Dairesi
VERGİ İNCELEME RAPORU İLE BULUNAN MATRAH HAYAT STANDARDI ESASINA GÖRE
Karar No
766
Esas No
816
Karar Tarihi
14-03-1995
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
ÜÇÜNCÜ DAİRE
1995
766
1994
816
14/03/1995
 
KARAR METNİ

VERGİ İNCELEME RAPORU İLE BULUNAN MATRAH HAYAT STANDARDI ESASINA GÖRE
TESBİT EDİLEN MİKTARDAN DÜŞÜK OLDUĞUNDAN, HAYAT STANDARDI GÖSTERGELERİ
ESAS ALINARAK RE'SEN YAPILAN TARHİYATTA, SADECE VERGİ İNCELEME RAPORU
İLE TESBİT EDİLEN MATRAHA İLİŞKİN VERGİDE KAÇAKÇILIK CEZASI UYGULANABİ
LECEĞİ, KANUNİ ÖLÇÜ OLAN HAYAT STANDARDINA İLİŞKİN KISMINA CEZA KESİLE
MEYECEĞİ HK.

1991 takvim yılı faaliyetlerinin incelenmesi neticesinde yükümlünün
muhtelif kişilere ait binaların karkas inşaatlarının yapımından gelir
elde ettiği halde mükellefiyet tesis ettirmediğinin ve gelirini beyan
etmediğinin belirlendiği iddiasıyla inceleme elemanınca re'sen takdir
olunan matrahın hayat standardı esasına göre düşük görülmesi üzerine
hayat standardı temel göstergeleri dikkate alınarak bulunan matrah üze
rinden adına salınan gelir vergisi ve kesilen kaçakçılık cezası ile te
sis edilen mükellefiyete karşı açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Ka
nununun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın ve bu
olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi do-
ğuran olayın ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin
hariç her türlü delille ispatlanabileceği, "Vergiyi Doğuran Olay" baş-
lıklı 19.maddesinde, vergi alacağının vergi kanunlarının vergiyi bağla
dıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğacağı, 134.
maddesinde, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin
doğruluğunu araştırmak, tesbit etmek ve sağlamak olduğu, 193 sayılı Ge
lir Vergisi Kanununun 37.maddesinde, gayrimenkullerin alımı ve satımı
ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden doğan ka-
zançlarının ticari kazanç sayılacağı, mükerrer 116.maddesinde ise, ger
çek usulde gelir vergisine tabi ticari kazanç sahiplerinin beyan ettik
leri gelirin hayat standardı esasına göre bulunacak tutardan düşük ol-
duğu takdirde, bu şekilde tesbit olunan tutardan 31.maddedeki indirim-
ler yapıldıktan sonra kalan miktarın vergi tarhına esas alınacağının
hükme bağlandığı, olayda ise gerek yükümlünün, nezdinde düzenlenen yok
lama tutanağındaki ifadesi gerekse, karkas inşaatlarını pazarlık usu-
lüyle yükümlüye yaptırdıklarını belirten A.Suphi Bıçakçıoğlu ve Niyazi
Çakmak adlı şahısların ifadeleri birlikte değerlendirildiğinde, yüküm-
lunun anılan kişilere ait binaların karkas inşaatlarını yaptığı, bu
yoldan gelir elde ettiği ve bunu kayıt ve beyan dışı bıraktığının kabu
lü gerektiği, hal böyle olunca da davacı adına mükellefiyet tesisinde
ve gelir vergisi salınmasında yasaya aykırılık bulunmadığı, diğer ta-
raftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 341.maddesinde; vergi ziyaı-
nın, mükellefin ve sorumlunun verglindirme ile ilgili ödevlerini zama-
nında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yüzünden verginin
zamanında tahakkuk ettirilmemesi veya eksik tahakkuk ettirilmesi şek-
linde tanımlandığı, hayat standardı esasına göre vergi idaresinin iste
diği ek gelir vergisinin mükellefin vergi ile ilgili ödevlerini yerine
getirmemesi veya eksik yerine getirmesinden değil, Vergi Usul Kanunu
hükümlerine göre tesbit edilen kanuni ölçülerin uygulanması nedenine
dayandığı, her hal ve takdirde mükellefin ödevlerini yerine getirmeme-
si veya eksik yerine getirmesi nedeniyle tarhiyat yapılması ile hayat
standardı gibi güvenlik müesseseleri dahilinde, belli ölçülerin uygu-
lanması suretiyle mükellef hakkında tarhiyat yapılmasının farklı durum
lar olduğu, birincisinde verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesinde
mükellefin kasdı veya ihmali bulunmamasının kesin olduğu, ikincisinde
ise yapılan tarhiyat mükellefin kanunla tesbit edilen ölçüler içindeki
bir karı sağlayamamış olduğu gerekçesine dayandığından kasıt ve ihma-
linden söz edilemeyeceği, dolayısıyla 213 sayılı Kanunun 341.maddesin-
de tanımı yapılan vergi ziyaı doğmadığından kaçakçılık, ağır kusur ve
kusur cezasının kesilmemesi gerektiği, ancak olayda yükümlünün vergi
ile ilgili ödevlerini yerine getirmemesi suretiyle, başka bir ifadeyle
kasıt ve ihmali nedeniyle kayıt ve beyan dışı bıraktığı gelir
3.085.000-lira olduğundan bu gelir üzerinden kaçakçılık cezası kesilme
si gerekirken hayat standardı temel göstergeleri dikkate alınarak be-
lirlenen matrah üzerinden kaçakçılık cezası kesilmesinde yasal isabet
bulunmadığı gerekçesiyle kısmen kabul ederek salınan gelir vergisi ile
mükellefiyete ilişkin işlemi onayan kaçakçılık cezasının 3.085.000-li-
ralık matraha isabet eden kısmını tasdik eden, fazla kısmını kaldıran
Trabzon Vergi Mahkemesinin 30.11.1993 gün ve 1993/437 sayılı kararının
bozulması istemidir.

Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Ver
gi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun gö
rülmüş olup temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar
sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından tem-
yiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verildi.

AYRIŞIK OY:

Özel inşaatların betonarme karkas işini pazarlık usulüyle üstlenen yü-
kümlünün Gelir Vergisi Kanununun 37.maddesinin 4.fıkrası kapsamındaki
bu ticari faaliyetinden dolayı beyanname vermediği, tutulması gereken
defterleri tutmadığı tesbit edilerek Vergi Usul Kanununun 30.maddesi-
nin 4.fıkrası uyarınca ve hayat standardı esasına göre belirlenen te-
mel gösterge ölçü alınmak suretiyle re'sen takdir olunan matrah üzerin
den kaçakçılık cezalı gelir vergisi salındığı anlaşılmaktadır.

Vergi cezaları devletin kanunlarla koyduğu maddi ve biçimsel yükümlü-
lükleri yerine getirmeksizin devleti vergi ziyaına uğratan veya kamu
düzenini bozan fiiller nedeniyle faile uygulanması gekeren yaptırımlar
dır. Vergi Usul Kanununun 331.maddesinde bu yaptırımlar (kaçakçılık,
ağır kusur, kusur ve usulsüzlük cezaları) ve diğer cezalar olarak sa-
yılmıştır. Aynı kanunun 345. 349, mükerrer 349 ve 350.maddeleri ince-
lendiğinde; .... kaçırdıkları verginin üç katı tutarında vergi cezası
kesilir veya ... ziyaa uğrattıkları verginin bir katı tutarında veya
% 50 veya % 20'si tutarında vergi cezası kesilir denilmek suretiyle ce
za ölçüsünün kaçırılan veya ziyaa uğratılan vergi miktarına bağlanmış
bulunduğu anlaşılmaktadır. Cezanın matrahını vergi teşkil ettiğine gö-
re yükümlü adına bellir bir dönem için tarh ve tahakkuk ettirilen ver-
ginin tamamı üzerinden kesilecek cezanın hesaplanması gerekmektedir.

Olayda vergi mahkemesince hem tarhiyatın, mükellefin kanunla tesbit
edilen ölçüler içindeki bir karı sağlayamamış olduğu gerekçesine dayan
ması nedeniyle kasıt ve ihmalden söz edilemiyeceği gerekçesine yer ve-
rilmiş, hem de kasıt ve ihmali nedeniyle kayıt ve bayan dışı bırakılan
gelirin karkas inşaat yapımından elde edilen 3.085.000.-lira olduğun-
dan bahisle kasdın kısmen varlığı kabul edilerek kaçakçılık cezasının
bu miktar üzerinden tadilen onanmasına karar verilmiştir. Yukarıda
açıklanan yasal durum karşısında matrahın bölünmesi suretiyle ceza he-
saplanmasında isabet görülmemiştir. Ancak Vergi Usul Kanununun 341.mad
desinde vergi ziyaı yükümlü veya sorumlunun vergilendirme ile ilgili
ödevlerini zamanında yerine getirmemesi veya eksik yerine getirmesi yü
zünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesini ifade ettiği belir-
tilmiştir. Yıllık gelir vergisi beyannamesini vermiyen yükümlü hakkın-
rda hayat standardı esasına istinaden re'sen takdir edilen matrah üze-
rinden salınan vergiye kaçakçılık veya ağır kusur cezası değil kusur
cezası uygulanması gerekeceği görüşüyle kararın cezaya ilişkin hüküm
fıkrasına katılmıyoruz.

ŞT/NÇ
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı