5811 Sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin 2 Seri No.lu Genel Tebliğ
 

Sirküler' i bilgisayarınıza kaydetmek için TIKLAYINIZ.

 
 
SİRKÜLER RAPOR
2009 / 063
 
İstanbul, 23.02.2009

 



 
5811 Sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında
Kanuna İlişkin 2 Seri No.lu Genel Tebliğ 
 
Bakanlığımıza  intikal  eden  olaylardan,  5811  sayılı  Bazı  Varlıkların  Milli  Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanunun1 uygulamasına ilişkin olarak bazı tereddütlerin olduğu anlaşılmıştır.
 
Bu çerçevede, 1 seri no.lu 5811 sayılı Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanuna İlişkin Genel Tebliğin 2 ilgili bölümleri itibarıyla aşağıdaki değişiklikler yapılmıştır.
 
1. “3.5. Bildirilen veya beyan edilen varlıkların yasal defter kayıtlarına intikal ettirilmesi” başlıklı  bölümün  birinci  ve  ikinci  paragraflarının  sonuna  sırasıyla  aşağıdaki  cümleler eklenmiştir.
 
“Ancak,  yurt  dışında  bulunan  söz  konusu  varlıkların  şirket  adına  beyan  edilmesi durumunda  ilgili şirket; şahısları  adına beyan edilmesi  halinde  bu şahısların  kendileri, Kanunun   sağladığı   avantajlardan   yararlanabileceğinden,   şirket  adına  bildirim   veya beyana   konu   edilen   varlıkların   anılan   şirketin   yasal   kayıtlarına   intikal   ettirilmesi zorunludur.”
 
“Defter  tutan  mükelleflerce  Kanun  kapsamında  beyan  edilen  taşınmazlar  dışındaki varlıkların  banka veya aracı kurumlarda  açılacak  hesaplara  yatırılması  ve daha sonra beyan edilmesi gerekmektedir. Bu şekilde beyan edilen varlıklar, Vergi Usul Kanununun kayıt zamanına ilişkin 219 uncu maddesi hükmü çerçevesinde beyan tarihi esas alınarak yasal defterlere kaydedilecektir.”
 
2. “3.5.2.1. Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerce yapılacak işlemler” bölümüne üçüncü paragraftan sonra gelmek üzere aşağıdaki paragraflar eklenmiştir.
 
“Türk Ticaret  Kanununun  391 inci maddesi  hükmü uyarınca,  esas sermayeye  karşılık olan  hisse  senetlerinin  bedelleri  tamamen  ödenmedikçe   genel  kurulca  yeni  hisse senetleri  çıkarmak  suretiyle  sermayenin  artırılmasına  karar  verilemeyeceği,  sermaye artırımının  şartları  arasında  sayılmıştır.  Diğer  taraftan,  5811  sayılı  Kanunun  belirli  bir süreyle uygulanacak olması, bu Kanuna göre beyan edilen varlıklar nedeniyle oluşan fon hesabının sermayenin bir cüz’ü addolunacağı ve beyan tarihinden itibaren altı ay içinde sermayeye ilave edileceği hükme bağlandığından, ayrıca pay sahiplerine ilave bir ödeme yükümlülüğü de getirmediğinden daha önce ortaklarca taahhüt edilen sermaye ödenmeden de söz konusu fonların sermayeye ilave edilmesi mümkün bulunmaktadır. Ancak, Kanun kapsamında beyan edilen varlıklar nedeniyle oluşan fonların şirket ortaklarınca taahhüt edilen sermaye taahhüt borçlarının kapatılmasında kullanılmasımümkün değildir.”
 
3. “3.6.” bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölüm eklenmiştir.
 
“3.7. Türkiye’de sahip olunan taşınmazların sermaye şirketleri adına beyan edilmesi ve sermaye artırımı işlemlerinde harç ve damga vergisi uygulaması
 
5811 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmüne istinaden sermayeye ilave edilmek  üzere  anonim,  eshamlı  komandit  ve  limited  şirketlerin  aktifine  kaydolacak taşınmazlara  ilişkin tapuda  yapılacak  işlemler  ile diğer sermaye  artırımı işlemleri,  492 sayılı  Harçlar  Kanununun  123  üncü  maddesinin  üçüncü  fıkrası  uyarınca  harçtan;  bu işlemler için düzenlenecek kâğıtlar da Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tablonun IV/16 bölümü hükmü uyarınca damga vergisinden istisnadır.
 
