Okunma Sayısı : 5138
   
Sizden Gelenler - VERGİSEL YÜKÜMLÜLÜKLERDE İHBAR İKRAMİYESİ
Yayımlanma Tarihi: 22.03.2007
 
Yaklaşım Aralık 2006 Sayı:168 sf:72-74
Emrah AKIN (*)

VERGİSEL YÜKÜMLÜLÜKLERDE İHBAR İKRAMİYESİ 
 
1.      GİRİŞ         

Mali mevzuatımızda “ihbar ikramiyesi” 1905 sayılı  Menkul ve Gayrimenkul Emval İle Bunların İntifa Haklarının ve Daimi Vergilerin Mektumlarını Haber Verenlere Verilecek İkramiye Hakkında Kanun[1] ile düzenlenmiştir. Anılan Kanun hem taşınır ve taşınmaz mallar hem de vergilerle ilgili hükümler öngörmektedir.
 
Makalemizde, ihbar ikramiyesine ilişkin temel düzenlemelere değinilecek ve anılan ikramiyenin vergi karşısındaki durumu ortaya konulmaya çalışılacaktır. 
 
2. İHBAR İKRAMİYESİNİN KONUSU
 
1905 sayılı Kanuna göre ihbar ikramiyesi alınabilmesi için bazı vergi, menfaat, mal ve hakların ilgili mercilere ihbar edilmesi gerekmektedir. Bunlar aşağıda maddeler halinde belirtilmiştir.
 
1.                     Genel ve özel kanunlar veya yapılmış olan anlaşmalara göre Devlete veya Hazineye intikali gerekirken ıttıla haricinde kalmış tüm taşınır ve taşınmaz mallar (Umumi veya hususi kanunlar ve muahedeler ahkâmına göre Devlete ait veya Hazine emrine mevdu olması lâzımgeldiği halde Hükümetin kayda müstenit ittılaı haricinde kalmış olan bilûmum menkul ve gayrimenkul emval...-1905 sayılı Kanun 1. Madde).
 
2.                     Bu taşınır ve taşınmazların intifa hakları (...veya bu nevi emvalin intifa hakları...- 1905 sayılı Kanun 1. Madde).
 
3.                     Senede bağlı ipotekli veya ipoteksiz tüm alacaklar (...senede merbut veya ipotekli ve ipoteksiz alacakları...- 1905 sayılı Kanun 1. Madde).

4.                     Her nevi mevduat ve emanet ile hisse senedi, tahvil ve sigorta matlupları ( ...ve her nevi mevduat ve emanet ile esham ve tahvilâtı ve sigorta matluplarını...- 1905 sayılı Kanun 1. Madde).
 
5.                      Arsa, arazi, bina, kazanç, hayvanlar, veraset ve intikal, işlem, dahili istihlak ve damga vergisi gibi sürekli vergiler (Bina, arazi ve arsalardan tahrir harici kalanlar ile kazanç, hayvanlar, veraset ve intikal, muamele, dahili istihlâk ve damga gibi daimî vergilerden yanlış beyanname vermek veya çift defter tutmak veya sair suretlerle ketmedilmiş olanlar... 1905 sayılı Kanun 6. Madde).
 
3. VERİLECEK İKRAMİYEYE İLİŞKİN ESASLAR 
 
3.1. İkramiye Tutarı
 
1905 sayılı Kanunun hem 1. hem de 6. maddesinde verilecek olan ikramiye tutarlarına ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Burada, vergiye ilişkin ihbar ikramiyelerinin düzenlendiği 6. madde hükmü üzerinde durulacaktır.
 
Anılan hükümde ikramiye tutarları;
 
500 liraya kadar                                                                   yüzde 15
5 000 liraya kadar, 500 liradan yukarı olan kısım için             yüzde 30
15 000 liraya kadar, 5 000 liradan yukarı olan kısım için        yüzde 20
15 000 liradan yukarı olan kısım için                                      yüzde 10
 
olarak belirlenmiştir.
 
Belirtilen tutarların maddi değeri kalmadığı için, kullanılacak oran yüzde 10 olarak karşımıza çıkmaktadır.
 
3.2. İkramiyenin Ödenme Zamanı
 
6. maddeye göre, yukarıdaki şekilde hesaplanan ikramiyenin, 1/3’ü verginin kesin olarak tahakkukunda; 2/3’ü ise verginin tahsilini takiben ödenecektir. Dolayısıyla tahakkuk etmemiş bir vergi için ihbar ikramiyesi ödenmesi imkanı bulunmamaktadır. Vergi Usul Kanununun 22. maddesine göre tahakkuk; tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken safhaya gelmesidir. Anılan Kanununun 25. maddesine göre ise, beyan üzerine alınan vergiler tahakkuk fişi ile tarh ve tahakkuk ettirilir.  
 
İkramiyenin 2/3’lük kısmının ödenme şartı ise, verginin tahsil edilmesidir. Vergi Usul Kanununun 111. maddesinde verginin, kanunlarında gösterilen süreler içinde ödeneceği ve ödeme süresinin son gününün verginin vadesi tarihi olduğu hüküm altına alınmıştır. Kanunun 112. maddesinde ise, özel ödeme zamanları düzenlenmiştir.
 
Danıştay 3. Dairesinin 13/06/2001 tarih Karar No:2382 ve Esas No:2817 sayılı kararında, 1905 sayılı Kanunun 6. maddesi uyarınca vergi kayıp ve kaçağını haber verene ihbar ikramiyesi ödenebilmesi için, ihbar edilen kişi hakkında yapılan inceleme sonucu vergi tarh edilmiş olması şartının arandığı ve bu husus araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
 
3.3. Kimlere İkramiye Ödenir?
 
İkramiye, 1905 sayılı Kanunun 1. ve 6. maddesinde belirtilen mal, hak, alacak ve vergileri ihbar edenlere ödenecektir. Kanunun 2. maddesine göre, 1. madde kapsamındaki ihbarlar devlet memurlarınca yapılsa dahi ikramiye gündeme gelecektir. Ancak bu durumda maddede belirtilen ikramiyenin yarısı ödenecektir.
 
1. maddede belirtilen mal ve hakların, bunlarla ilgili memurlarca ihbarı halinde, bu memurlara ihbar ikramiyesi karşılığı ikramiye verilecektir.
 
Kanunun 6. maddesine göre ise, vergiye ilişkin ihbarlarda,  mal memurları ile vergilerle ilgili komisyon üyelerine, vergilerin tarh ve tahakkukunda görev alanlara ikramiye ödenmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
 
Danıştay 3. Dairesi 18/10/1995 tarih ve Karar No:3105, Esas No:139 sayılı kararında,  1905 sayılı Kanunda şirket ortağına ikramiye verilmesi konusunda bir sınırlama getirilmediğini; dolayısıyla şirket ortağına da -ortak olduğu şirketle ilgili ihbarlara istinaden- ihbar ikramiyesi verilmesinin mümkün olduğunu vurgulamıştır.
 
3.4. Diğer Özellikli Konular
     
Vergiye ilişkin ihbarlar neticesinde, vergi inceleme elemanlarınca bir vergi inceleme raporu tanzim edilmesi gerekmektedir. Bu rapor tanzim edilirken muhbir kendisini gizlememeli ve vergi inceleme elemanına yardımcı olmalıdır.
 
İkramiyenin ödenebilmesi için, vergi inceleme raporunun tanzimi yeterli değildir. İnceleme elemanı bu rapordan ayrı olarak, ihbar ikramiyesine ilişkin de bir rapor düzenleyecektir. Temel olarak bu raporda;
 
1.      Muhbire ikramiye ödenip ödenmeyeceği (nedenleriyle birlikte izah edilecektir.)
2.      Ödenecek ikramiyeye ilişkin matrah farkı,
3.      Açıklanması gerekli diğer noktalar
 
bulunacaktır.
 
Danıştay 3. Dairesinin 04/06/1990 tarih ve Karar No:1661 Esas No:25 sayılı kararı, vergi inceleme elemanınca ihbara konu olayın, başka mükellefler nezdinde genişletilmesi halinde, muhbire ödenecek ikramiyenin ne olacağı konusunda açıklamalar içermektedir. Anılan Kararda, “ihbar ikramiyesi ödenen muhbire, inceleme elemanlarınca lüzum görülen diğer şahıs ve firmalar nezdinde incelemeye başlanması ve bu firma ve şahıslar hakkında da tarhiyat yapılması ihbar ikramiyesi ödenmesi için yeterli bir neden değildir.” denilmektedir.  Dolayısıyla, muhbire verilecek ikramiye, ihbara konu işlemlere münhasır olacak; ihbarla ilişkili olarak konunun inceleme elemanı tarafından genişletilmesi halinde, doğacak tarhiyatlardan muhbire ikramiye verilmeyecektir.
 
4. İHBAR İKRAMİYESİNİN VERGİLENDİRİLMESİ 
 
Anılan ikramiyeler gelir vergisinin konusuna girmemektedirler. İvazsız bir iktisap olmalarından bahisle; veraset ve intikal vergisine tabidirler. 
 
105 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliğinde[2] konuya ilişkin olarak, “Öte yandan, vazifesinin mahiyeti icabı olmaksızın sair bir şekilde bilgisi dahiline giren bir vergi kaçakçılığı olayını ihbar eden bir devlet memuruna veya memur olmayan herhangi bir şahsa ihbarlarının tahakkuk etmesi sebebiyle, 1905 sayılı Kanuna istinaden ödenen ikramiyelerin -bu ikramiyelerin Gelir Vergisi Kanununun 2. maddesinde sayılan gelir unsurlarından hiç birine girmemesi sebebiyle- Gelir Vergisi konusuna ithaline mahal ve imkân bulunmamaktadır. Söz konusu ikramiyelerin, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu hükümleri dairesinde Veraset ve İntikal Vergisine tabi tutulması gerekir.” denilerek anılan ikramiyelerin veraset ve intikal vergisine tabi oldukları vurgulanmıştır.
 
Danıştay 11. Dairesinin 11/10/1972 tarih ve Karar No:2499, Esas No:653 sayılı kararı da 105 seri numaralı Gelir Vergisi Genel Tebliği ile aynı paraleldedir.
 
5. SONUÇ
 
Anayasamızın  “Vergi Ödevi” başlıklı 73. maddesine göre herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Dolayısıyla, vergi vatandaşlık bağının temel prensiplerinden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bazı kimselerin, bu ödevden -gayri kanuni olarak- kaçmak isteyecekleri de muhtemeldir. Bu noktada ihbar müessesesi devreye girmekte ve ödenmeyen vergilerin takip ve tahsilini kolaylaştırmaktadır.
 
Şikayet bir anayasal hak olmasına rağmen; ihbar -bazı özel durumlar hariç- isteğe bağlıdır. Bu nedenle, vergisel olayların ihbarı, verilecek ikramiye ile cazip hale getirilmiş olmasında mahsurlu bir yan bulunmamaktadır.
 
Güçlü bir vergi bilinci olan ülkelerde, her vatandaş diğerinin vergisel yükümlülüklerini takip etmekte ve -karşılık beklemeden- aksaklıkları ilgili idari birimlere ihbar etmektedir. Dolayısıyla, sağlam ve güçlü bir vergi idaresi için, vatandaşlarda ikramiyeye ihtiyaç duymadan tecelli edecek vergi bilincine de ihtiyaç olduğu dikkatten kaçırılmamalıdır.      
 


(*) Maliye Müfettişi
[1] 31/12/1931 tarih ve 1990 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
[2] 14/07/1972 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı