatırım amacıyla kullanılmaktadır. Olayda hayat sigortasıyla uğraşan davacı şirket sigortalılardan tahsil ettiği primleri devlet tahvili ve hazine bonosuna yatırmış, elde edilen faiz gelirleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı yapılmıştır. Ancak daha sonra bu faiz gelirlerinin şirketin kazancı olmadığı, tevkifatın yanlışlıkla yapıldığı ileri sürülerek, fazladan ödenen vergilerin iadesi istenilmiştir. 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 3824 sayılı Kanunla değişik mükerrer 39. maddesinde, ticari faaliyete bağlı olarak elde edilen bir kısım gelirlerin ve bu kapsamda devlet tahvili, hazine bonosu faizlerinin ticari kazançtan indirilmesi olanağı getirilmiş, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 8. maddesinin yine 3824 sayılı Kanunla değişik 17. bendinde de anılan menkul kıymetlerin alım satım kazançlarının kurumlar vergisinden müstesna olduğu belirtilmiştir. Ticari kazançtan indirilen devlet tahvili hazine bonosu faiz gelirleri üzerinden Gelir Vergisi Kanunu'nun 3239 sayılı Kanunla değişik 94. maddesine 3065 sayılı Kanunla eklenen 15. bendi, kurumlar vergisinden müstesna tutulan kazançlar üzerinden ise 8. bendi gereğince tevkifat yapılacaktır. Bakanlar Kurulu 94. maddede yeralan tevkifat oranlarım her bir bentte yeralan ödemeler için ayrı ayrı sıfıra kadar indirmeye veya bir katma kadar arttırmak suretiyle yeniden tespit etmeye yetkili kılınmıştır. Bu yetki doğrultusunda 31.12.1992 günlü ve 21452 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararnameyle hazine bonosu ve devlet tahvili faiz gelirleri üzerinden tevkifat oranı % 15 olarak belirlenmiştir. Alım satım kazançları ile ilgili olarak uygulanacak oran konusunda Yargıtay'a intikal eden uyuşmazlıklar neticesinde 1992 yılı için tevkifat oranının % 10 olduğu kabul edilmiştir. Bu yasal düzenlemelerin sonucu olarak hazine bonosu ve devlet tahvili faiz geliri elde edenlerin tevkifat yapması zorunludur. Her ne kadar dava konuşu olayda davacı şirket, riyazi ihtiyatların yatırıma yönlendirilmesiyle elde edilen kazançların şirkete ait olmadığım ileri sürmekte ise de, sigortalılardan tahsil edilen primler ile buna yürütülen faizlerden oluşan fonun menkul ve gayrimenkullere yatırılması suretiyle elde edilen faizler kurum kazancına dahil olup, muhasebe sistemi ve beyannameler buna göre düzenlenmektedir. Bu itibarla, davacı şirketin riyazi ihtiyatları devlet tahvili ve hazine bonosuna yatırması sonucu elde ettiği faiz gelirleri üzerinden tevkifat yapması yasal zorunluluk olduğundan aksi yöndeki mahkeme kararında isabet görülmemiştir. Bu nedenle, Vergi Mahkemesinin kararın in bozulmasına oybirliği ile karar verildi.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı