DAVACI ŞİRKETİN DAĞITIMINI YAPTIĞI MAMÜLLERİN TEŞHİR VE TANITIMI AMA-
CIYLA AYRI HOLDİNG BÜNYESİNDE YER ALAN BİR BAŞKA ŞİRKETLE YAPTIĞI SÖZ-
LEŞMELER NEDENİYLE YAPILAN ÖDEMELERİN ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI NİTELİ-
ĞİNDE OLDUĞUNDAN SÖZ EDİLEREK TARHİYAT YAPILMIŞ İSE DE, EMSAL OLARAK
GÖSTERİLEN KURULUŞLARIN VERİLEN HİZMETİN NİTELİĞİ, VERİMLİLİK VE MALİ-
YET AÇISINDAN FARKLI OLDUĞU ANLAŞILDIĞINDAN, DAVACI ŞİRKET TARAFINDAN
YAPILAN ÖDEMELERİN EMSALİNE GÖRE ÇARPACAK DERECEDE YÜKSEK BEDEL ÜZE-
RİNDEN YAPILDIĞI DOLAYISIYLA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMINDA BULUNDUĞUNUN
KABUL EDİLMESİNDE İSABET BULUNMADIĞI HK.
Her türlü sıhhi tesisat ve inşaat malzemelerinin dağıtım ve pazarlama
işi ile uğraşan davacı şirketin 1990 yılı işlemlerinin incelenmesi so-
nucu davacı şirketle aynı holding bünyesinde faaliyette bulunan İntema
A.Ş. ne teşhir-tanıtım hizmeti karşılığı olarak yaptığı ödemelerin ör-
tülü kazanç dağıtımı niteliğinde olduğundan sözedilerek davacı şirket
adına re'sen kurumlar vergisi salınmış ve kaçakçılık cezası kesilmiş-
tir. İstanbul 9.Vergi Mahkemesi, açılan davayı, davacı şirketin aynı
holdingle bağı bulunan İntema A.Ş.'ne yaptırılan teşhir-tanıtım hiz-
meti karşılığı ödediği bedellerin emsaline göre yüksek olduğu, İntema
A.Ş.nin kuruluşundan itibaren zararlı olmasının davacı şirketin bu
yolla örtülü kazanç dağıttığını gösterdiği gerekçesiyle reddetmiştir.
Davacı şirket tarafından yapılan temyiz başvurusu üzerine Danıştay
Dördüncü Dairesinin 13.4.1994 günlü ve E:1994/86, K:1994/2240 sayılı
kararıyla; vergi aslına yönelik olarak ileri sürülen iddiaların mahke-
me kararını kusurlandırıcı nitelikte bulunmadığı, ancak davacı şirket
tarafından yapılan işlemlerin vergi kaçırma kastıyla hareket edildiği-
ni göstermeye yeterli görülmediği, bu nedenle cezanın kusur cezasına
çevrilmesi gerektiği gerekçesiyle vergi aslına yönelik temyiz talebi-
nin reddine, kaçakçılık cezasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına
karar vermiştir. Davacı şirket, İntema A.Ş. ne teşhir-tanıtım bedeli
olarak yapılan ödemelerin emsallerine göre göze çarpacak derecede yük-
sek olduğu yolundaki iddiaların somut bir belgeye dayandırılmadığını
eksik incelemeye dayalı olarak yapılan tarhiyatın kaldırılmasına karar
verilmesi gerektiğini, davalı idare ise kesilen kaçakçılık cezasının
kanuna ve usule uygun olduğunu ileri sürerek kararın düzeltilmesini
istemektedirler.
Kurumlar Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin 1 numaralı bendin-
de, şirketin kendi ortakları, ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek ve
tüzel kişiler, idaresi, murakabesi veya sermayesi bakımlarından vası-
talı vasıtasız olarak bağlı bulunduğu veya nüfuzu altında bulundurduğu
gerçek ve tüzel kişilerle olan münasebetlerinde emsaline göre göze
çarpacak derecede yüksek veya düşük fiyat veya bedeller üzerinden ya-
hut bedelsiz olarak alım, satım, imalat, inşaat muamelelerinde ve hiz-
met ilişkilerinde bulundukları hallerde kazancın tamamen veya kısmen
örtülü olarak dağıtılmış sayılacağı belirtilmiştir.
Anılan Kanun hükmünde sayılanlar arasındaki alım, satım, ima-
lat, inşaat muameleleri ile hizmet ilişkileri nedeniyle kazancın ta-
mamen veya kısmen örtülü olarak dağıtılmış sayılabilmesi için, bu mu-
amele veya hizmetlerin emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek ve-
ya düşük fiyat ve bedeller üzerinden yapılmış olması şartı, bu işlem-
lerin taraflarının karşılıklı olarak borçlarının değeri eşit olduğu
sürece örtülü kazanç dağıtımından söz edilemeyeceğini göstermektedir.
Başka bir ifadeyle örtülü kazanç dağıtımı, kurumun belli ilişkiler i-
çinde bulunduğu kimselere, kendi varlığından bedelsiz kıymet aktarması
veya bunlarla olan mal ve hizmet alım satımlarında, emsalinden farklı
fiyat uygulamasıyla menfaat sağlaması halinde mümkün olabilir. Bu ko-
nuda emsal kıyaslaması önem taşımaktadır. Sağlıklı bir sonuca varıla-
bilmesi için bu kıyaslamanın aynı hizmeti aynı verimle sağlayan üçüncü
kişiye verilecek bedelle yapılması gerekir. Kurumun kazanç beklentisi
ile kuruma sağlanan yararın diğer tarafa maliyetinin, hizmet bedelinin
tespitindeki doğrudan etkisi de söz konusu kıyaslamada gözden uzak tu-
tulmamak gerekir.
Dosyanın incelenmesinden, her ikisi de aynı holding bünyesinde
faaliyette bulunan davacı Dasa A.Ş. ile İntema A.Ş. arasında 1.7.1984
tarihinde bir hizmet sözleşmesi düzenlendiği ve her yıl yenilenen söz-
leşme uyarınca davacı şirket tarafından İntema A.Ş.ne, teşhir-tanıtım
bedelleri adı altında ödenen tutarların tamamının davacı şirket tara-
fından dönem kazancının tespitinde gider olarak dikkate alındığı, da-
vacı şirketin hesapları üzerinde yapılan inceleme sonucunda söz konusu
ödemelerin esasen sözleşmenin tarafı olan şirketlere ve holdinge baş-
kaca avantajlar sağlamak amacıyla yapıldığı ve alınan bedellerin em-
sallerine oranla göze çarpacak derecede yüksek olduğu bu nedenle öde-
nen bedellerin örtülü kazanç dağıtımı niteliğinde bulunduğundan söz e-
dilerek vergi salındığı ve ceza kesildiği anlaşılmaktadır.
Davacı şirketin dağıtımını yaptığı holdinge dahil şirketlerin
mamüllerinin teşhir ve tanıtımını yapmak üzere sözleşme yaptığı İntema
A.Ş. bu iş için teşhir salonları ve standlar tesis etmiştir. Sözleşme
gereği İntema A.Ş. sadece davacı şirketin mallarını teşhir etmekte ve
karşılığında taraflarca belirlenen ücreti almaktadır. İnceleme rapo-
runda emsal olarak gösterilen kuruluşların söz konusu malların satışı-
nı yapan bayiler olduğu, malların teşhirinin satış mağazalarının bir
bölümünde yapıldığı, bu kuruluşlara teşhir hitmeti karşılığı bir öde-
mede bulunulmadığı, ancak teşhir için gönderilen malların iade edilme-
yip bayie bırakıldığı ve bunun hizmetin bedelini teşkil ettiği görül-
mektedir. Davacı şirkete İntema A.Ş. tarafından verilen hizmetin nite-
liği, verimliliği ve maliyeti, emsal olarak kabul edilen işletmelerden
farklı olduğundan söz konusu hizmet karşılığı ödenecek olan ücretin de
farklı belirlenmesi olağandır. Bu durumda söz konusu işletmelere yapı-
an ödemeler kıyaslamaya esas alınarak emsaline göre göze çarpacak de-
recede yüksek bedel üzerinde verilen bir hizmet ilişkisi mevcut oldu-
ğundan söz edilerek örtülü kazanç dağıtıldığının kabulünde isabet bu-
lunmamaktadır.
Bu nedenle, davacı şirket temyiz isteminin kabulüne İstanbul
9.Vergi Mahkemesinin 1.11.1993 günlü ve 1993/1542 sayılı kararının bo-
zulmasına karar verildi. (MT/ES)
(DAN-DER; SAYI:92)
|