Tapuda  yapılacak  işlemlere  ilişkin  istisna  hükmünün  uygulanabilmesi  için  mükellefler, Kanunda belirtilen beyannamenin verilmesini müteakiben, ilgili vergi dairesinden beyan edilen taşınmazların, tapu kayıtlarına ilişkin bilgileri de içerecek şekilde 5811 sayılı Kanun kapsamında  şirket  adına  beyan  edilerek  özel  fon  hesabına  alınan  tutarın  sermaye artırımında   kullanılacağı   ve  bu  çerçevede   tapu  işleminde  harç  ve  damga  vergisi aranılmayacağı hususunda bir yazı alarak, bu belgeyi ilgili tapu sicil müdürlüğüne ibraz edeceklerdir.”
 
4. “4. Yurt Dışında Sahip Olunan Varlıkların Türkiye’ye Getirilmesi” başlıklı bölümün ilk paragrafının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
 
“Bu şekilde,  bildirim  veya beyandan  önce yurt dışından  Türkiye’ye  getirilen  varlıkların daha sonraki bir tarihte beyan edilmesi sırasında, Tebliğin “3.4.” bölümünde açıklandığı üzere varlıkların bildirim veya beyan tarihindeki değerleri esas alınacaktır.”
 
5. “5.3.2.” bölümünden sonra gelmek üzere aşağıdaki bölümler eklenmiştir. “5.3.3. Gelir, kurumlar veya katma değer vergisi tevkifatı matrah farkları Kanun kapsamında  bildirilen  ve beyan edilen tutarlar;  gelir, kurumlar  ve katma değer vergisi  tevkifatı  yapmak  ve ödemekle  sorumlu  olanlar  adına,  diğer nedenlerle  yapılan vergi  incelemeleri  sonucu  bulunan  gelir,  kurumlar  veya  katma  değer  vergisi  tevkifatı matrah farklarından da mahsup edilecektir.

 
 5.3.4.  Bildirim  ve  beyan  dışındaki  nedenlerle  yapılacak  incelemelerde  birden  fazla döneme ilişkin önerilecek tarhiyatlar ve mahsup
 
Diğer nedenlerle birden fazla vergilendirme dönemini kapsayacak şekilde yapılacak vergi incelemelerinde  her bir vergilendirme  dönemi için matrah farkı bulunması ve inceleme raporlarının farklı tarihlerde düzenlenmesi halinde, rapor tarihine göre sırasıyla mahsup işlemi gerçekleştirilecektir.
 
İnceleme raporlarının aynı tarihte düzenlenmesi halinde ise bildirilen veya beyan edilen tutarların bulunan matrah farkları toplamından küçük olması durumunda, mahsup işlemi, bildirilen veya beyan edilen tutarların her bir vergilendirme dönemine isabet eden matrah farkı ile oranlanması suretiyle gerçekleştirilecektir.
 
5.3.5. Bildirim ve beyana konu edilen varlıkların gelir unsuru ile ilgisi ve mükellefiyet tesisi Kanun  kapsamında  varlıklarını  beyan  eden  ve defter  tutma  yükümlülüğü  bulunmayan gelir vergisi mükellefleri ile ilgili olarak, diğer nedenlerle inceleme yapılması durumunda bulunan matrah farklarının hangi gelir unsuru ile ilgili olduğunun önemi olmaksızın, beyan edilen tutarlar bulunan matrah farklarından mahsup edilecektir.
 
Beyan  tarihi  itibarıyla  mükellefiyet   kaydı  olmaksızın  devam  eden  ve  defter  tutma yükümlülüğü bulunan ticari veya mesleki bir faaliyetle ilgili olarak Kanun kapsamındaki varlıkların  beyan  edilmesi  halinde,  bu faaliyete  ilişkin  olarak  tutulması  gereken  yasal defterlere  varlıkların  kaydedilmemesi  durumunda  Kanunun  3 üncü maddesinin  beşinci fıkrası hükmünden yararlanılması mümkün olmayacağından, öncelikle bu şekilde faaliyeti bulunan kişilerin mükellefiyet tesis ettirmeleri gerekecektir.”
 
1 22.11.2008 tarihli ve 27062 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.
2 06.12.2008 tarihli ve 27076 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanmıştır.

 
Saygılarımızla,  
ESENLİK YEMİNLİ MALİ
MÜŞAVİRLİK LTD.ŞTİ
 
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı