Dairesi
BAŞKALARINA AİT ANTİKA EŞYANIN SATIŞINA ARACILIK EDEN YÜKÜMLÜNÜN ARACI
Karar No
1031
Esas No
3512
Karar Tarihi
12-04-1988
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
YEDİNCİ DAİRE
1988
1031
1986
3512
12/04/1988
 
KARAR METNİ

BAŞKALARINA AİT ANTİKA EŞYANIN SATIŞINA ARACILIK EDEN YÜKÜMLÜNÜN ARACI
LIK FAALİYETİNE AİT KOMİSYON ÜZERİNDEN DEĞİL, SATIŞ BEDELİ ÜZERİNDEN
KATMA DEĞER VERGİSİ ÖDEMESİ GEREKTİĞİ HK.

İnceleme raporuna dayanılarak Ocak-Şubat-Mart 1985 dönemi için yükümlü
şirket adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin kaldırıl
ması istemi ile açılan davayı, "uyuşmazlığıln şirketin, faaliyetinin
müzayedecilik veya organizatörlükten hangisi olduğu, dolayısıyla, ver-
ginin kesin satış bedeli üzerinden mi? komisyon bedeli üzerinden mi?
hesaplanacağı hususlarına ilişkin bulunduğu, dosyadaki belgeler, şir-
ket statüsü, fatura ve konsinye satış sözleşmelerine göre, yükümlü şir
ketin her türlü antika eşya alım-satım ticareti yapmak, antika eşya
ticareti ile ilgili milli ve uluslararası müzayedeler tertiplemek ve
gerçekleştirmek, kolleksiyonculukla ilgili her türlü para-pul-resim ve
antika eşya ticareti yapmak ve bunlarla ilgili organizasyonlar tertip-
lemek için kurulduğu, dolayısıyla müzayede konusu eşyanın 3065 sayılı
Kanunun 2/1.maddesinde yazılı olduğu şekilde malik adına hareket edile
rek alıcıya teslim edildiğinin anlaşıldığı, bir nevi müzayede şartname
si mahiyetinde olan konsinye satış sözleşmelerinde ise, müzayede şart-
larının neler olduğunun açıklandığı, bu sözleşmelerde şirket statüsü-
nün teyit eden müzayede ile satış yapıldığı hususunun açıkça belirtil-
diği, dosyadaki belge ve bilgilerlin birlikte değerlendirilmesinde ken
disine veya başkasına ait zatı eşyanın yukarıda açıklanan Borçlar Ka-
nununun 225. ve 231.maddelerinde düzenlenen anlamda müzayedeli satış
olduğu, bu satışların organize edildiği konsinye satış sözleşmesinin
ise malın teşhir edilebilmesine, açık artırmanın ne şekil ve şartlarda
yapılacağına ve diğer hususlara yönelik olduğu sonucuna varıldığı, di-
ğer taraftan 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1.maddesinin 3.
fıkrasının (d) bendinde müzayede mahallerinde yapılan satışların katma
değer vergisine tabi tutulduğu, aynı Kanunun 8/1.maddesinde de bu işle
ri yapanların verginin mükellefi olduğunun hüküm altına alındığı, müza
yede yerinin münhasıran müzayede yapımına tahsis edilmiş olup olmaması
nın durumu değiştirmeyeceği, anılan kanunun 23.maddesinin (d) bendinde
müzayede salonlarında yapılan satışlarda kesin satış bedelinin vergi-
nin matrahı olduğu, 24.maddesinde de "komisyon"un matraha dahil edile-
ceğinin hükme bağlandığı, olayda yükümlü şirketin 1985 yılı ilk vergi-
lendirme dönemine ait müzayede salonlarında yapmış olduğu antika eşya
satışlarında kesin satış bedelleri üzerinden katma değer vergisi tah-
sil etmediği, sadece satıştan alınan komisyon ile malı şirkete teslim
edenlerden alınan komisyona katma değer vergisi uygulandığının şirke-
tin düzenlediği faturalar üzerinden inceleme elemanınca tesbit edildi-
ği, incelemenin beyanname verilmesinden önce ve vergi döneminden sonra
yapılmış olmasının tarhiyatı kusurlandıracak nitelikte olmadığı, salı-
nan vergide kanuna aykırılık görülmediği, cezaya gelince, yükümlünün
fiilinin 213 sayılı Kanunun 344.maddesinin ilk 7 bendine girmediği,
3065 sayılı Kanunun uygulanmaya başlandığı ilk yılın ilk beyan dönemi
ile ilgili olması ve henüz beyanname verme süresi dolmadan yapılan in-
celeme sırasında inceleme elemanınca uyarıda bulunulmamak suretiyle yü
kümlünün yanıltıldığı kanaatine varıldığından kaldırılmasının hakkani-
yete uygun olacağı" gerekçesi ile vergi aslını aynen onayan kaçakçılık
cezasını ise kaldırmak suretiyle kısmen kabul eden Ankara 1.Vergi Mah-
kemesinin 18.6.1986 gün ve 86/539 sayılı kararının; yükümlü şirket ve-
kili tarafından katma değer vergisinin ticari, sınai, zirai ve serbest
meslek faaliyeti çerçevesinde gerçekleştirilen mal ve hizmet teslimle-
rine uygulanacağı, diğer faaliyletlerden doğan hizmetlerin de ticari
faaliyetlerden olması gerektiği, olayda kişilere ait zati ev eşyasının
düzenlenen organizasyonlar aracılığı ile bu işilerden alıcılara doğru-
dan satışının ticari amaç taşımadığı, bu hususun kanunun gerekçesinde
de açıkça belirtildiği, şirketçe organize edilen mahallerde, mülkiyet
ve tasarruf hakkı şirketçe iktisap edilmeyen eskimiş ev eşyalarının sa
hipleri adına satışının verginin konusuna girmeyeceği, sadece aracılık
hizmetinin vergilendirilmesi gerektiği, şahıslar arasında eskimiş ev
eşyası satışı vergilendirilmezken, bu satışın bir organizasyon dahilin
de ve organizasyon mahallinde yapılmasının vergiye tabi tutulmasının
eşitlik ilkesine ters düşeceği, yapılan satışın ve işlemin gerçek an-
lamda bir müzayede olmadığı, katma değer vergisi mükellefinin mal tes-
liminde malı teslim eden hizmet ifasında ise hizmeti yapanlar olduğu,
olayda malın, sahibi tarafından alıcıya teslim edildiği mükellefinin
de malın gerçek sahibi olduğu, tarhiyatın uluslararası anlaşmalara da
aykırı olduğu idare tarafından ise; 213 sayılı Kanunun 344/8.maddesi-
ne göre kaçakçılık cezası kesilmesinin yerinde olduğu ileri sürülerek
bozulmasını istemektedirler.

Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bu
lunan mahkeme kararı, vergi aslı yönünden, aynı gerekçe ve nedenlerle
Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde yükümlü kurum
vekilince ilire sürülen iddialar kararın bozulmasını sağlayacak durum-
da bulunmamaktadır.

Vergi Dairesinin cezaya ilişkin temyiz istemine gelince;
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 341.maddesinde; vergi ziyaının mükelle
fin veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili ödevlerini zamanında yeri
ne getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında
tahakkuk ettirilmemesini veya eksik tahakkuk ettirilmesini ifade edece
ği belirtilmiş olup, aynı maddenin son fıkrasında da, yukarıdaki fıkra
larda yazılı hallerde verginin sonradan tahakkuk ettirilmesi veya ta-
mamlanması veyahut haksız iadenin geri alınmasının ceza uygulanmasına
mani teşkil etmeyeceği hükme bağlanmıştır.

Dava konusu olayda da, yükümlü kurum vergilendirme ile ilgili ödevleri
ni zamanında ve tam olarak yerine getirmediğinden verginin eksik tahak
kuk ettirilmiş bulunması nedeniyle yükümlü kurum adına ceza kesilmesi
zorunludur. Bu nedenle cezanın mahkemece tamamen kaldırılmasında isa-
bet görülmemiştir. Ancak olayın niteliğine, matrahın miktarına ve Kat-
ma Değer Vergisinin ilk uygulama döneminde bulunulmasına göre, yükümlü
kurumun fiilinin 213 sayılı Kanunun ağır kusur hallerini düzenleyen mü
kerrer 347.maddesi kapsamında kabulü gerektiği sonuç ve kanaatine va-
rılmıştır.

Açıklanan nedenlerle yükümlü temyiz isteminin reddine, vergi dairesi
temyiz isteminin kısmen kabulüyle, mahkeme kararının cezaya ilişkin
kısmının bozulmasına, kaçakçılık cezasının ağır kusur cezasına çevril-
mesi suretiyle mahkeme kararının değişiklikle onanmasına karar veril-
di.



BŞ/SE
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı