Dairesi
FAZLA VERGİ İNDİRİMİ YAPTIĞINI FARKEDEN YÜKÜMLÜ TARAFINDAN...
Karar No
8
Esas No
363
Karar Tarihi
01-02-1995
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
ONBİRİNCİ DAİRE
1995
8
1995
363
01/02/1995
 
KARAR METNİ

FAZLA VERGİ İNDİRİMİ YAPTIĞINI FARKEDEN YÜKÜMLÜ TARAFINDAN KENDİLİĞİN-
DEN VERİLEN EK BEYANNAMEYE GÖRE DÜZELTİLEN VERGİ VE GECİKME FAİZİ UYGU
LANMIŞSA DA TAHAKKUK EDEN VERGİ YÜKÜMLÜ TARAFINDAN VERİLEN EK DÜZELTME
BEYANNAMESİ ÜZERİNE ORTAYA ÇIKTIĞINDAN, GECİKME ZAMMI UYGULANMASI GERE
KECEĞİ HK.

Dava, 1992 yılı Ocak dönemine ilişkin olarak yasal süresinde verilen
beyannamede katma değer vergisinin fazladan indirim konusu yapıldığı-
nın yükümlü şirket tarafından anlaşılması üzerine, 22.4.1992 tarihinde
düzeltme istemli dilekçe ekinde ek bir beyanname verilmek suretiyle
yanlışlığın düzeltilmesi sonucu tahakkuk ettirilen katma değer vergisi
ne normal vade tarihinden tahakkukun yapıldığı tarihe kadar geçen süre
için uygulanan gecikme faizinin terkini istemiyle açılmıştır. Adana 2.
Vergi Mahkemesinin 8.12.1992 gün ve 1992/1761 sayılı kararıyla, mükel-
lefin yasal yükümlülüğünü eksik yerine getirmesi nedeniyle bir vergi
ziyaı olduğu, yükümlü tarafından, uyuşmazlık konusunun ikmalen, resen
ve idarece yapılan bir tarhiyat olmadığı, kaldı ki tahakkukun kendi be
yanları üzerine gerçekleştiği, bu durumda gecikme faizi uygulanamayaca
ğı iddia edilmesine karşın, tahakkukun 213 sayılı Kanunun 29.maddesine
göre yapıldğı hususu tartışmasız olduğundan bu iddialarda isabet gö-
rülmediği, öte andan düzeltme dilekçesinin pişmanlık hükümlerine göre
verildiği kabul edilse dahi, pişmanlık zammı oranında gecikme zammı uy
gulanacağından bu haliyle de durumun değişmeyeceği gerekçesiyle redde-
derek, gecikme faizini onamıştır. Yükümlü şirket tarafından, 213 sayı-
lı Kanunun 112.maddesinde gecikme faizinin ancak, ikmalen, resen ve
idarece yapılacak tarhler nedeniyle uygulanacağının öngörüldüğü, olay-
da ise, beyan üzerine gerçekleşen bir tahakkuk söz konusu olduğundan
gecikme faizi uygulanmasının yasaya aykırı olduğu ileri sürülerek mah-
keme kararının bozulması istenilmektedir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun gecikme faizi ile ilgili 112.maddesi-
nin 1.fıkrasında, gecikme faizinin, ancak, ikmalen, resen veya idare
tarh olunan vergilere uygulanacağı ilkesine yer verilmiştir.

Uyuşmazlık konusu olayda, katma değer vergisi beyannamesi yükümlü tara
fından kanuni sürenin bitim tarihinden sonra, 22.4.1992 tarihinde her-
hangi bir takibat olmaksızın vergi matrahını artırmak suretiyle kendi-
liğinden ek beyanname verildiğinden beyan edilen matrah üzerinden ta-
hakkuk eden katma değer vergisine gecikme faizi uygulanması yukarıda
anılan kanun hükmüne göre mümkün değildir. Başka bir deyişle, beyan
üzerinden hesaplanan vergilere gecikme faizi uygulanamaz.

Olayda da, tahakkuk eden vergi, yükümlü tarafından kendiliğinden veri-
len düzeltme beyannamesi üzerine ortaya çıktığından, bu vergiye ancak
gecikme zammı uygulanacağı hususu tartışmasızdır.

Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112.maddesinde, ikmalen uy
gulanacak resen ve idarece yapılacak tarhlara uygulanacak gecikme fai-
zi ile, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun
51.maddesindeki amme alacağının vadesinde ödenmemesi halinde uygulana-
cak gecikme zammı oranları aynı olmakla birlikte, hesaplama yöntemleri
nin; gecikme faizinde ay kesirlerinin dikkate alınmaması, gecikme zam-
mında ise, ay kesirlerinin tam ay olarak hesap edilmesi biçiminde fark
lı esaslara tabi olması, vade tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe ka-
dar olan hesaplamada gecikme zammının gecikme faizine nazaran daha faz
la olacağını ortaya koymaktadır.

Bu durumda, vergi mahkemesince yukarıda belirtien hususlar göz önünde
bulundurulmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, 213 sayılı Vergi
Usul Kanununun dördüncü kitabında yer alan 341.maddesindeki vergi zi-
yaı hükümlerinden hareketle gecikme faizini onayan mahkeme kararı ye-
rinde görülmemiştir. Ancak, gecikme faizinin ek beyan sonucu tahakkuk
eden vergiye uygulanma kabiliyetinin bulunmadığı yolundaki yükümlü tem
yiz isteminin, açıklanan nedenler karşısında kendi aleyhine sonuç do-
ğurması düşünülemeyeceğinden, mahkeme kararında sonucu itibarıyla isa-
betsizlik görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin reddine, sonucu itibarıyla ye-
rinde görülen Adana 2.Vergi Mahkemesinin 8.12.1992 gün ve 1992/1761 sa
yılı kararının onanmasına karar verildi.

ŞT/ES





 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı