VERGİNİN ZAMANINDA ÖDENMESİNE KARŞIN BEYANNAMENİN SÜRESİNDEN SONRA
VERİLDİĞİNDEN BAHİSLE KESİLEN KAÇAKÇILIK CEZASININ TAHSİLİ AMACIYLA
DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE KARŞI AÇILAN DAVADA, OLAYIN "BORCUM YOKTUR"
KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKTİĞİ HK.
1994 yılının Mart, Ekim ve Kasım, 1995 yılının Mart ve Mayıs dönemle-
rine ilişkin hizmet vergisi beyannamelerinin kanuni sürelerinden sonra
verildiğinden bahisle, 1994 yılının Mart, Ekim ve Kasım dönemleri için
kesilen kaçakçılık, 1995 yılının Mart ve Mayıs dönemleri için kesilen
usulsüzlük cezalarının tahsili amacıyla tanzim ve tebliğ olunan ...
gün ve ... takip nolu ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı;
6183 sayılı Kanunun 55 ve 58'inci maddelerini açıklayarak, söz konusu
madde hükümlerine göre, amme alacağının esasına ilişkin iddiaların
tahsilat safhasında iddia edilmesine ve bunların incelenmesine olanak
bulunmadığı, amme alacağının tahsili safhasında yargı yerlerince, yal-
nızca tahsilata ilişkin idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadıkla-
rının incelenebileceği, dava konusu edilmeden kesinleşmiş idari işlem-
lerin uygulanmasını sağlamak üzere tesis edilen yeni işlemler nedeniy-
le açılan davada kesinleşen hukuki durumların yeniden ele alınarak in-
celenmesinin mümkün olmadığı, incelenen olayda, ödeme emrine konu olan
cezalara ait ihbarnamelerin ... tarihinde tebliğ edildiği ve bunların
dava konusu yapılmaksızın kesinleştiği, usulsüzlük cezalarının ... ta-
rihinde ödendiği, kaçakçılık cezalarının ise ödenmediğinin anlaşıldı-
ğı, bu durumda, kesinleşen ve vadelerinde de ödenmeyen amme alacağının
tahsili için düzenlenen ödeme emrinde yasaya aykırılık bulunmadığı ge-
rekçesiyle reddeden ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve ... sayılı kara-
rının; kaçakçılık cezasının matrahını oluşturan vergilerin zamanında
ödenmesi sebebiyle vergi zıyaı oluşmadığı, bu hususun "borcum yoktur"
kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, beyannamelerin zamanında ve-
rilmemesinden dolayı kesilen usulsüzlük cezasının ödendiği, kaçakçılık
kastının bulunmadığı hususları dikkate alınarak ...-lira kaçakçılık
cezasının iptal edilmesi gerektiği ileri sürülerek bozulması istenil-
mektedir.
6183 sayılı Kanunun 54'üncü maddesinde, ödeme müddeti içinde
ödenmeyen amme alacağının tahsil dairesince, maddede sayılan tahsil
şekillerinden biriyle cebren tahsil olunacağı, 55'inci maddesinde,
amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 7 gün içinde borçlarını ödeme-
leri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile
tebliğ olunacağı belirtilmiş, 58'inci maddesinde de, kendisine ödeme
emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödedi-
ği veya zaman aşımına uğradığı iddialarıyla 7 gün içinde dava açabile-
ceği hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, yükümlü banka tarafından, 1994 yılı-
nın Mart, Ekim ve Kasım, 1995 yılının Mart ve Mayıs dönemlerine iliş-
kin hizmet vergisi beyannamelerinin kanuni süresi geçirildikten sonra
vergi dairesine verildiğinden bahisle, kaçakçılık ve usulsüzlük ceza-
ları kesildiği ve cezalara ilişkin düzenlenen ihbarnamelerin ... tari-
hinde tebliğ edildiği, buna rağmen ödenmeyen ve dava konusu yapılmayan
cezaların tahsili amacıyla davaya konu ödeme emrinin tanzim olunduğu,
yükümlüce ödeme emrinde yer alan toplam ...-liralık (1995 yılının 3 ve
5'inci dönemlerine ilişkin) usulsüzlük cezalarının ... tarihinde öden-
diği, 1994 yılının 3, 10 ve 11'inci dönemlerine ait toplam ...-liralık
kaçakçılık cezasının ise ödenmeyerek bu kısmın dava konusu edildiği,
1994 yılının belirtilen dönemlerine ilişkin hizmet vergisi beyanname-
lerinin öngörülen süreden sonra vergi dairesine verildiğinin ihtilaf-
sız olduğu, ancak söz konusu dönemlere ilişkin vergilerin kanuni süre-
si içerisinde ödendiği hususunun da, dosyada mevcut vergi tahsil alın-
dılarıyla sabit bulunduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık, vergilerin kanuni süresinde ödenmiş olmasına karşın
ilgili dönem beyannamelerin öngörülen süreden sonra verilmesi sebebiy-
le kaçakçılık cezası kesilmesi ve tebliğ edilen ceza ihbarnamelerine
karşı dava açılmadığı gibi cezaların da ödenmemesi nedeniyle ödeme em-
ri düzenlenmesinden doğmuştur.
6183 sayılı Kanunun 58'inci maddesinde, hangi nedenlerle ödeme
emrine karşı dava açılabileceği belirlenmiş, tahdidi olarak sayılan
nedenler arasında "borcun bulunmadığı" hali de yer almıştır.
Olayda, ödeme emrine karşı, "böyle bir borcun bulunmadığı" id-
diasıyla dava açılmış olduğundan, öncelikle "borcun bulunmaması" kav-
ramının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
6183 sayılı Kanunun yukarıda değinilen 54 ve 55'inci maddele-
rinden de açıkça vurgulandığı gibi, Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun uyarınca işlem tesis edilebilmesi için herşeyden önce
ortada bir amme alacağının ve bunun karşıtı olarak muhataplar (olayda
yükümlü) açısından da bir borcun bulunması şarttır.
6183 sayılı Kanun anlamında kamu alacağı, vergi hukuku açısın-
dan, kendi kanunlarına göre doğan bir verginin devlet idaresine öden-
memesi ve bu ödenmeyen verginin kesinleşerek tahsil edilebilir hale
gelmesi ile amme idaresinin mamelekine girmemiş bulunan değerleri; ay-
nı şekilde, vergi cezaları bakımından da, kanunlarda öngörülen asli ve
şekli unsurlar açısından cezayı gerektiren olayın gerçek mahiyeti ile
oluşmuş olması ve ödenmeyerek cebren tahsil edilebilir hale gelen bir
cezayı ifade eder.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3'üncü maddesindeki, vergi ka-
nunlarının lafzı ve ruhu ile hüküm ifade edeceği, vergilendirmede ver-
giyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin
esas olduğu ilkeleri ışığında, dava konusu ödeme emri muhteviyatı "ka-
çakçılık cezası" borcunun bulunup bulunmadığı hususuna gelince:
Vergi Usul Kanununun 344'üncü maddesinde, mükellef veya sorumlu
tarafından kasten vergi zıyaına sebebiyet verilmesi şeklinde tanımla-
nan kaçakçılık cezasının asli unsuru vergi zıyaıdır. Vergi zıyaı ise,
aynı kanunun 341'inci maddesinde tanımlandığı üzere, mükellefin veya
sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yerine getir-
memesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden, verginin zamanında tahak-
kuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade eder.
Olayda, ilgili dönem beyannameleri öngörülen süre geçirildikten
sonra vergi dairesine verilmiş ise de, vergilerin kanuni süresi içeri-
sinde ödendiği ihtilafsızdır. Yukarıda tanımlanan vergi zıyaında, ver-
gilendirme ile ilgili ödevlerin zamanında yerine getirilmemesi (olayda
beyannamelerin süresi içerisinde verilmemesi) vergi zıyaının oluşması
için yeterli olmayıp, aynı zamanda verginin zamanında tahakkuk etti-
rilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi şartının da gerçekleşmesi
gereklidir.
Bu durumda, ortada herhangi bir vergi zıyaı bulunmadığından,
kesilen kaçakçılık cezasının, ödeme emri aşamasında, "borcum yoktur"
kapsamında değerlendirilerek işin esasının incelenmesi suretiyle bir
karar verilmesi gerekli iken, yazılı gerekçeyle verilen mahkeme kara-
rında isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne; mahkeme kara-
rının bozulmasına karar verildi.
AYRIŞIK OY
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının
bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden karara katılmıyorum.
BŞ/ES
|