(4 VE 11.DAİRELERİN MÜŞTEREK KURULUNCA OYÇOKLUĞUYLA ALINMIŞTIR.)
MİRASI REDDEDEN MURİS ADINA TEREKENİN BORCUNDAN ÖTÜRÜ DÜZENLENEN ÖDEME
EMRİNE KARŞI, İDAREYE YAPILAN İTİRAZIN REDDEDİLMESİ ÜZERİNE ÖDEME EMRİ
NİN TEBLİĞİNDEN İTİBAREN 7 GÜNLÜK DAVA AÇMA SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA AÇI
LAN DAVAYI SÜREDEN REDDEDEN VERGİ MAHKEMESİ KARARI DAVANIN SÜRESİNDE
AÇILMAMASI, BU ÖDEME EMRİNE HÜKÜM İFADE EDEN, MUTEBER BİR BELGE NİTELİ
Ğİ KAZANDIRMAYACAĞI ANCAK İDAREYE BAŞVURUSUNUN DAVA SÜRESİNİ DURDURDU-
ĞUNUN KABUL EDİLEMEYECEĞİ GEREKÇESİYLE YERİNDE BULUNDUĞU HK.
Murisinin vergi borcundan sorumlu tutulan davacı adına düzenlenen, öde
me emrinin iptali isteğiyle dava açılmıştır. Eskişehir 1.Vergi Mahkeme
si 18.12.1991 günlü ve 1991/637 sayılı kararıyla, 6183 sayılı Amme Ala
caklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 55.maddesinde ödeme emrine
karşı 7 gün içinde dava açılabileceğinin belirtildiği, olayda ödeme em
ri davacıya 5.11.1991 tarihinde tebliğ edilmesine karşın 12.11.1991 ak
şamına kadar dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra
20.11.1991 tarihinde açılan davayı süre aşımı nedeniyle reddetmiştir.
Davacı, tereke borca batık bulunduğundan mirası reddettiğini, adına dü
zenlenen ödeme emirlerine karşı vergi dairesine itiraz ettiğini, itira
zın reddi üzerine 7 gün içinde vergi mahkemesine dava açtığını ileri
sürerek mahkeme kararının bozulmasını istemektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunun "Mirasçıların Sorumluluğu" başlıklı 12.
maddesinde, ölüm halinde mükelleflerin ödevlerinin, mirası reddetmemiş
kanuni ve mansup mirasçılarına geçeceği, ancak, mirasçılardan herbiri-
nin ölünün vergi borçlarından miras hisseleri oranında sorumlu olacak-
ları belirtilmiş bulunmaktadır. 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin
545.maddesinde, kanuni ve mansup mirasçıların mirası reddedebilecekle-
ri, aynı yasanın 546.maddesinde mirasın üç ay içinde reddolunabilece-
ği, 549.maddesinde de, mirası reddenen mirasçılar keyfiyeti sulh mahke
mesine tahriren veya şifahen beyan etmesinin gerektiği açıklanmıştır.
Davacı, vergi borcundan sorumlu tutulduğu eşinin terekesi borca batık
olduğundan, mirası reddettiğini usulüne uygun şekilde mahkemeye tespit
ettirmiş ve mirasçı sıfatıyla adına düzenlenen ödeme emirlerine karşı,
bu mahkeme kararı ile birlikte vergi dairesine başvurmuş, gerekli dü-
zeltme yapılmayınca ödeme emrinin iptali dileğiyle vergi mahkemesine
dava açmıştır.
Kanunda öngörülen usul ve esaslara uygun biçimde mirası reddeden dava-
cının, Vergi Usul Kanununun 12.maddesi hükmü uyarınca, murise ait ver-
ği borcundan sorumlu tutulması mümkün değildir. Sorumlu tutulamayacağı
bir vergi borcundan dolayı, ödeme emri düzenlenip tebliğ edilmiş olma-
sı, davacıyı vergi borçlusu durumuna getirmeyeceğinden, süresinde dava
açılmaması bu ödeme emrine hüküm ifade eden, muteber bir belge niteli-
ği kazandıramaz. Bununla beraber, davacının ödeme emri hakkındaki ida-
reye yaptığı başvurunun dava süresini durdurduğu kabul edilmeyeceğin-
den, yasada öngörülen süre geçirildikten sonra açılan davanın süre aşı
mı noktasından reddi yolundaki mahkeme kararının bozulmasını gerektire
cek herhangi bir neden bulunmamaktadır.
Bu nedenle, temyiz isteminin reddine karar verildi.
AZLIK OYU:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 12.maddesi uyarınca, ancak "mirası red
detmemiş" mirasçıların ölünün vergi borçlarından sorumlu tutulabilece-
ği açık ve kesin biçimde ifade edilmiş olmasına rağmen, "mirası reddet
miş" mirasçıya ödeme emri tebliği suretiyle onu sorumlu tutmaya olanak
bulunmadığı yolunda karar gerekçesinde yer alan hususlar doğru ve ye-
rindedir. Ancak bu husus böylece tespit edildiğine göre, idarenin şa-
hısta hata yaparak uyguladığı işlemin de iptali gerekirdi. Karardaki
bu tespite dayanarak davacının hakkının sağlanabileceği düşüncesi, usu
le ve şekle ait hükümlerin hakkın da önüne geçirilerek hukuka açıkça
aykırı ve batıl idari işlemin hayatta kalması anlamına gelecek bir so-
nuca varılmasını gerektirmemelidir.
Bu nedenle, sonuçta mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle ka
rara karşıyız.
ŞT/ES
|