Dairesi
2577 SAYILI KANUNUN ÜST MAKAMLARA BAŞVURMAYI DÜZENLEYEN 11 İNCİ MADDESİNİN, VERGİ, RESİM, HARÇLARLA BENZERİ MALİ YÜKÜMLERİN TARH, TAHAKKUK VE TAHSİLİNDE VE BUNLARIN ZAM VE CEZALARINDAN DOĞAN UYUŞMAZLIKLARDA UYGULANAMAYACAĞI HK.
Karar No
146
Esas No
1655
Karar Tarihi
03-02-2005
 
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
DÖRDÜNCÜ DAİRE
2005
146
2004
1655
03/02/2005
 
KARAR METNİ

2577 SAYILI KANUNUN ÜST MAKAMLARA BAŞVURMAYI DÜZENLEYEN 11 İNCİ MADDESİNİN, VERGİ, RESİM, HARÇLARLA BENZERİ MALİ YÜKÜMLERİN TARH, TAHAKKUK VE TAHSİLİNDE VE BUNLARIN ZAM VE CEZALARINDAN DOĞAN UYUŞMAZLIKLARDA UYGULANAMAYACAĞI HK.

Temyiz Eden : ...

Vekili : Av. ...

Karşı Taraf : Anadolu Kurumlar Vergi Dairesi Başkanlığı İSTANBUL

İstemin Özeti : ... Elektronik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili için ortak sıfatıyla davacı adına ödeme emri düzenlenip, tebliğ edilmiştir. İstanbul 5. Vergi Mahkemesi, 24.3.2004 günlü ve E:2003/1387, K:2004/568 sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7 inci maddesinde, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay ve İdare Mahkemelerinde dava açma süresinin otuz gün olduğunun, 6183 sayılı Kanunun 58 inci maddesinin 1 inci fıkrasında, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabileceğinin belirtildiği, 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un 13 üncü maddesinin c bendinde ise, vergi mahkemelerinin göreve başlamasıyla bu mahkemelerin görev alanına giren konularla ilgili olarak diğer kanunlarda yer alan itiraz deyiminin vergi mahkemesinde dava açılması anlamına geleceği hükmüne yer verildiği, 2577 sayılı Kanunun üst makamlara başvurmayı düzenleyen 11 inci maddesinde çeşitli kanunlarla yapılan değişikliklerden, söz konusu madde hükmünün, vergi, resim, harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsilinde ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda uygulanamayacağı sonucuna ulaşıldığı gibi, kamu alacaklarının cebren takip ve tahsili yöntemlerini düzenleyen ve özel bir kanun olan 6183 sayılı Kanunda 7 günlük dava açma süresinin üst makamlara başvuru olması halinde duracağına yönelik bir düzenlemenin yer almadığının görüldüğü, bu durumda 26.6.2003 tarihinde tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı 7 günlük süre geçirildikten sonra 23.7.2003 tarihinde açılan davanın süresinde olmadığı gerekçesiyle 2577 sayılı Kanunun 15/1-b maddesi uyarınca davanın süreaşımı yönünden incelenmeksizin reddine karar vermiştir. Davacı, 2577 sayılı Kanunun 11 inci maddesine göre kendilerine ödeme emri tebliğ edildikten sonra 7 gün içinde işlemin düzeltilmesi istemiyle idareye başvurduklarını, bunun süreyi durduracağını, davanın süresinde olduğunu ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi Hayrettin Korucu'nun Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu mahkeme kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği
düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Ahmet Alaybeyoğlu'nun Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, isteminin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.

Bu nedenle, temyiz isteminin reddine esasta oybirliğiyle gerekçede oyçokluğuyla 3.2.2005 gününde karar verildi.

AZLIK OYU
Limited şirketin ödenmeyen vergi borçlarının tahsili için ortak sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emirlerine karşı açılan dava süre aşımı nedeniyle reddedilmiştir.

İdari Yargılama Usulü Kanununun "Üst Makamlara Başvurma" başlıklı 11 inci maddesinde, ilgililer tarafından, idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılmasının üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmiş veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı hüküm altına alınmıştır. Sözü edilen maddenin 4 üncü fıkrasında yer alan "Bu madde hükümleri, vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsilinden ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda uygulanmaz" hükmü 18.6.1994 gün ve 21964 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 4001 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi ile 18.6.1994 tarihinden itibaren yürürlükten kaldırılmıştır. Bu maddenin gerekçesinde, vergi resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsili ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda, idari davaya konu olacak işlemlere karşı mevcut hükümlere göre dava açılmadan önce idari makamlara başvurulmasının mümkün bulunmadığı, başvuru yapılması dava süresini durdurmadığı için daha sonra açılan davaların süreden reddedildiği, bu sebeple çoğu zaman hak kayıplarına neden olunduğu, gerek bu gibi haksızlıkların ortadan kaldırılması ve gerekse dava yoluna başvurulmadan idareye yapılacak başvuru yoluyla uyuşmazlıkların çözümlenmesinin sağlanmasının, dava sayısını azaltma yönünden yapacağı olumlu etki göz önüne alınarak, söz konusu fıkranın yürürlükten kaldırıldığı belirtilmiştir.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, 2577 sayılı Kanunun idari başvuru yolunu düzenleyen 11 inci maddesinin 18.6.1994 tarihinden itibaren vergi, resim ve harçlarla benzeri mali yükümlerin tarh, tahakkuk ve tahsilinden ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda da uygulanabileceği tabiidir. Yani, ilgililer bahsi geçen işlemlere karşı doğrudan doğruya idari dava açabilecekleri gibi, dilerlerse itiraz yoluna da başvurabileceklerdir.

Ödeme emrinin de tahsile yönelik bir idari işlem olma özelliği dikkate alındığında 18.6.1994 tarihinden itibaren bir vergi, resim ve harçlarla, benzeri mali yükümlerin tarh ve tahakkukuna ilişkin uyuşmazlıklar hakkında uygulanabilecek olan 2577 sayılı Kanunun 11 inci maddesindeki idari başvuru yolunun ödeme emirleri hakkında da uygulanabileceğinin kabulü zorunludur.

Ancak, 213 sayılı Kanunun 10 ncu ve 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35 inci maddesi uyarınca şirketin tahsil edilmeyen vergi borçları ortaklardan takip edilebileceği için 2000 ila 2003 yıllarına ait vergi borçlarının tahsili için 8.7.2002 tarihinde hisselerini devretmekle birlikte bu hususu ticaret siciline tescil ettirmeyen davacı adına ödeme emri düzenlenmesi yasaya uygun olduğundan davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolundaki mahkeme kararı sonucu itibarıyla yerinde görüldüğünden temyiz isteminin bu gerekçeyle reddi gerektiği oyu ile kararın gerekçesine karşıyım.

YÖ/ÖEK


 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı