Dairesi
ÖDEME EMRİ TEBLİĞİNDEN SONRA, ÖDEME EMRİ İÇERİĞİ VERGİLERE KARŞI DÜZELTME-ŞİKAYET YOLUNA GİDİLEBİLECEĞİ HK.
Karar No
783
Esas No
2117
Karar Tarihi
19-03-2001
 
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
YEDİNCİ DAİRE
2001
783
2000
2117
19/03/2001
 
KARAR METNİ

ÖDEME EMRİ TEBLİĞİNDEN SONRA, ÖDEME EMRİ İÇERİĞİ VERGİLERE KARŞI DÜZELTME-ŞİKAYET YOLUNA GİDİLEBİLECEĞİ HK.

Temyiz İsteminde Bulunan: ...

Vekili : Av. ...

Karşı Taraf : Maliye Bakanlığı

İstemin Özeti : Davacının kurucu ortağı olduğu şirketin mal varlığından tahsil olanağı bulunmayan muhtelif vergi borçları, vergi cezaları, gecikme faizleri ve fonların kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla ödeme emri tebliğinden sonra, söz konusu borçların düzeltilerek terkin edilmesi talebiyle şikayet yoluyla yapılan başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 6183 sayılı Kanunun 58'inci maddesinde, aynı Kanunun 55'inci maddesine göre düzenlenen ödeme emirlerine karşı açılacak davaların incelenmesi konusunda Vergi Usul Kanunu hükümlerinin tatbik olunacağının belirtildiği; anılan madde hükmünde, ödeme emrinin tebliği üzerine, vergi mahkemelerinde dava açılması dışında bir yolun öngörülmediği; bu duruma göre, ödeme emrine karşı idareye başvurma hakkı olmadığı gibi, böyle bir başvurunun dava açma süresini uzatmasından ya da kesmesinden de söz edilemeyeceği; bu itibarla, ödeme emirlerinin tebliği üzerine 7 günlük süre geçirildikten sonra açılan davanın esasının incelenemeyeceği gerekçesiyle süre aşımı nedeniyle reddeden İstanbul Altıncı Vergi Mahkemesinin 18.4.2000 günlü, E:2000/596; K:2000/539 sayılı kararının; ödeme emirlerinin iptali istemiyle dava açılmadığı; şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına yapılan başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlemin dava konusu yapıldığı; olayda, verginin mükellefinde hata bulunduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Davacı adına düzenlenerek tebliğ edien ödeme emirlerinin Vergi Dairesince iptal edildiği, dolayısıyla konusu kalmayan davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi Selman Aydın'ın Düşüncesi: İstem, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 10'uncu maddesi uyarınca davacı adına ödeme emri tebliğinden sonra, söz konusu ödeme emri içeriği vergilere karşı şikayet yoluyla yapılan başvuruya cevap verilmemek suretiyle tesis edilen ret işleminin iptali istemiyle açılan davanın, ödeme emrine karşı açılmış bir dava olarak kabulü suretiyle süre aşımı nedeniyle reddine dair mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulmasına ilişkindir.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 116'ncı maddesinde vergi hatası tanımlanmış; 117'nci maddesinde hesap hataları, 118'inci maddesinde de vergilendirme hataları sayılmıştır. Aynı Kanunun 122'ncı maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini Vergi Dairesinden yazı ile isteyebilecekleri; 124'üncü maddesinde ise, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri red olunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığı'na müracaat edebilecekleri belirtilmiştir.

Gerek 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda, gerekse 213 sayılı Vergi Usul Kanununda, ödeme emri tebliğinden sonra, mükelleflerin, 213 sayılı Kanunda yer alan düzeltme hükümleri uyarınca vergi dairesine, şikayet yoluyla da Maliye Bakanlığına başvurmalarını engelleyen bir hüküm bulunmamaktadır.

Bu nedenle, mahkemece, davanın öncelikle olayın Vergi Usul Kanununun düzeltme hükümleri kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, takiben, olayda vergi hatası bulunup bulunmadığı yönlerinden incelenerek bir karar verilmesi gerekirken; ödeme emri tebliği üzerine, mahkemeye başvurma dışında başkaca bir yolun bulunmadığı, ödeme emrine karşı açılan davada da süre aşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddinde isabet görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Bilgin Arısan'ın Düşüncesi: Mükellef şirketin ödenmeyen vergi borçları için şirketin yönetim kurulu üyesi olan davacı adına tanzim ve tebliğ edilen ödeme emri aleyhine açılan davayı 7 günlük kanuni süresi içinde açılmadığından süreden red eden İstanbul Altıncı Vergi Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması talep edilmektedir.

Dosyada mevcut Maliye Bakanlığı yazısından, ihtilaf konusu vergi borçlarının ait olduğu dönemlerde davacının mükellef şirketin yönetim kurulu üyesi olmadığının anlaşılması sebebi ile, dava konusu ödeme emrinin işlem yapılmadan saklandığının bildirildiği cihetle, konusu kalmayan temyiz talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığı düşünülmüştür.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, Bakaş Bakır Kablo Pazarlama Ticaret A.Ş.'nin malvarlığından tahsil edilemeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla Vergi Usul Kanununun 10'uncu maddesi uyarınca davacı adına ödeme emirleri düzenlenerek tebliğ edildiği; söz konusu ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davaların, vergi mahkemesince süre aşımı nedeniyle reddi üzerine, davacı tarafından, vergilerin ait olduğu dönemde şirketin kanuni temsilcisi olmadığı ileri sürülerek, Vergi Usul Kanununun düzeltme hükümleri uyarınca Vergi Dairesine başvurulduğu, başvuruya 60 gün içinde cevap verilmemesi nedeniyle de, şikayet yoluyla Maliye Bakanlığına müracaat edildiği; yine bu başvuruya da 60 gün içinde cevap verilmemesi üzerine, zımni ret işleminin iptali istemiyle Vergi
Mahkemesinde dava açıldığı anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 116'ncı maddesinde vergi hatası, vergiye müteallik hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış; 117'nci maddesinde hesap hataları, 118'inci maddesinde de vergilendirme hataları tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 122'ncı maddesinde, mükelleflerin, vergi muamelelerindeki hataların düzeltilmesini Vergi Dairesinden yazı ile isteyebilecekleri; 124'üncü maddesinde ise, vergi mahkemesinde dava açma süresi geçtikten sonra yaptıkları düzeltme talepleri reddolunanların şikayet yolu ile Maliye Bakanlığına müracaat edebilecekleri belirtilmiştir.

Olayda da, davacı tarafından, kendisine Vergi Usul Kanununun 10'uncu maddesi uyarınca tebliğ edilen ödeme emri içeriği vergiler nedeniyle, aynı Kanunun düzeltme hükümlerine göre yapılan düzeltme ve şikayet başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine, bu ret işleminin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşıldığından, mahkemece, uyuşmazlık hakkında, yukarıda belirtilen hususlar dikkate alınarak karar verilmesi gerekirken, kendisine ödeme emri tebliğ edilen şahısça, ancak, tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde vergi mahkemesinde dava açılabileceği, 6183 sayılı Kanunda başkaca bir başvuru yolu öngörülmediği noktasından hareketle ve davanın ödeme emirlerinin iptali istemiyle açıldığının kabulüyle davanın süre aşımı nedeniyle reddinde isabet bulunmamaktadır.

Öte yandan, davacının temyiz istemi üzerine Maliye Bakanlığınca gönderilen savunma dilkeçesinde, takibe konu vergilerin ait olduğu dönemlerde, davacının, vergilerin asıl mükellefi şirketin yönetim kurulu üyesi olmadığının tespit edilmesi nedeniyle, davacı adına düzenlenerek tebliğ edilen ödeme emirlerinin iptal edildiği belirtildiğinden, vergi mahkemesince, bu hususun da gözönünde bulundurulacağı tabiidir.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına, bozma kararı üzerine mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 19.3.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.

YÖ/ÖEK

 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı