UZLAŞMANIN SAĞLANMADIĞI HALLERDE VERGİ VE CEZA MUHATABI OLAN YÜKÜMLÜ-
LERİN, DAVA AÇMA YOLUNA ÖNCEDEN BAŞVURMAMIŞLARSA, TUTANAĞIN TEBLİĞİ
TARİHİNE GÖRE BU YOLA BAŞVURMA HAKLARININ SAKLI OLDUĞU HK.
Yükümlü adına, salınan gelir ve mali denge vergisine karşı açılan da-
vayı reddeden Vergi Mahkemesi kararının bozulması isteminden ibaret-
tir.
Uzlaşma isteminde bulunmasına ve çağırıya karşın uzlaşma toplantısına
özürü olmadığı halde gitmeyen yükümlünün, 213 sayılı Yasanın Ek 7.mad-
desi hükmü karşısında dava açmasına olanak bulunmadığı yolundaki vergi
mahkemesi kararının bozulması istenmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununa, 205 sayılı Yasanın 22.maddesiyle ekle-
nen "Uzlaşma" başlıklı bölümde yer alan ek 5 ve ek 7.maddelerin sözsel
yorumları, uyuşmazlığa neden olmaktadır.
Bilindiği gibi uzlaşma müessesesi, vergi salan idare ile bunları öde-
yecek olan yükümlülerin anlaşmalarını sağlamak suretiyle, yargı yerle-
rinin gereksiz başvurularla karşı karşıya kalmamalarını da önlemek ama
cıyla getirilmiştir.
Vergi Usul Kanununun Ek 7.maddesinin ikinci fıkrasında, vergi ve ceza
muhatabının uzlaşma isteminden önce vergi mahkemesine dava açabileceği
bu takdirde uzlaşma isteminin sonuçlanmasından önce vergi mahkemeleri-
nin davayı incelemeyecekleri öngörülmüştür. Maddenin bu fıkrasının yo-
rumu gerektirmediği açıktır.
Aynı bölümde yer alan Ek 5.maddede ise, uzlaşma talebinin nasıl ince-
leneceği hükme bağlanırken, uzlaşmanın sağlanması ve uzlaşmanın temin
edilememesi gibi iki ayrı kavram kullanılmıştır. Tarafların anlaşmaya
varmış olmaları uzlaşmanın sağlanamaması, yükümlülerin çağırıya uyma-
ması, tutanağı imzalamaması ya da ihtirazi kayıtla imzalamak istemesi
gibi haller de uzlaşmanın temin edilememesi olarak ifade edilmiş, her
iki durumda da uzlaşma tutanağının yükümlüye verilmesi ya da üç gün
içinde gönderilmesi yollarından biri ile onun haberdar edilmesi öngö-
rülmüştür.
Ek 7.maddenin ilk fıkrasında vergi ve cezaya muhatap olan yükümlünün
ancak, uzlaşmanın sağlanamaması halinde dava açabileceğine değinilmiş
olmasının, uzlaşmanın temin edilemediği haller olarak kabul edilen du-
rumlarda dava açılmasını engelleyici bir yanı bulunmamaktadır.
Vergi Usul Kanunun 3.maddesinin ikinci fıkrasında, vergi kanunlarının
lafzı ve ruhu ile hüküm ifade ettiği, lafzın açık olmadığı hallerde
vergi kanunları hükümlerinin konuluşundaki amaç, hükümlerin kanunun
yapısındaki yeri ve diğer maddelerle olan bağlantısının gözönünde tutu
larak uygulanması gerektiği hükmü karşısında ve uzlaşmanın, vergi is-
teyen idare ile ödeyecek durumda olan yükümlüyü uyuşmazlık çıkarmadan
önce bir kez düşündürmek ve mümkün olursa anlaşabilmelerini sağlamak
amacıyla yasaya konulduğu gözönüne alındığında, yasakoyucunun uzlaşma
çağırısına katılan ancak uzlaşmayan yükümlü ile toplantıya katılmayan,
tutanağı imzalamayan yükümlü arasında dava yoluna başvurmak bakımından
bir farklılık yaratmak istediği düşünülmez. Diğer taraftan, hemen Ek
7.maddenin ikinci fıkrasında yükümlülerin uzlaşmadan önce dava açabi-
lecekleri de kabul edildiğine göre, uzlaşma toplantısına katılmamış
veya tutanağı imzalamamış olan yükümlünün uzlaşmadan önce açmış olduğu
vergi davasının nasıl çözüleceği konusu ile birlikte ilk fıkra hükmü-
nün sözsel anlatımının karşılaştırılması, uzlaştırılması, uzlaşmanın
temin edilemediği haller olarak tanımlanan durumlarda dava açılamaya-
cağının kabulü halinde Anayasa'nın öngördüğü dava hakkının Ek 7.madde-
nin ilk fıkrasıyla sınırlandığı gibi bir sonuca ulaşılmaktadır.
Uzlaşma ile ilgili hükümlerle amaçlanan sonuç bu değildir. O nedenle,
uzlaşmanın temin edilemediği hallerde de vergi ve ceza muhatabı olan
yükümlülerin dava açma yoluna önceden başvurmamışlarsa, tutanağın teb-
liği tarihine göre bu yola başvurma hakları saklıdır.
Açıklanan nedenlerle Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına karar ve-
rildi.
(DAN-DER; SAYI:54-55) (MT/YÖ)
|