DÖNEM SONU MAL MEVCUDUNU DEĞERLEME YÖNTEMLERİNİ SEÇME SERBESTLİĞİ BU-
LUNDUĞUNDAN İNCELEME ELEMANINDAN FARKLI BİR YÖNTEMLE EMTİA DEĞERLEMESİ
YAPILMASININ RE'SEN TAKDİR SEBEBİ OLARAK KABUL EDİLEMEYECEĞİ HK.
Davacı limited şirketin 1992 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu, dö-
nem sonu stokunda bulunan süpürge otu mevcudunu düşük bedelle değerle-
diği ileri sürülerek bulunan matrah farkı üzerinden re'sen kurumlar
vergisi ve geçici vergi salınmış, kaçakçılık cezaları kesilmiştir.
Edirme Vergi Mahkemesi 31.5.1994 günlü ve 1994/223 sayılı kararıyla;
dönem sonu stokunda gösterilen mal mevcudunun maliyet bedelinin tesbi-
ti için ara kararı ile istenilen defter ve belgelerin incelenmesi sonu
cu yapılan hesaplama ile bulunan matrah farkı, inceleme elemanı tara-
fından belirlenen miktardan fazla ise de, bu farkın davacı şirket tara
fından ileri sürülen fire iddiaları ile açıklanabileceği gerekçesiyle
salınan vergi ve kesilen cezanın kaldırılması isteminin reddine, geçi-
ci vergi ve buna bağlı olarak kesilen kaçakçılık cezasının ise, konuy-
la ilgili kanun hükmünde, ikmalen ve re'sen yapılan tarhiyatlarda ayrı
ca geçici vergi salınacağına ilişkin düzenlemeye yer verilmediğinden,
kaldırılmasına karar vermiştir. Davacı şirket, inceleme raporunda ikma
len tarhiyat önerildiği halde, re'sen tarhiyat yapılmasının yasaya uy-
gun olmadığını, muhasebe kurallarına göre dönem sonu envanterini tes-
bit yöntemini seçmede serbestlik bulunduğunu, mahkemece inceleme rapo-
ru ve dava dilekçesindeki verilen dikkate alınmaksızın yeniden matrah
farkı belirlenmesinin yerinde olmadığını ileri sürmekte ve kararın bo-
zulmasını istemektedir.
Davacı şirketin 1992 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu, yıl sonu en
vanter değerlemesinde ilk giren ilk çıkar muhasebe kuralı gözönünde bu
lundurularak yapılan hesaplama ile, dönem sonu emtia mevcudunu düşük
bedelle değerlediği ileri sürülerek Vergi Usul Kanununun 29.maddesi ge
reği ikmalen tarhiyat önerilmiştir. Vergi Dairesi Müdürlüğü ise, dava
konusu edilen ihbarnamelerde, Vergi Usul Kanununun 30.maddesi uyarınca
re'sen tarhiyat yapıldığını belirtmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30.maddesinde; re'sen vergi tarhı, ver
gi matrahının tamamen veya kısmen defter kayıt ve belgelere veya kanu-
ru ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir ko-
misyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yet-
kili olanlarca düzenlenmiş vergi, inceleme raporlarında belirtilen mat
rah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunması olarak tanımlanmış
ve hangi hallerde, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt
ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitinin mümkün olmadı
ğını kabul edileceği altı bent halinde sayılmıştır.
Aynı Kanunun 29.maddesinde ise, ikmalen tarhiyat, her ne şekilde olur-
sa olsun bir vergi tarh edildikten sonra bu vergiye müteallik olarak
ortaya çıkan ve defter kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanı-
larak miktarı tespit olunan bir matrah veya matrah kısmı üzerinden alı
nacak verginin tarhedilmesi olarak açıklanmıştır.
Olayda, davacı şirketin dönem sonu mal mevcudunu ortalama maliyet esa-
sına göre değerlediği anlaşılmaktadır. Muhabese kurallarına göre yüküm
lülere,dönem sonu mevcudunu değerlemede ortalama maliyet, ilk giren
ilk çıkar veya son giren ilk çıkan yöntemlerinden birini seçme serbest
liği tanınmıştır. Buna göre davacı şirketin inceleme elemanından fark-
lı bir değerleme yöntemi seçmiş olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu-
nun 30.maddesinde sayılan re'sen takdir sebeplerinden birini oluşturma
dığı gibi, 29.maddede öngörüldüğü şekilde defter ve belgelere veya ka-
nuni ölçülere dayanılarak saptanan bir matrah farkı bulunmadığından ik
malen tarhiyat yapılması da mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle Edirne Vergi Mahkemesinin 31.5.1994 günlü ve
1994/223 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.
ŞT/ES
|