Dairesi
BAŞKACA ARAŞTIRMA VE SAPTAMADA BULUNULMADAN, HURDA METAL TİCARETİ SEKTÖRÜNDE SAHTE FATURA KULLANIMININ YAYGIN OLDUĞU İLERİ SÜRÜLEREK YAPILAN TARHİYATTA HUKUKA UYARLIK BULUNMADIĞI HK.
Karar No
1670
Esas No
2008
Karar Tarihi
21-09-2006
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
DÖRDÜNCÜ DAİRE
2006
1670
2006
2008
21/09/2006
 
KARAR METNİ

BAŞKACA ARAŞTIRMA VE SAPTAMADA BULUNULMADAN, HURDA METAL TİCARETİ SEKTÖRÜNDE SAHTE FATURA KULLANIMININ YAYGIN OLDUĞU İLERİ SÜRÜLEREK YAPILAN TARHİYATTA HUKUKA UYARLIK BULUNMADIĞI HK.

Temyiz Eden : Rami Vergi Dairesi Müdürlüğü

Karşı Taraf : ?

İstemin Özeti : Davacı adına, 2002 yılı için re'sen gelir vergisi salınmış, fon payı hesaplanıp, vergi ziyaı cezası kesilmiştir. Danıştay bozma kararı uyarınca, İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin 25.10.2005 günlü ve E:2005/1998, K:2005/1859 sayılı kararıyla, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3 üncü maddesinin (b) bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, 134 üncü maddesinde de, vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunun araştırılması, tespiti ve sağlanması olduğunun açıklandığı, 30 uncu maddesinde de, re'sen vergi tarhının, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması tanımlandığı, maddenin ikinci fıkrasının 3 numaralı bendinde ise, bu Kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya bir kısmı tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş olursa veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz edilmezse vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadığının kabul edileceğinin belirtildiği, re'sen vergi tarhının amacının yükümlülerin varsa beyan dışı bıraktıkları gelirlerini, gerçeğe en yakın biçimde saptayabilmek olduğu bu nedenle, re'sen vergi tarh edilirken, beyan dışı bırakıldığı ileri sürülen kazanca ilişkin gerekli inceleme ve araştırmanın yapılması ve matraha ilişkin verilerin varsayım ya da kanaat yoluyla değil, somut bilgi ve belgelerle ortaya konulmasının gerektiği, Türk vergi sisteminde gerçek gelirin vergilendirilmesi esasının benimsendiği, varsayım ya da kanaate dayalı olarak vergilendirmeye izin verilmediği, dosyanın incelenmesinden; hurda metal ticareti sektöründe içerik itibarıyla gerçeğe aykırı fatura kullanımının yaygınlığı ileri sürerek davacının 2002 yılı defter ve belgelerinin incelenmek üzere istenilmesine karşın ibraz edilmemesi üzerine tarh dosyasında yapılan incelemeyle, yükümlünün iş yerinin durumu, demirbaşının, işçisinin bulunmaması gibi hususlar dikkate alınarak beyan edilen satış tutarına bu koşullarla ulaşılmasının ticari teamüllere uygun olmadığı bunun da komisyon karşılığı düzenlenen içerik itibarıyla gerçeğe aykırı faturadan elde edilen gelir olduğu görüşüyle matrah farkı bulunduğu, bu durumda yükümlünün sahte ve içeriği itibarıyla gerçeğe aykırı faturaları komisyon karşılığı satarak gelir ettiği hususunda karşıt inceleme yapılmaksızın, sadece sektörde sahte fatura ticaretinin yaygın olduğundan hareketle varsayıma dayalı tarhiyat yapıldığı anlaşıldığından, eksik inceleme ve varsayıma dayalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle gelir vergisi, fon payı ve vergi ziyaı cezasının kaldırılmasına karar verilmiştir. Davalı İdare, tarhiyatın yasaya uygun olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi Erkan Kunduracı'nın Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, Danıştay bozma kararı esas alınarak verilen mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Eren Sonbay'ın Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:

Mahkeme kararının Danıştay tarafından bozulması halinde, mahkemece bu karara uyulmak suretiyle verildiği ifade edilen kararlara karşı yapılacak temyiz başvurularının bozma esaslarına uyulmuş olup olmadığı yönünden incelenmesi mümkündür. İncelenen dosya içeriğinden mahkeme kararının Danıştay Dördüncü Dairesinin 16.6.2005 günlü ve E:2005/752, K:2005/1137 sayılı bozma kararında yazılı esaslara uygun olduğu görülmektedir. Temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamaktadır.

Bu nedenle temyiz isteminin reddine, İstanbul 5. Vergi Mahkemesinin 25.10.2005 günlü ve E:2005/1998, K:2005/1859 sayılı kararının onanmasına 21.9.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

(DAN-DER; SAYI: 114)
BŞ/ÖEK

 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı