Danıştay Dördüncü Daire 

Şüpheli alacaklar karşılığının, alacağın şüpheli hale geldiği tarihte ayrılması zorunlu değildir. Önemli olan alacağın maddede gösterilen niteliklere sahip olup olmadığı hususudur. İstemin Özeti: Yükümlü kurumun 1988 takvim yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu, işle ilgisi olmayan bazı harcamaların ve yemek faturalarının gider olarak kabul edilemeyeceği, müşteri cari hesaplarında bulunduğu halde fatura düzenlenmeyen bir kısım kayıt dışı hasılat bulunduğu, kiralanan işyeri için yapılan tesisat harcamalarının tamamının o yıl için gider yazılamayacağı ve 1986 yılında dava açılarak şüpheli hale gelen bir alacak için 1988 yılında şüpheli alacak karşılığı ayrılamayacağı öne sürülerek vergi inceleme raporunda bulunan matrah farkı üzerinden kurumlar vergisi ve geçici vergi salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiş, ayrıca kayıt dışı hasılat nedeniyle düzenlenmeyen satış faturalarından ötürü özel usulsüzlük cezası kesilmiştir. .......... 4. Vergi Mahkemesi 21.3.1994 Günlü ve E:1992/1937, K: 1994/604 Sayılı Kararıyla; kabul edilmeyen giderler, kayıt dışı satış hasılatı ve şüpheli alacak kaydı yönünden bulunan matrah farkının yerinde olduğu, ancak kiralanan işyerine ait kira mukavelesi bir yıllık olduğu için yapılan harcamaların tamamının o yıl gider olarak yazılabileceği, matrah farkı defter ve belgelerden bulunduğu için salınan vergiye kusur cezası uygulanmasının gerektiği, fatura alınıp verilmediği konusunda somut bir tespit bulunmadığı için özel usulsüzlük cezası kesilemeyeceği, ikmalen ve re'sen yapılacak tarhiyatlarda ayrıca geçici vergi salınamayacağı gerekçesiyle matrahın azaltılmasına, kaçakçılık cezasının kusur cezasına çevrilmesine, özel usulsüzlük cezası ve geçici verginin kaldırılmasına karar verilmiştir. Yükümlü, salınan vergi ve kesilen cezaların yerinde olmadığım Vergi Dairesi Müdürlüğü, vergi inceleme raporuna göre yapılan tarhiyatın yerinde olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının bozulmasın) istemektedirler. Karar: Yükümlü kurumca,1986 yılında dava açılarak şüpheli hale gelen alacaklar için 1988 yılında şüpheli alacak karşılığı ayrılmış ve inceleme elemanınca söz konusu alacak için ancak 1986 yılında karşılık ayrılmasının yerinde olmadığı öne sürülerek bulunan matrah farkı üzerinden tarhiyat yapılmıştır. 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 323. maddesinin 1. fıkrasında ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesiyle ilgili olmak şartıyla dava veya icra safhasında bulunan alacakların şüpheli alacak sayılacağı ve 2. fıkrasında şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabileceği hükmü mevcuttur. Anılan kanun maddesinde alacağın şüpheli hale geldiği tarihte karşılık aynlmasını zorunlu kılan bir hükme yer verilmemiştir. Önemli olan alacağın maddede gösterilen niteliklere sahip olup olmadığı hususudur. Dönemin değişmesiyle alacağın şüpheli olma niteliğin! kaybettiği kabul edilemeyeceği gibi, alacağın şüpheli hale geldiği dönemin geçirilmesi halinde, yeni değerleme günlerinde de tasarruf değerini muhafaza edecek olan alacak için karşılık ayırma imkanının ortadan kalkacağının kabulü, Kanun'da öngörülmeyen bir nedenle kanunla tanınan bir hakkın bertaraf edilmesi anlamına gelecektir. Kayıtlarda alacak olarak görülen meblağın, dava safhasında olduğu da kuşkusuz bulunduğuna göre, şüpheli hale geldiği dönemde karşılık ayrılmamış olması nedeniyle, Vergi Mahkemesince şüpheli alacak olarak kabul edilmemesinde isabet bulunmamaktadır. Vergi dairesi müdürlüğü ile yükümlü temyiz dilekçesinde diğer matrah kalemleri için ileri sürülen iddialar yerinde görülmemiştir. Bu nedenle, yükümlü temyiz isteminin kısmen kabulüyle ............... Vergi Mahkemesi kararının şüpheli alacak karşılığına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, Vergi Dairesi Müdürlüğü ile yükümlünün diğer matrah kalemlerine yönelik temyiz istemlerinin reddine.oybirliğiyle karar verildi.