İŞTİRAK KAZANÇLARI DIŞINDAKİ KURUMLAR VERGİSİNDEN MÜSTESNA İHRACAT İS-
TİSNASI İLE VERGİDEN MUAF DEVLET TAHVİLİ VE TASARRUF BONOSU FAİZLERİ-
NİN GELİR VERGİSİ TEVKİFATINA TABİ TUTULMASI GEREKTİĞİ VE PAYDAŞLARIN
GELİR VERGİSİ MÜKELLEFİ OLMAMALARININ BU KURALI DEĞİŞTİRMEYECEĞİ HK.
Uyuşmazlık; yükümlü kurumun iştirak kazançları dışındaki kurumlar ver-
gisinden müstesna ihracat istisnası ile vergiden muaf devlet tahvili
ve tasarruf bonosu fazilerinin gelir vergisi tevkifatına tabi tutulup
tutulmayacağına ilişkindir.
Gelir Vergisi Kanununun 2574 sayılı Yasanın 20.maddesiyle değişik 94.
maddesinde kimlerin hangi nitelikleri taşıyan ödemelerden gelir vergi-
si tevkifatı yapacakları öngörülmüş, bu arada ticaret şirketlerinin sö
zü edilen ödemeleri, nakten ve hesaben yaptıkları sırada istihkak sa-
hiplerinin gelir vergilerine mahsuben bu ödemelerden tevkifat yapmaya
mecbur oldukları hükme bağlandıktan sonra 12 bent halinde tevkifata ta
bi olan ödemeler sayılmış, bu arada, aynı maddenin 8.bendinde kurumla-
rın Türkiye'de elde ettikleri iştirak kazancı dışında kalan ve kurum-
lar vergisinden muaf veya müstesna kazanç ve iratlardan, dağıtılsın ve
ya dağıtılmasın gelir vergisi kesintisi yapılması öngörülmüştür.
Ayma Dahili ve Harici Ticaret Limited Şirketinin Kurumlar Vergisi Kanu
nunun 8.maddesinde öngörülen kurumlar vergisinden müstesna kazanç ve
iradının, paydaşlarına dağıtılıp dağıtılmamasına bakılmaksızın, Gelir
Vergisi Kanununun 94/8.maddesi uyarınca gelir vergisi kesintisine tabi
tutulması gerekmektedir. Yükümlü şirketçe paydaşlarının gelir vergisi
mükellefi olmadıkları için ileride bu tevkifatı kendi gelir vergileri-
ne mahsup olanağının bulunmadığı ileri sürülmekte ise de, Gelir Vergi-
si Kanununun 94.maddesinde yazılı bentlerde kurumlara yapılan ödemele-
rin de tevkifata tabi tutulacağı parantez içinde belirtilmiş olup, mad
denin ilk fıkrasında yer alan "istihkak sahiplerinin gelir vergisine
mahsuben" ifadesinin tevkifatın sadece gelir vergisi mükellefi olanla-
ra yapılan ödemeler için zorunlu olduğu anlamına gelmediği, sadece mah
subu yapılacak verginin türünü belirlemek ve istihkak sahiplerine mah-
sup imkanını sağlamak amacıyla kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar mahkeme kararı-
nın bozulmasını gerektirecek durumda bulunmadığından temyiz isteminin
reddine karar verildi.
(DAN-DER; SAYI:60-61)
BŞ/YÖ
|