Dairesi
SATILAN TAŞITIN SATIŞ BEDELİNİN DÜŞÜK BEYAN EDİLDİĞİ GÖRÜŞÜYLE TAKDİR
Karar No
119
Esas No
331
Karar Tarihi
22-03-1996
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
VERGİ DAVA DAİRELERİ
1996
119
1995
331
22/03/1996
 
KARAR METNİ

SATILAN TAŞITIN SATIŞ BEDELİNİN DÜŞÜK BEYAN EDİLDİĞİ GÖRÜŞÜYLE TAKDİR
KOMİSYONUNCA BELİRLENEN MATRAH ÜZERİNDEN YAPILAN CEZALI TARHİYATIN İL-
GİLİ MESLEK KURULUŞLARINDAN EMSAL BEDELİ ARAŞTIRMASI YAPILMADAN KALDI-
RILMASINDA İSABET BULUNMADIĞI HK.

Nakliyecilik yapan yükümlü adına kayıtlı bulunan aracın 1992 yılında
satılması nedeniyle beyan edilen satış bedelinin düşük bulunması üze-
rine resen takdir yoluyla 1992 Temmuz dönemi için katma değer vergisi
salınmış, kaçakçılık cezası kesilmiştir.

Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen Adana 1.Vergi Mahkemesi
... 1994/209 sayılı kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu-
nun 20 nci maddesinde, teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın açıklan-
dığı, öte yandan, 492 sayılı Harçlar Kanununun 43 üncü maddesinin so-
nuna 3689 sayılı Kanunun 10 uncu maddesiyle eklenen fıkra ile getiri-
len kasko sigorta değeri ölçüsünün ise, sadece noter harçları uygula-
ması ile ilgili olduğu ve bunun diğer vergilere yaygınlaştırılmasının
mümkün bulunmadığı, olayda, alım-satıma taraf olanlar bilindiğine ve
gerçek usulde vergilendirildiğine göre tarafların bilgisine başvurul-
ması ve gerekirse defter ve belgeleri üzerinde karşıt inceleme yapıl-
ması suretiyle taşıtın beyan edilen satış değerinin doğruluğunun araş-
tırılıp saptanması gerekirken, salt yasal zorunluluktan dolayı satış
senedinde gösterilen kasko sigorta değeri esas alınmak suretiyle tak-
dir edilen matrah farkı üzerinden yükümlü adına cezalı vergileme ya-
pılmasında yasal uyarlık görülmediği gerekçesiyle davayı kabul ederek
dava konusu cezalı tarhiyatı kaldırmıştır.

Malmüdürlüğünün bu karara karşı yaptığı temyiz başvurusunu in-
celeyen Danıştay Onbirinci Dairesi 16.3.1995 gün ve 1995/640 sayılı
kararıyla; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 27 nci maddesin-
de, bedelin emsal bedele göre açık bir şekilde düşük olması ve bu dü-
şüklüğün yükümlülerce haklı bir nedenle açıklanamaması halinde matrah
olarak emsal bedelin esas alınması ve emsal bedelin, Vergi Usul Kanu-
nuna göre belirlenmesinin öngörüldüğü, 213 sayılı Kanunun 267 nci mad-
desi uyarınca, emsal bedelin, araçların tüm özellikleri, yıpranma de-
recelerine göre ve satış tarihindeki piyasa değerinin ne olacağının
emsallerle karşılaştırılarak saptanması gerektiği, olayda, resen tak-
dir nedeni bulunduğu, ancak takdir matrahının saptanmasında bu tür u-
yuşmazlıkların artması üzerine Maliye Bakanlığının 6.5.1994 günlü ve
1994/2 sayılı İç Genelgesi ile de duyurulmasına karşın araçların satış
bedeline etkili tüm özelliklerin dikkate alınmadığı, bu durumda, tak-
dir komisyonunca takdir edilen ve uyuşmazlık konusu cezalı tarhiyatın
dayanağını oluşturan bedelin, 3065 sayılı Kanun ile 213 sayılı Kanunun
yukarıda açıklanan maddelerinde tanımı yapılan emsal bedeline uygun o-
lup olmadığının tespiti amacıyla Ticaret Odası, Şoförler ve Otomobil-
ciler Derneği ile gerekli görülecek başka ilgili merciler nezdinde ya-
pılacak araştırma sonucuna göre bir karar verilmek üzere mahkeme kara-
rını bozmuştur.

Bozma kararına uymayan Adana 1.Vergi Mahkemesi ... 1995/611 sa-
yılı Kararıyla;aynı gerekçeyle ilk kararında direnmiştir.

Direnme kararı, Malmüdürlüğü tarafından temyiz edilmiş ve tak-
dir komisyonu kararına dayanılarak uygulanan tarhiyatta hukuka aykırı-
lık bulunmadığı ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.

Yükümlü adına kayıtlı bulunan kamyonun satış bedelinin düşük
olduğundan bahisle takdir komisyonunca kasko sigorta değeri esas alı-
narak takdir edilen matrah farkı üzerinden salınan kaçakçılık cezalı
katma değer vergisini kaldıran vergi mahkemesi direnme kararı malmü-
dürlüğü tarafından temyiz edilmiştir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 27 nci maddesinde,
bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat,
hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın, işlemin
mahiyetine göre emsal bedeli veya emsal ücreti olduğu belirtildikten
sonra, bedelin emsal bedeline veya emsal ücretine göre açık bir şekil-
de düşük bulunması ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple açık-
lanamaması halinde, matrah olarak emsal bedel veya emsal ücretin esas
alınması, emsal bedel ve emsal ücretin Vergi Usul Kanunu hükümlerine
göre saptanması kurala bağlanmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesinde; gerçek be-
deli olmayan veya bilinmeyen veyahut doğru olarak tespit edilemeyen
bir malın, değerleme gününde satılması halinde emsaline nazaran haiz
olacağı değer, emsal bedeli olarak tanımlanmış, 3 üncü sırasında ise
emsal bedel takdirinin, takdir komisyonunca maliyet bedeli ve piyasa
kıymetleri araştırılmak ve kullanılmış eşya için ayrıca yıpranma dere-
celeri nazara alınmak suretiyle yapılması kabul edilmiştir.

Davacının, vergisi uyuşmazlığa yol açan kamyonu emsallerine na-
zaran daha düşük bedelle satmış olması idarece eleştirilmiştir. Gerçek
satış bedelinin beyana uygunluğu tartışmalı kalan olayda, emsal bede-
lin 3065 sayılı Yasanın 27 nci maddesi ve kamyonun işletmede kayıtlı
olması nedeniyle Vergi Usul Kanununun 267 nci maddesinin üçüncü sıra-
sında yazılı yöntemle saptanması gerektiği noktasında tartışma bulun-
mamaktadır.

Motorlu taşıtların alım-satımı sırasında yapılacak vergilendir-
menin dayanması gereken esaslar ve yöntem, gerek gelir vergisi ve kat-
ma değer vergisi, gerekse harç yönünden vergi idaresinin muhtelif dü-
zenlemeler yapmasını gerekli kılmıştır.

170 sıra sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinin (D) bölümünde,
gelir ve kurumlar vergisi uygulaması bakımından, mükelleflerin satışı-
nı yaptıkları motorlu kara taşıtlarına esas alacakları tutarın, gerçek
satış bedeli olduğu belirtilmiş ve bu yönden yapılacak tesbitin taşı-
tın diğer özellikleri ile birlikte satış tarihi itibarıyla geçerli o-
lan kasko sigortasına esas bedelden de yararlanılmasına değinilmiştir.

Diğer yönden aynı konudaki uyuşmazlıkların çoğalması nedeniyle
Gelirler Genel Müdürlüğünün ... nolu İç Genelgesinde de, bazı vergi
dairelerinin gerçek satış bedelleri konusunda hiçbir araştırma yapma-
dan kasko sigortasına esas bedelleri kullanarak mükellefler adına tar-
hiyat yaptıklarının anlaşıldığı, bu uygulamanın idare ve mükellefler
arasında gereksiz ihtilaflara neden olduğu, bu tür ihtilaflara yer ve-
rilmemesi açısından sadece kasko bedellerinden hareketle mükellefler
adına tarhiyat yapılmaması, gerçek satış bedellerinin tespiti sırasın-
da diğer hususların da incelenmesi gerektiği belirtilmiştir.

Bu yasal ve yönetsel düzenlemeler karşısında, takdir komisyo-
nunca takdir edilen ve uyuşmazlık konusu cezalı tarhiyatın dayanağını
oluşturan bedelin, 3065 sayılı Kanun ile 213 sayılı Kanunun yukarıda
açıklanan maddelerinde tanımı yapılan emsal bedeline uygun olup olma-
dığının tespiti amacıyla, Ticaret Odası, Şoförler ve Otomobilciler
Derneği ile gerekli görülecek başka ilgili merciler nezdinde yapılacak
araştırma sonucuna göre bir karar verilmesi, matrah farkı doğması ha-
linde ise tarhiyatın vergi ziyaı bulunması sebebiyle kusur cezalı ola-
rak onanması gerekirken, yazılı gerekçeyle kaldırılmasında yasaya uy-
gunluk bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile Adana 1.Vergi
Mahkemesinin 20.6.1995 gün ve 1995/611 sayılı kararının bozulmasına
karar verildi.

X - K A R Ş I O Y

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 27 nci maddesinin i-
kinci fıkrasında, bedelin emsal bedeline göre açık bir şekilde düşük
olduğu ve bu düşüklüğün mükellefçe haklı bir sebeple açıklanamadığı
hallerde de, matrah olarak emsal bedelin esas alınacağı ifade edildik-
ten sonra, üçüncü fıkrada emsal bedelin Vergi Usul Kanunu hükümlerine
göre tespit olunacağı belirtilmiştir.

Maddenin açık ifadesinden, vergiye esas olan mal bedelinin,
Vergi Usul Kanununa göre tespit edilecek emsal bedelinden düşük olduğu
saptanmadıkça, bu hükme göre tarhiyat yapılamayacağı anlaşılmaktadır.

Kasko sigorta değerine ya da bu değer esas alınarak takdir edilen de-
ğere emsal bedeli olarak itibar edilemeyeceği kararda kabul edildiğine
göre, uyuşmazlığa konu tarhiyatın dayanağı bulunmadığı sonucuna varıl-
mak gerekirken, beyanın emsal bedele göre açık bir şekilde düşük oldu-
ğu ve bunun izah edilemediği sabitmiş gibi, mahkemeden bir kısım kuru-
luşlardan görüş alınarak emsal bedeli tayini için araştırma yapmasının
istenmesinde ve kararın bu nedenle bozulmasında isabet bulunmamakta-
dır.

Bu nedenle karara karşıyız.

(MT/ES)

 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı