TEMİNAT OLARAK GÖSTERİLİP HACZEDİLEN ANONİM ŞİRKETE AİT MALLAR İÇİN
BİRİNCİ VE İKİNCİ SATIŞ KOMİSYONLARINCA TAKDİR EDİLEN DEĞERLER ARA-
SINDAKİ ÇELİŞKİ GİDERİLMEDEN, BORCUN KARŞILANAMADIĞI İLERİ SÜRÜLEREK
YÖNETİM KURULU ÜYELERİNDEN İSTENEMEYECEĞİ HK.
Menteşoğlu İhracat ve Pazarlama A.Ş.'nin yönetim kurulu üyesi olan
yükümlü adına 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10 uncu ve 6183 sayılı
Kanunun 55 nci maddesi gereğince düzenlenip tebliğ edilen ödeme em-
rini; ihtilafa konu ödeme emri içeriği alacağın daha önce şirket tü-
zel kişiliğinden de ödeme emriyle istenildiği, ödeme emri dava konusu
olup karara bağlanmadığı, ayrıca incelenen belgelerden amma alacağının
şirket tüzel kişiliğinden tahsili amacıyla davalı idare tarafından ya-
pılan haciz işlemlerinin henüz sonuçlanmadığı anlaşıldığından, tüzel
kişi adına kesinleşen ve tahsil olanağı kalmayan bir amme alacağından
bahsedilemeyeceğinden, 213 sayılı Kanunun 10. maddesine göre sorumlu
tutulamayacak olan şirket yönetim kurulu üyesi yükümlü adına düzenle-
nen ödeme emrinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle iptal eden İstanbul
3. Vergi Mahkemesinin 2.3.1990 gün ve 1990/272 sayılı kararının bo-
zulması istenilmektedir.
6183 sayılı Kanunun 3.maddesinde, bu kanunda yer alan amme borçlusu ya
da borçlu teriminin "amme alacağını ödemek mecburiyetinde olan hakiki
ve hükmi şahısları ve bunların kanuni temsilci veya mirasçılarını ve
vergi mükelleflerini, vergi sorumlusunu, kefili ve yabancı şahıs ve
kurumlar temsilcilerini "ifade ettiği belirtilmiş olup, amme borçlu-
sunun ise kim olduğu ilgili vergi kanununda gösterilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10.maddesinde ise, tüzel kişilerle kü-
çüklerin ve kısıtlıların, Vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği
olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde
bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan
teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından
yerine getirileceği, yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine ye-
rine getirmemeleri yüzündün mükelleflerin veya vergi sorumlularının
varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi alacaklarının kanuni
ödevleri yerine getirmiyenlerin varlıklarından alınacağı, temsilciler
veya teşekküllü idare edenlerin bu suretle ödedikleri vergiler için
aşıl mükelleflere rücu edebileckleri hükme bağlanmıştır.
Öte yandan, Anonim Şirketlerde, yönetim kurulu üyelerinin sorumlulu-
ğunu belirleyen Türk Ticaret Kanununun 336 ncı maddesinin birinci
fıkrasının 5 numaralı bendinde, gerek kanunun gerek esas mukavelelerin
kendilerine yüklediği sair vazifelerin kasden veya ihmal neticesi ola-
rak yapılmaması halinde yönetim kurulu üyelerinin pay sahiplerine ve
şirket alacaklılarına karşı müteselsilen mesul oldukları açıklanmış;
aynı kanunun, şirket işlerinde gösterilerek ihtimamın derecesinin ne
olduğunu düzenleyen 320 nci maddesinde de, yönetim kurulu üyelerinin
dikkat ve basireti hakkında Borçlar Kanununun 528 nci maddesinin ikin-
ci fıkrası hükmünün uygulanacağı, sözü geçen ikinci fıkrada ise, şir-
ket işlerini ücretle idare eden şerikin tıpkı bir vekil gibi mesul
olacağı belirlenmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun cebren
tahsil ve takip esaslarına ilişkin 74 ncü maddesinin birinci ve ikinci
fıkralarında da, haczedilen her türlü malların satılarak paraya çevri-
leceği, satıştan elde edilen bedelden, takip masrafları ve takip edi-
len amme alacağı düşüldükten sonra geriye kalan kısmının borçlunun
ödeme zamanı gelmiş veya muacceliyet kasbetmiş borçlarına mahsup edi-
leceği ve artanının, hacze iştirak etmiş başka daire yoksa borçluya
verileceği, hacze iştirak etmiş başka daire varsa, artan kısımdan
evvela bu dairelerin alacakları ayrıldıktan sonra, bakiyesinin borç-
luya verileceği, 84 ve müteakip maddelerde menkul ve gayrimenkullerin
satış usulleri belirtilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; ödeme emrine konu kamu alacağının asıl
borçlusu Menteşoğlu İhracat ve Pazarlama A.Ş.ın borçlarına karşılık
teminat olarak gösterdiği mallar için satış komisyonunca iki defa ya-
pılan değerlendirme sonuçlarındaki farklılık nedenlerinin araştırılma-
sı ve cebri tahsil işlemlerinin gerçekleştirilmesine yardımcı olmak
üzere düzenlenen inceleme raporunda; Vergi Dairesi Müdürlüğünce belir-
tildiği üzere birinci satış komisyonu kararı ile teminat gösterilen
fabrika binaları ve makinaları için 65.024.724.000,- lira rayiç değer
takdirinin yapıldığı, aynı makina ve gayrimenkuller için 21.4.1989
günlü ve 1989/3 sayılı, 10.3.1989 günlü ve 1989/2 sayılı kararları
ile 1.734.166.000.- lira rayiç değer takdir edildiği, iki takdir ara-
sındaki fark (65.024.724.000-1.734.166.000)=63.290.550.000 lira olup
şirket ortağının ikinci komisyon tarafından yapılan değerlemeyi düşük
bulması nedeniyle yeniden değerleme talebinde bulunduğu, bu nedenle
Vergi Dairesince, teminat gösterilen yerlerin yeniden satış değeri
tesbitinin istenmesi ve amma alacağının karşılanmayan kısımlarının
Türk Ticaret Kanununun 434 ve 324 maddeleri ile 213 sayılı Kanunun
10. maddeleri hükümleri uyarınca şirket yönetim kurulu üyelerinden
aranması gerektiği belirtilmiştir.
Vergi Dairesince Vergi Mahkemesi Başkanlığına gönderilen cevabi yazı-
da ise, amme alacağına karşılık şirket tüzel kişiliğince teminat ola-
rak gösterilen malların satışının gerçekleşmediği, teminat olarak
gösterilen söz konusu malların birinci ve ikinci satış komisyonlarınca
çok farklı fiyatlarla değerlendirilmesi sonucu yeniden değerlemeye gi-
dilmediği bildirilmiş bulunmaktadır.
Bu durumda, teminat olarak gösterilip haczedilen mallar için birinci
ve ikinci satış komisyonlarınca takdir edilen değerler arasındaki çe-
lişkinin giderilmesi hususu inceleme elemanlarınca önerilmesine rağmen
bu yola gidilmediği anlaşılmakla öncekilke bu çelişki giderilmek sure-
tiyle belirlenecek değer üzerinden haczedilen malların satışması ve
şirketin tasfiyesi yapıldıktan sonra borcunun karşılanamaması halinde
söz konusu amme alacağının yönetim kurulu üyesinden istenilmesi ge-
rektiğinden, bu işlemler tamamlanmadan amme alacağının yönetim kurulu
üyesi olan davacıdan ödeme emri ile istenilmesinde isabet görülmemiş-
tir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, mahkeme kararının so-
nucu itibariyleonanmasına karar verildi.
C/P
|