Dairesi
Ticari kazanç hesap dönemi sonu itibariyle belirlendiğinden, hesap dönem sonu gelmeden yıl içinde satılan otobüsler için amortisman ayrılamaz. Ancak, satış bedeli île birikmiş amortismanların toplamı (yıl içinde ayrılan amortisman dahil) söz konusu otobüslerin envanterde kayıtlı değerleri ile kıyasl
Karar No
1981/1469
Esas No
1980/244
Karar Tarihi
04-06-1981

Danıştay Dördüncü Daire 

Ticari kazanç hesap dönemi sonu itibariyle belirlendiğinden, hesap dönem sonu gelmeden yıl içinde satılan otobüsler için amortisman ayrılamaz. Ancak, satış bedeli île birikmiş amortismanların toplamı (yıl içinde ayrılan amortisman dahil) söz konusu otobüslerin envanterde kayıtlı değerleri ile kıyaslanarak farkın karzarara kaydedilmesi sonucu vergi ziyaı sözkonusu olamayacağından, bu işlemden dolayı matrah farkı da bulunamaz Uyuşmazlık, teklif yılında satılan iki otobüs için hesap dönemi sonu gelmeden ayrılan toplam 90.000 lira tutarındaki amortisman bedelinin matrah farkı olarak kabul edilip edilemeyeceği ile kaçakçılık cezasının kusur cezasına çevrili? çevrilmeyeceği hususuna ilişkin bulunmaktadır. 193 sayılı GVK'nun 38. ve 39. maddelerinde ticari kazancın tespitinin hesap dönemi sonu itibariyle belirleneceği öngörülmüştür. Olayda ise hesap dönemi sonu gelmeden teklif yılı içinde satış yapılan otobüsler için amortisman ayrıldığı tartışmasız bulunmaktadır. Bu durum anılan maddelere uygun düşmemekle beraber 213 sayılı VUK'nun amortismana tabi malların satılması başlıklı 328. maddesi gereğince satış bedeli ile birikmiş amortismanların toplamı (teklif yılı için ayrılan amortisman dahil) söz konusu otobüslerin envanterde kayıtlı değerleri ile mukayese edilerek farkın, kar zarar hesabına kaydı ile beyan edileceği tabi bulunduğundan bu duruma göre de teklif yılı içinde amortisman ayrılmış olması sonucu değiştirmeyeceğinden söz konusu amortisman bedelini teşkil eden 90.000 liranın matrah farkı olarak kabul edilmemesi sonucu iti' bariyle kanun hükümlerim uygun bulunmuştur. Kaldı ki bu husus Vergi Dairesi'nin dava dilekçesinde tenkit konusu yapılmamıştır. Diğer taraftan matrah farkı anılan Kanun'un 344. maddesinde öngörülen 10.000 liranın altında kalmış olması ve olayın yanılmaya müsait bir özelliği bulunması karşısında davacıya kasıt yüklenemeyeceğinden kaçakçılık cezasının da kusur cezasına çevrilmesinde kanuna aykırılık görülmemiştir. Bu nedenle davanın reddine oybirliğiyle karar verildi. Yıl içinde satılan amortismana tabi iktisadi değerler için ayrılan amortismanlar her ne kadar karzararı etkilemezse de, ortalama kar hadleri yönünden, gayrisafi kazancı yükseltmesi bakımından ayrı bir sakıncası vardır. Bilindiği gibi, ortalama kar hadleri uygulamasında, bu esasa göre hesaplanan gayrisafi kazanç, mükellefin beyan ettiği gayrisafi kazançta kıyaslanmaktadır. Beyan edilen gayrisafi kazanç ise, net kar ile genel giderlerin toplamı olmaktadır. Bu itibarla,özellikle ayrılan amortismanın genel gider olarak kabul edildiği iş kollarında, gerçeğin üzerinde gayrisafi kazanç söz konusu olabilir. Örneğin, alımsatım işi yapan bir mükellef, yıl içinde üç milyon liraya aldığı ve kaç gün sonra aynı bedelle sattığı aktifte kayıtlı kamyon nedeniyle, amortisman ayırsa dahi bu durum karzararı etkilemeyecektir. Ancak, ayıracağı amortisman tutarım (söz gelimi azalan bakiyeler usulüne göre ayırdığı) 750.000 TL'yı gider kaydetmekle, beyan edeceği gayrisafi kazancım bu miktar kadar yükseltmiş ve gerçek dışı bildirimde bulunmuş olacaktır. Kanımızca, bu gibi durumlarda ortalama kar haddi yönünden matrah farkı bulunarak vergi alınması sözkonusu olabilir.

 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı