Okunma Sayısı : 14857
   
Mehmet MAÇ - METAL MAMULLERDE KDV TEVKİFATI
Yayımlanma Tarihi: 1.07.2007
 
LEBİB YALKIN MEVZUAT DERGİSİ / TEMMUZ 2007 / SAYI : 43
Mehmet MAÇ Dr. Tarık JAMALİ
YMMSMMM
METAL MAMULLERDE KDV TEVKİFATI
1. GENEL AÇIKLAMA:
Metal sektöründe KDV tevkifat uygulaması ilk defa, 1996 yılında hurda metallerle başlamış,[1] tevkifattan kaçınmak için hurdanın dökülerek külçe haline getirilmesini ve böylece “hurda” kavramının dışına çıkılmasını önlemek maksadıyla hurdadan imal edilen külçeler de tevkifat kapsamına alınmıştır.[2] Ardından “hurda kavramı” genişletilmiş,[3] ancak genişletilen hurda kavramı ile birlikte tevkifat kapsamı da genişleyince uygulamada bir takım tereddütler doğmuştur. Çünkü yapılan düzenlemelerle birincil yani işlenmemiş haldeki metallerin de tevkifat kapsamı içine dahil edildiği gibi bir izlenim oluşmuş ve bunun üzerine birincil metallerden imal edilen külçe ve (yuvarlak ingot veya diğer adıyla) billet tevkifat kapsamından çıkarılmıştır.[4] Böylece külçe ve billet teslimlerinde birincil kökenli-hurda kökenli gibi yeni bir ayrım ortaya konulmuştur. Fakat ayrımlar bunlarla da sınırlı kalmamış, uygulamada ortaya çıkan tereddütlere bağlı olarak teslim edenlerin ithalatçı olup olmadığı, malların ilk teslimi ikinci teslimi gibi çeşitli detay düzenlemelere yer verilmek suretiyle KDVK nun 9 uncu maddesinde İdareye verilen yetki, ürün çeşidi, ürünün menşei, mükellefin niteliği teslim şekli itibariyle farklılaştırılarak kullanılmıştır.
Kısaca Maliye İdaresi hurda metal toplayıcılardan başlayarak tekrar üretim ve teslim aşamasına kadar kısmen kayıt dışı olan hurda metal sektöründeki bu kayıtdışılığı KDV tevkifatı ile önlemeye çalışmıştır. Ancak bu amaçla yapılan düzenlemelerle bir hayli karışık hale getirilen hurda metal tevkifatına ilişkin mevzuat, 5035 ve 5228 sayılı Kanunların KDVK’nun 17/4-g maddesinde yaptığı değişikliklerle hurda metal teslimleri ile hurda metalden elde edilen külçe teslimlerinin istisna kapsamına alınması suretiyle sadeleşmiştir. (Fakat istisnadan vazgeçenler açısından hurda metal teslimlerinde tevkifat uygulaması[5] devam etmektedir.)
Bu defa 104 seri no.lu KDV Genel Tebliği ile 95 ve 96 no.lu Genel Tebliğlerde değişiklik yapılmış, daha önce bakır ve bakır alaşımlarından bazı mamul ve külçe teslimleri tevkifat kapsamında iken bu defa çinko ve çinko alaşımlarından, alüminyum ve alüminyum alaşımlarından üretilen külçe ve bazı mamuller de tevkifat kapsamına ilave edilmiştir.
Bu yazımızda eski uygulamaların ayrıntısına girilmemiş ve 104 no.lu KDV Tebliği ile genişletilen ve daha önce 95 ve 96 no.lu KDV Genel Tebliğlerine konu edilen metal mamullerindeki tevkifat uygulaması hakkındaki mevzuat, uygulama ve görüşlerimiz özet olarak sunulmuştur.
2. METAL MAMULLERİNDE TEVKİFAT UYGULAMASI :
2.1. Bakır, Çinko ve Alüminyum Külçelerde[6] Tevkifat Uygulaması:
Hurda metal teslimlerinin KDV den istisna haline getirilmesinden sonra mamul düzeyinde KDV tevkifatı uygulatılmıştır.
95 no.lu KDV Genel Tebliği ile 01.12.2005 tarihinden itibaren ilk defa bakır sektöründe hurda metallerden elde edilenler dışındaki bakır külçelerin tesliminde % 90 oranında tevkifat uygulaması başlatılmıştır. Zaten hurda metallerden imal edilenler KDVK nun 17 4-g maddesi gereği KDV den istisnadır. Tebliğ düzenlemesi hurda metalden elde edilenler dışındaki külçeler ifadesiyle birincil metallerden elde edilen külçeleri daha açık ifadeyle işlenmemiş metallerden imal edilen külçe teslimlerini tevkifat kapsamına almıştır. Çünkü hurda metalden külçe döküp KDVK nun 18 nci maddesine göre istisna uygulamasından kendi isteğiyle vazgeçmiş olanlar için tevkifat uygulaması zaten mevcuttur.[7]
Aynı Genel Tebliğ ile;
  • Katma Değer Vergisi Kanununun 17/1 maddesinde sayılan kurum ve kuruluşlar (tarımsal amaçlı kooperatifler hariç),
  • Sermayelerinin % 51 veya daha fazlası kamuya ait işletmeler ve özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar,
  • Bu ürünlerin ilk üreticileri,
  • İthalatçılarının bu kapsamdaki teslimleri
tevkifat kapsamı dışına çıkarılmıştır.
Tevkifat kapsamına çıkarılanlardan kamu kurum ve kuruluşları, özelleştirme idaresine devredilen kurum ve kuruluşlar ile külçeleri ithal ederek (işlemeden) aynen satışa konu edenlerin kim oldukları kolayca anlaşılabilmektedir.
Fakat bu ürünlerin “ilk üreticileri” nden kimlerin kastedildiği tereddüt konusudur. Bize göre ilk üretici kavramından anlaşılması gereken kişiler ana cevherden yani doğrudan maden cevherini işleyerek külçe imal edenlerdir. Çünkü “külçe” başka metal mamullerin imali için kullanılan ana hammaddedir. Külçe üretimi ise prensip olarak cevherden yapılabilir. Hurdadan dökülerek de külçe elde edilebilmektedir, ancak yukarıda ifade edildiği gibi hurda metalden elde edilenler dışındaki külçeler tevkifat kapsamına alındığından “ilk üretici” kavramının cevherden üretim yapanlar olarak anlaşılması gerekir. Aksi bir kabul, tevkifatı kapsamı itibariyle anlamsız kılacaktır.
Yukarıda ifade edilen ve bakır külçe teslimlerinde geçerli tevkifat uygulaması 104 no.lu KDV Genel Tebliğinin 95 no.lu KDV Genel Tebliğinde yaptığı değişiklikle çinko ve alüminyum külçe teslimleri için de geçerli kılınmıştır.
2.2. Bakır, Çinko ve Alüminyum Mamullerinde Tevkifat Uygulaması :
Külçe teslimlerine ilişkin KDV tevkifatı düzenlemesinin ardından 96 No.lu KDV Genel tebliği ile bu defa bakır ve bakır alaşımlarından üretilen anot, katot, her çeşit takoz (biyet), slab, platina, kütük, granül, filmaşin, levha, boru, prinç çubuk, lama, her türlü tel ve benzeri mamuller %90 oranında tevkifata tabi hale getirilmiştir. Burada sayılan ve benzeri ifadesiyle genişletilen mamuller gerek imalatçıları gerekse ithalatçıları tarafından teslim edildiğinde tevkifat kapsamında olacaktır. (İthalatçılar rekabet eşitsizliği yaratmamak amacıyla 97 no.lu KDV Genel Tebliği ile kapsama alınmıştır.)
Burada sayılan mamuller, genellikle bir sonraki imalatçının hammaddesi niteliğindeki ürünlerdir. Örneğin bakır levhanın teslimi tevkifat kapsamındadır. Bu levhayı alarak işleyen ve sanayi tipi mutfak malzemeleri imal eden bir işletmenin bu kapsamdaki teslimleri tevkifat kapsamı dışındadır. Keza çubuk veya boru alarak bunları inşaatlarda kullanılmak üzere kapı pencere şeklinde doğrama malzemesi haline getiren bir imalatçının alışları tevkifatlı satışları ise tevkifat kapsamı dışında kalmaktadır.
Yukarıda sayılan mamuller başka bir malzemeyle birleşerek yeni bir ürün haline geldiğinde de bu ürünün teslimi tevkifat kapsamı dışında kalmaktadır.. Nitekim 97 no.lu KDV Genel Tebliği ile bakır telin plastik, cam, kâğıt, emaye, vernik ve benzeri izolasyon malzemeleri ile kaplanması suretiyle elde edilen "izoleli iletken" teslimleri bu kapsamda mütalaa edilemeyeceğinden bahisle tevkifat kapsamı dışına çıkarılmıştır. Ancak metalle birleşen başka bir malzemenin ne ağırlıkta olması veya ortaya çıkan yeni ürünün eskisinden ne derece farklı olması gerektiği yönünde belirgin bir ölçü mevcut değildir. Ayrıca Genel Tebliğde sayılan ürünlere ismen benzerlik gösteren veya uygulamada o şekilde anıldığı halde esaslı olarak o ürünlerden farklılık arz eden ürün teslimleri açısından belirsizliğin olduğunu söylemek gerekir. Tevkifat yapma sorumluluğunun da alıcılarda olması sebebiyle muhtemel bir tenkit riskine karşı, Genel Tebliğde sayılan mamullerin yanı sıra üzerinde esaslı değişiklik yapılıp yapılmadığı gözetilmeden ve/veya tevkifat kapsamına girip girmediği anlaşılamadan, benzer tüm mamuller açısından alıcılar tarafından tevkifat aranabilmekte, bu husus ise tartışmalara ve İdareden çok sayıda özelge talebine sebebiyet vermektedir.
Külçe teslimlerinde olduğu gibi mamul teslimleri açısından da bazı işletmelerin kapsam dışında tutulduğu görülmektedir:
Katma Değer Vergisi Kanununun 17/1 inci maddesinde sayılan kurum ve kuruluşların (tarımsal amaçlı kooperatifler hariç), sermayelerinin % 51 veya daha fazlası kamuya ait işletmelerin ve özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar ile bu ürünlerin ilk üretici (cevherden üretim yapanlar) veya ithalatçılarının bu kapsamdaki teslimlerinde tevkifat uygulanmayacaktır.”
96 no.lu Tebliğin bu bölümü 95 no.lu Tebliğin kapsam dışı tutulanları ifade eden paragrafı ile aynıdır. Tek fark 96 no.lu Tebliğde düzenlenen parantez içinde yer alan “cevherden üretim yapanlar” ifadesidir. İlk üreticilerin kimler olduğu şeklindeki sorunun yanıtı hakkındaki görüşümüz yukarıda açıklanmıştır. Buna göre yukarıda sayılan ve benzeri mamulleri cevherden üreten ilk üreticiler tevkifat kapsamı dışında tutulmuştur. Gerçekten külçe şeklindeki ana hammaddeden sonraki safhalarda imal edilecek olan anot, katot, her çeşit takoz (biyet), slab, platina, kütük, granül, filmaşin, levha, boru, prinç çubuk, lama ve her türlü tel ve benzerlerinin ilk imalatçılarının tevkifat kapsamı dışında kalabilmesi için bunların ana üretici konumunda olan büyük işletmelerin olması istenmiş ve böylece cevherden üretim yapabilen ve sayıları oldukça az olan birkaç büyük işletme kapsam dışında bırakılmıştır.
Nihayet benzer şekilde bakır ve bakır alaşımlarından üretilen ve yukarıda ismen saydığımız mamuller 104 no.lu KDV Genel Tebliğinin 96 no.lu KDV Genel Tebliğinde yaptığı değişiklikle çinko ve alaşımlarından, alüminyum ve alüminyum alaşımlarından mamuller için de geçerli kılınmıştır.
Faturada gösterilen işlem bedelinin hesaplanan KDV ile birlikte, Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesine göre belirlenen fatura düzenleme sınırının altında (2007 için 560YTL.) olması halinde tevkifat uygulanmayacaktır. Bununla birlikte, aynı satıcıdan yapılan ve fatura düzenleme sınırını aşan alımların, tevkifat zorunluluğundan kaçınmak amacıyla, birden fazla fatura düzenlenmek suretiyle parçalara bölünmemesi esastır. Böyle bir durumun tespiti halinde vergi idaresince, bütünlük arzettiği anlaşılan alımların toplamının yukarıda belirtilen sınırı aşıp aşmadığına bakılarak gerektiğinde tevkifat aranacaktır.
2.3. Bakır, Çinko ve Alüminyum Dışındaki Külçe ve Mamullerde Tevkifat
Uygulaması :
Bakır, çinko ve alüminyum ve alaşımları dışında kalan metallerin külçe olarak teslimlerinde şayet külçe hurdadan elde edilmiş ise KDVK m.17/4-g parantez içi hüküm gereği KDV den istisnadır. Yine bakır, çinko ve alüminyum ve alaşımları dışında kalan ve birincil metalden üretilen külçeler ile mamuller için tevkifat söz konusu değildir ve normal oranda KDV uygulanmaktadır.
2.4. Alüminyum Alanında KDV Tevkifatı Getirilmesi Hatalı Olmuştur :
Bu konudaki görüşlerimiz, 15.06.2007 tarihli Dünya Gazetesinde yayınlanmış olan yazımızda açıklanmıştır. Özet olarak belirtmek gerekirse, Türkiye alüminyum piyasasında sirküle eden alüminyum hammaddenin % 90’ı ithal veya Seydişehir kaynaklı olduğu için emniyet altındadır. % 10 civarındaki hurda kaynaklı alüminyumun da önemli bir kısmı kayıt altındadır. Bu nedenle alüminyumun tevkifat kapsamına alınması, açık bir gereksizliktir ve sorun kaynağıdır. Asıl önemlisi alüminyum hammaddeler ithal, Seydişehir ve tevkifat yoluyla KDV açısından emniyet altında iken, bu hammaddelerin kullanılmasıyla üretilen profil ve levhalarda da tekrar KDV kesintisi uygulanması, KDV kesintisinin amacına aykırı düşmüş, vergi emniyetini tehlikeye atmış, gerek mükellefleri gerekse vergi dairelerini büyük bir müşkülata maruz bırakmıştır.
3. NAKDEN VE MAHSUBEN KDV İADESİ:
KDVK nun 9 uncu maddesinin Bakanlığa verdiği yetkiyle yapılan tevkifat düzenlemeleri tevkifata tabi işlemlerle ilgili KDV tahsilatını azalttığı için, çoğu zaman devreden KDV yükü yaratmaktadır. Bu durumda olanlar için nakit veya mahsuben iade, yine Bakanlığın 9 uncu maddedeki yetkisine istinaden gerçekleşmektedir.
Bu yetkiyle Maliye İdaresi çeşitli Tebliğlerle, 2.000 YTL ye kadar teminat mektubu ve inceleme olmaksızın nakden iadenin mümkün olduğunu, 2.000 YTL nin üzerindeki nakit iade taleplerinde inceleme beklenmeksizin teminat mektubu ile iadenin yapılabileceğini ancak bu teminat mektubunun iadesi için vergi inceleme elemanı veya YMM raporu aranacağını düzenlemiştir.
Mahsuben iadeye gelindiğinde, mükellef, gerek kendi vergi ve SSK prim borçlarına, gerekse ortaklarının ve mal veya hizmet temin ettikleri diğer mükelleflerin ithalde alınanlar dahil vergi borçları ve SSK borçlarına teminatsız ve raporsuz mahsup imkanına herhangi bir sınırlama olmaksızın sahiptir.[8] (KDV iade alacaklarının gümrük vergi borçlarına mahsubu 84 nolu KDV Tebliği uyarınca mümkün olmakla beraber bu mahsuplar bürokrasi yüzünden yapılamamakta ve bu konuda işlerlik sağlayıcı düzenlemelere ihtiyaç bulunmaktadır.) Bununla birlikte tevkifata maruz kalan satıcıların iadelerini alabilmeleri için geçecek bürokratik süreç içinde maruz kalacakları finansman yükü ve gerektiğinde nakit iade için katlanılacak teminat mektubu komisyonları, YMM ücretleri vb. tevkifata uğrayanların katlandıkları mali yüklerdir.
4. MÜTESELSİL SORUMLULUK :
51 ve 53 no.lu KDV Genel Tebliğleri ile yapılan düzenlemelere göre tevkifatı yapanlarca beyannamenin vergi dairesine verilmesinden sonra, tahakkuk fişi ile birlikte verginin nakden ödenmesi halinde, ödemeyi gösteren vergi dairesi alındılarının kaşeli ve imzalı fotokopilerinin, beyannamenin verildiği tarihi izleyen ayın ilk on günü içinde satıcıya intikal ettirilmesi gerekmektedir. Hatta alıcılardan bu yazıyı vermekten imtina edenlerin vergi dairesine bildirilmesi gereği vardır.
Başlangıçta her türlü iade talebinde bu belgeler istenirken, daha sonra mahsuben iade taleplerinde bu belgelerin aranılmasından vazgeçilmiştir.(70 no.lu KDV Genel Tebliği) Ancak şu anki uygulama itibariyle nakit iade taleplerinde de bazı vergi dairelerince bu belgeler aranmamaktadır. (Çünkü bilgisayar ortamında beyanların yapılıp yapılmadığı İdare tarafından tespit edilebilmektedir.) Ayrıca tevkifat sorumlularınca bu verginin ödenip ödenmemiş olması iade talep edeni etkileyen bir husus değildir. Bununla birlikte tevkifat yapanlarca verginin 2 no.lu KDV beyannamesiyle beyanı gereklidir, aksi takdirde mahsup veya nakit iade yapılmamaktadır. Bu husus ise tevkifata maruz kalanların, tevkifatı yapan müşterilerini, bu tevkifatı beyan edip etmedikleri açısından takip etmek zorunda olduğu anlamına gelmektedir.
Konuya alıcının beyan etmediği tevkif edilmiş KDV nin, müteselsil sorumluluk açısından yaratacağı sonuçlar itibariyle bakıldığında şunlar ifade edilebilir: VUK nun 11 nci ve KDVK nun 9 uncu maddesindeki düzenlemeler ile 84 no.lu KDV Genel Tebliğinin III. No.lu bölümü topluca dikkate alındığında, alıcı ile satıcı arasında muvazaaya dayanan bir işlem yapıldığının veya menfaat sağlayan doğrudan bir ilişkinin veya hısımlık, sermayesine katılma, organizasyon veya yönetimi içinde yer alma şeklinde dolaylı bir ilişkinin bulunduğunun vergi incelemesine yetkili olanlarca düzenlenmiş raporlarla tespit edilmediği sürece verginin tevkifat yapanlarca beyan edilmemiş (veya ödenmemiş) olmasının müteselsil sorumluluk kapsamında görülmemesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Maliye İdaresi, tevkifata uğrayanın iade veya mahsup taleplerinde, tevkifatı yapanın bu tevkifatı beyan etmemiş olmasını, aralarında sorumluluk gerektiren bir ilişki olmasa bile mahsup veya iadeye engel olarak görmektedir.
Maliye İdaresinin bu tutumuna hukuki açıdan hak verilmesini mümkün göremiyoruz.
Bu konudaki doğru ve yapılması gereken uygulama, mahsup veya iadeyi isteyen tevkifata uğramış mükellefin, kendisinden KDV tevkifatı yapan alıcılarla ilgili bilgileri, alış bilgilerini ve tevkifat tutarlarını listeleyip vermesinin yeterli görülmesi, listedeki mükellefler arasında tevkifatı beyan etmeyenleri varsa bu durumu mahsuba veya iadeye engel olarak görmeyip, tevkifatı beyan etmeyen mükellef hakkında takibata geçilmesidir.
5. SONUÇ:
Metal alanındaki KDV kaçağı, olsa olsa hurda toplayıcılarından alınan hurdaların tekrar eritilerek-dökülerek tedavüle sokulması sürecinde meydana gelebilir. Zira metal sektöründe tedavül eden hammaddenin önemli bir kısmı üretim koşulları itibariyle birincil metal olmak zorunda olup ithal edilerek veya cevherden üretim yapanlar tarafından imal edilerek tedavüle girmektedir. Dolayısıyla katma değer vergileri ithalatta veya cevherden imalat yapan büyük üreticiler tarafından ödenmektedir. Bu metallerin hurda haline gelmesiyle oluşan miktarın, metal sektöründe yıllık tedavül eden hammadde, yarı mamul ve mamullerin düşük bir kısmına tekabül ettiği tahmin edilmektedir. Bu konuda kesin resmi bir bilgi mevcut değildir. Çevre ve Orman Bakanlığının bu konuda uzun süreden beri yaptığı çalışmalar da henüz neticelenmemiştir.
Bununla birlikte Maliye İdaresinin 95, 96 ve 104 no.lu KDV Genel Tebliğleri ile tevkifat müessesesine ihtiyaç duyması, uygulamada farklı gelişmelerin yaşandığının işaretidir. Gerçekten hurda metal toplayıcısı ile başlayan süreçte döküm ürünü haline getirilen ve ardından bu metallerden de mamul üretilmesi sürecinde vergi güvenlik müessesesine ihtiyaç olabilir. Bu husus aynı zamanda sektördeki haksız rekabetin önüne geçilmesi açısından da fayda sağlayabilecektir. Ancak tevkifat müessesesinin düzgün mükellefler nezdinde yaratacağı mali, ticari, operasyonel ve bürokratik sıkıntılarının olduğunu çok sayıda mükellefin sorumlulukla karşı karşıya bırakıldığı gözden uzak tutulmamalı, dürüst mükelleflerin müşkülat içinde kalmalarını önleyecek tedbirler alınmalıdır.
KDV tevkifatı konusu genel olarak çok karmaşık bir hale gelmiştir. (KDV tevkifatı konusunda ve KDV ile ilgili diğer konularda www.bdodenet.com.tr adresli web sahifemizdeki ücretsiz elektronik KDV kitabımızdan yararlanılabilir.)
KDV tevkifatı konusundaki bu karmaşanın giderilmesi, tevkifat kapsamındaki mal ve hizmetlerin gözden geçirilmesi ve bu meyanda çok hatalı olduğunu düşündüğümüz alüminyum alanındaki KDV tevkifatından tamamen vazgeçilmesi, bu mümkün değilse en azından alüminyum profil (ekstrüzyon ürünleri) ve levhalarda KDV tevkifatına son verilmesi gerekmektedir.
BAKIR, ÇİNKO VE ALÜMİNYUM
METALLERİ DIŞINDAKİ METALLERDE
İŞLEMİN
NİTELİĞİ
KDV
UYGULAMASI
MADDE
HURDA
VERGİ MÜK.
OLMAYANDAN
ALIMI
KDV KONUSU DIŞINDA veya İSTİSNA
KDVK M.1, 17/4-G
SATIŞI
İSTİSNA-(İstisnadan vazgeçilebilir. Vazgeçildiğinde tevkifat var)
KDVK M.17/4-g, 18, Genel Tebliğ 85,86,87,91
İTHALATI
İSTİSNA-(İstisnadan vazgeçilebilir. KDV ithalat yapılabilir.)
KDVK M.17/4-g, 18, Genel Tebliğ 85,86,87,91
İTHAL EDİLENİN SATIŞI
İSTİSNA-(İstisnadan vazgeçilebilir. Vazgeçildiğinde ilk teslimden sonraki safhalarda tevkifat var)
KDVK M.17/4-g, 18, Genel Tebliğ 85,86,87,91
KÜLÇE
HURDADAN DÖKÜLEREK ÜRETİLENİN TESLİMİ
İSTİSNA-(İstisnadan vazgeçilebilir. Vazgeçildiğinde tevkifat var)
KDVK M.17/4-g, Genel Tebliğ 85,86,87,91
BİRİNCİL METALDEN ÜRETİLENİN TESLİMİ
NORMAL TESLİM
Genel Tebliğ 85,86,87,91
CEVHERDEN İMALAT YAPANLARIN TESLİMİ
NORMAL TESLİM
Genel Tebliğ 85,86,87,91
CEVHERDEN İMALAT YAPANLARDAN
ALANLARIN SONRAKİ TESLİMİ
NORMAL TESLİM
Genel Tebliğ 85,86,87,91
İTHALİ
NORMAL TESLİM
Genel Tebliğ 85,86,87,91
İTHAL EDİLENİN AYNEN TESLİMİ
NORMAL TESLİM
Genel Tebliğ 85,86,87,91
MAMUL
HURDADAN DÖKÜLEREK ÜRETİLENİN TESLİMİ
NORMAL TESLİM
Genel Tebliğ 85,86,87,91
BİRİNCİL METALDEN ÜRETİLENİN TESLİMİ
NORMAL TESLİM
Genel Tebliğ 85,86,87,91
CEVHERDEN İMALAT YAPANLARIN TESLİMİ
NORMAL TESLİM
Genel Tebliğ 85,86,87,91
CEVHERDEN İMALAT YAPANLARDAN
ALANLARIN SONRAKİ TESLİMİ
NORMAL TESLİM
Genel Tebliğ 85,86,87,91
İTHALİ
NORMAL TESLİM
Genel Tebliğ 85,86,87,91
İTHAL EDİLENİN
AYNEN TESLİMİ
NORMAL TESLİM
Genel Tebliğ 85,86,87,91
BAKIR ÇİNKO VE ALÜMİNYUM
METAL VE ALAŞIMLARINDA
İŞLEMİN NİTELİĞİ
KDV UYGULAMASI
MADDE
HURDA
VERGİ MÜK.
OLMAYANDAN ALIMI
KDV KONUSU DIŞINDA veya İSTİSNA
KDVK M.1, 17/4-G
SATIŞI
İSTİSNA-(İstisnadan vazgeçilebilir. Vazgeçildiğinde tevkifat var)
KDVK M.17/4-g, 18, Genel Tebliğ 85,86,87,91
İTHALATI
İSTİSNA-(İstisnadan vazgeçilebilir.)
KDVK M.17/4-g, 18, Genel Tebliğ 85,86,87,91, 104
İTHAL EDİLENİN SATIŞI
İSTİSNA-(İstisnadan vazgeçilebilir. Vazgeçildiğinde ilk teslimden sonraki safhalarda tevkifat var)
KDVK M.17/4-g, 18, Genel Tebliğ 85,86,87,91
KÜLÇE
HURDADAN DÖKÜLEREK ÜRETİLENİN TESLİMİ
İSTİSNA-(İstisnadan vazgeçilebilir. Vazgeçildiğinde tevkifat var)
KDVK M.17/4-g, 18, Genel Tebliğ 85,86,87,91
BİRİNCİL METALDEN
ÜRETİLENİN TESLİMİ
TEVKİFAT VAR.
Genel Tebliğ 85,86,87,91,95, 96, 104
CEVHERDEN İMALAT YAPANLARIN TESLİMİ
NORMAL TESLİM
Genel Tebliğ 85,86,87,91,95,96,104
CEVHERDEN İMALAT YAPANLARDAN
ALANLARIN AYNEN TESLİMİ
TEVKİFAT VAR.
Genel Tebliğ 85,86,87,91,95, 96, 104
İTHALİ
NORMAL TESLİM
Genel Tebliğ 85,86,87,91,95, 96,104
İTHAL EDİLENİN
AYNEN TESLİMİ
NORMAL TESLİM
Genel Tebliğ 85,86,87,91,95,96,104
96 NOLU TEBLİĞDE BELİRTİLEN MAMULLER
HURDADAN DÖKÜLEREK ÜRETİLENİN TESLİMİ
TEVKİFAT VAR.
Genel Tebliğ 85,86,87,91,96,104
BİRİNCİL METALDEN
 ÜRETİLENİN TESLİMİ
TEVKİFAT VAR.
Genel Tebliğ 85,86,87,91,96,104
CEVHERDEN İMALAT YAPANLARIN TESLİMİ
NORMAL TESLİM
Genel Tebliğ 85,86,87,91,96,104
CEVHERDEN İMALAT YAPANLARDAN ALANLARIN AYNEN TESLİMİ
TEVKİFAT VAR.
Genel Tebliğ 85,86,87,91,96,104
TEVKİFATLI MALI ALARAK İŞLEYİP BAŞKA ÜRÜN YAPANLARIN TESLİMİ
NORMAL TESLİM
Genel Tebliğ 85,86,87,91,96,104
İTHALİ
NORMAL TESLİM
Genel Tebliğ 85,86,87,91,96,104
İTHAL EDİLENİN AYNEN TESLİMİ
TEVKİFAT VAR.
Genel Tebliğ 85,86,87,91,96,97,104


[1] 51 no.lu KDV Genel Tebliği
[2] 85 no.lu KDV Genel Tebliği
[3] 86 no.lu KDV Genel Tebliği
[4] 87 no.lu KDV Genel Tebliği
[5] 91 no.lu KDV Genel Tebliği
[6] Esasen külçeyi mamul şeklinde mütalaa etmek doğru değildir. Çünkü külçe her zaman başka üreticilerin girdisi durumundadır. Ancak biz bu başlık altında külçeyi de mamul olarak dikkate almış bulunmaktayız.
[7] Bkz. 91 no.lu KDV Genel Tebliği
[8] 53,58,81,86,92, 95 ve 96 no.lu KDV Genel Tebliğleri
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı