Dairesi
VERGİLENDİRME İLE İLGİLİ BELGELERİN BİÇİMSEL KURALLARA UYGUN OLMASI
Karar No
119
Esas No
20
Karar Tarihi
31-03-1995
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
VERGİ DAVA DAİRELERİ
1995
119
1995
20
31/03/1995
 
KARAR METNİ

VERGİLENDİRME İLE İLGİLİ BELGELERİN BİÇİMSEL KURALLARA UYGUN OLMASI
VERGİYİ DOĞURAN OLAYIN GERÇEK NİTELİĞİNİN ARAŞTIRILMASINA ENGEL OLUŞ-
TURMADIĞI HK.

Yümümlünün müstahsilden satın aldığı kütlü pamuğu gerçeğe aykırı fatu-
ralarla belgelendirerek haksız katma değer vergisi indirimi yaptığı gö
rüşüyle adına, Ekim 1986 dönemine ilişkin olarak kaçakçılık cezalı kat
ma değer vergisi ve dahili tevkifat tarh edilmiştir.

Bu tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen Adana 1.Vergi Mahkemesi
25,10.1990 günlü ve 1990/1525 sayılı kararıyla; tarh edilen katma de-
ğer vergisinin, başkasına ait bir faturanın defterlere kaydı sonucu
26.019-liranın indirim konusu yapılmasına ilişkin kısmını, kaçakçılık
cezasını kusura dönüştürmek suretiyle onamış, tarhiyatın bu miktarı
aşan kısmını ise inceleme raporundaki tespitleri yetersiz görerek kal-
dırmıştır.

Vergi Dairesi müdürlüğünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci
Dairesi 3.2.1994 günlü ve 1994/426 sayılı kararıyla; dosyada mevcut in
celeme raporu, ekli tutanaklar, karşıt inceleme raporları ve belgele-
rin incelenmesinden; yükümlüye fatura düzenleyen 16 kişi nezdinde yapı
lan araştırmalarda, bu kişilerin tacirin asgari vasıflarına sahip olma
dıkları, ticari faaliyetlerinin süresi ve sermaye durumları itibariyle
saptanan ölçüde ticaret yapmalarının mümkün olmadığı, vergi ödevleri-
nin çok az bir kısmını yerine getirdikleri, beyannalerini ya hiç verme
dikleri ya da kesilen faturalarla kıyaslanamayacak kadar düşük miktar-
lar beyan ettikleri, beyan edilen bu miktarların da ödenmediği, temel
amaçlarının şeklen yükümlü olup fatura ticareti yapmak olduğu, bu duru
mun vergi dairelerince anlaşılması üzerine çoğunun yükümlülüğünün re'
sen terkin edildiği, çoğunun bildikleri adreslerin sahte çıktığı, bir
kısmının gerçeğe aykırı belge düzenlediğini itiraf ettiği görüldüğün-
den, ifadelerin genel nitelikte olduğu savına karşın, bu kişiler ger-
çek anlamda mal alım satımıyla uğraşmadığından yükümlüye pamuk satmala
rının da mümkün olmadığının anlaşıldığı, bu nedenle, faturaları düzen-
leyenlerin vergi yükümlüsü olması, faturaların biçim yönünden yasaya
uygun olması, tarımsal ürünlerin borsaya tescili, sevk irsaliyesi dü-
zenlenmesi, ürün bedellerinin çekle ödenmesi gibi işlemlerin faturala-
rın gerçek bir alım satıma dayandığını kanıtlayıcı nitelikte bulunmadı
ğı gerekçesiyle, mahkeme kararının, başkasına ait faturanın gider kay-
dedilmesi nedeniyle uygulanan kaçakçılık cezasının kusura çevrilmesine
ilişkin bölümünü onamış, tarhiyat diğer kısmına yönelik temyiz istemi-
ni kabul ederek kararın bu bölümünü bozmuştur.

Bozma kararına uymayan Adana 1.Vergi Mahkemesi 6.9.1994 günlü ve
1994/585 sayılı kararıyla; inceleme raporu ve ekindeki tespitlerin 213
sayılı Yasanın 3.maddesinde öngörülen türde delil niteliği taşımadığı,
bir faturanın sahte olduğu sonucuna ulaşılabilmesi için tek yanlı be-
yan ve tespitler yeterli olmayıp alım satıma ilişkin belgelerin objek-
tif biçimde değerlendirilmesi ve bedellerinin kime hangi yollara öden-
diğinin araştırılması gerektiği, 1986 yılında davacıya kütlü pamuk sa-
tan kişilerden Fuat Köse, Mehmet Kalyoncu, Mehmet Kündaş, Mehemt Çelir
ve Mehmet Pekkelo'nun firma adı belirtmeden, genel olarak sahte fatura
verdiklerini beyan ettikleri için, Kadir Çelik adresinde bulunamadığın
dan, Ahmet Demir'in ise alışlarını sahte faturayla belgelendirmesi ne-
deniyle, davacıya verdikleri faturaların sahte kabul edildiği, buna
karşılık, Yaşar Abike, Mustafa Çalarsoy, Mehmet Şilifkir, Recep Yet-
kin, Müslüm Şahin ve Hamza Demirkol'un inceleme raporuna ekli ifadele-
rinde gerçekten kütmü pamuk ticareti yaptıklarını beyan ettikleri, da-
vacıya kütlü pamuk satanlardan bir kısmının sahte fatura verdiklerini
beyan etmelerinin ilerde adlarına yapılacak cezalı tarhiyattan kurtul-
ma amacına yönelik olduğu, adresinde bulunayanlarla alışlarını sahte
faturalarla belgeleyenlerin bu eylemlerinin davacıya sahte fatura ver-
diklerini göstermeyeceği, defter tutup beyanneme veren, sattığı ürünle
rin bedellerini çekle tahsil eden vergi yükümlülerinin sahte fatura
verdikleri yolundaki beyanlarının inandırıcı ve gerçekçi olmadığı, esa
sen çeşitli zamanlarda, çeşitli olaylarla ilgili olarak alınan bu ifa-
deleri, davacıyla ilgili olmadığı, Mahkemeye bir klasör içinde sunulan
belgelerden; satın alınan kütlü pamuklar için düzenlenen sevk ve taşı-
ma irsaliyelerinde, satıcının ve taşıyanın ad ve soyadı ile taşıtın
plakasının yazıldığı, ürün bedellerinin ada yazılı çeklerle ödendiği
anlaşıldığından, sahte olduğu ileri sürülen faturaların gerçeği yansıt
tığı sonucuna varıldığı, gerekçesiyle, davayı kabul ederek tarhiyatın
kaldırılmasına karar vermiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 2365 sayılı Kanunla değişik 3.maddesin
de vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin
gerçek niteliğinin esas olduğu kurala bağlandığından, vergilendirme
ile ilgili belgelerin biçimsel kurallara uygun düzenlenmiş olması, ola
yın gerçek niteliğinin araştırılmasına ve sonucuna göre işlem yapılma-
sına engel değildir. Bu tür belgelerin gerçeğe aykırı veya içeriği yö-
nünden yanıltıcı olduğu usulen geçerli başka kanıtlarla ispatlanabi-
lir.

Yükümlünün uyuşmazlık konusu dönemde fatura aldığı kişilerle ilgili
olarak yapılan tespitler, bu kişilerin gerçekte tacir olmadıklarını ve
şeklen vergi yükümlülüklerini tesis ettirip ihtiyaç duyanlara belli
bir bedel karşılığında fatura sağladıklarını ortaya koymaktadır. Dola-
yısıyla, faturaların biçimsel kurallara uygun olması sevk irsaliyesi
ve çek düzenlenmesi, borsaya tescil yapılması gibi işlemler, faturalar
da gösterilen emtianın gerçekten faturaların düzenleyicisi görünen kim
selerden satın alındığını kanıtlamaya yeterli değildir. Çünkü, gerçeğe
aykırı fatura gibi sevk irsaliyesi de düzenlebilemekte ve işlemlere
gerçek görüntüsü verebilmek için anlaşmalı kişilere çekle ödeme yapı-
lıp, daha sonra paranın geril alınması da mümkün olmaktadır. Yine,
5590 sayılı Yasanın 52.maddesine göre borsaya tescil, kural olarak üze
rine tescil yükümlülüğü düşen tarafın başvurusu üzerine gerçekleştiri-
len beyana dayalı bir işlem olduğundan, tescil konusu emtianın gerçek-
ten satın alındığına kesin bir kanıt sayılamaz.

Uyuşmazlık konusu dönemde yükümlünün gerçeğe aykırı fatura aldığı ile-
ri sürülen kişilerle ilgili tespitlerin değerlendirilmesinde, müstah-
silden satın alınan pamuğun bi kişilerden sağlanan faturalarla belge-
lendirildiği ve bu faturalarda yer alan ancak gerçekte ödenmeyen katma
değer vergisinin indirim konusu yapılmasıyla da vergi kaybına yol açıl
dığı sonucuna varıldığından, tarhiyatın kaldırılması yolundaki direnme
kararında yasaya uygunluk görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, vergi dairesi müdürlüğünün temyiz isteminin kabu
lüyle Adana 1.Vergi Mahkemesinin 6.9.1994 günlü ve 1994/585 sayılı di-
renme kararının bozulmasına karar verildi.

ŞT/ES






 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı