Dairesi
İNCELEME SONUCU GELİR VERGİSİ YÖNÜNDEN BİR TARHİYAT YAPILMAYAN, ANCAK...
Karar No
766
Esas No
3462
Karar Tarihi
23-02-1993
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
DOKUZUNCU DAİRE
1993
766
1992
3462
23/02/1993
 
KARAR METNİ

İNCELEME SONUCU GELİR VERGİSİ YÖNÜNDEN BİR TARHİYAT YAPILMAYAN, ANCAK
YAPILAN İNCELEME SONUCUNA GÖRE SALINAN KATMA DEĞER VERGİSİ VE KAÇAKÇI-
LIK CEZALI DAHİLİ TEVKİFATA İLİŞKİN UYUŞMAZLIKTA, KATMA DEĞER VERGİSİ-
NİN ONANMASI VE DAHİLİ TEVKİFATIN KALDIRILMASI HALİNDE BUNA BAĞLI KA-
ÇAKÇILIK CEZASININ KUSURA ÇEVRİLMESİ GEREKTİĞİ HK.

Çırçır ve Pres fabrikası işleten yükümlünün 1985, 1986 ve 1987 yılla-
rına ilişkin defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda tespit edi-
len matrah farkı üzerinden Şubat 1987 dönemi için re'sen tarh olunan
dahili tevkifat ile kesilen kaçakçılık cezasının kaldırılması istemiy-
le açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 108.maddesinde, teb-
liğ olunan belgelerin esasa etkili olmayan şekil hatalarından dolayı
hukuki kıymetlerini kaybetmeyeceklerinin hükme bağlandığı, bu hüküm
karşısında davacının davaya konu ihbarnamelerde vergi matrahı ile ver-
gi oranının gösterilmemiş olması nedeniyle ihbarnamelerin iptaline yö-
nelik iddiasında isabet görülmediği, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun
30/4.maddesinde, defter kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların vergi
matrahının doğru ve kesin olarak tesbitine imkan vermeyecek derecede
noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunma-
masının re'sen takdir nedeni olduğu, olayda inceleme raporuna ekli da-
vacı imzasını taşıyan tutanaktan, kasa defterinin olmadığı, envanter
defterinde mevcutlar ve borçların ayrıntılı bir şekilde gösterilmediği
saptandığından dönem matrahının re'sen takdirinde yasaya aykırılık gö-
rülmediği, davacının mal aldığı kişi olarak gösterilen Muşin Karayel
nezdinde düzenlenen tutanakta, ticari faaliyetinin olmadığı, adına
tasdik ettirdiği faturaları boş olarak imzalayarak Mehmet Bağırtan'a
verdiği, Salih Karadağ ve Mustafa Çiftçi'nin Emniyet Müdürlüğünce sah-
te fatura düzenleme fiilinden arandıkları, adreslerinin saptanamadığı,
vergi dairesine beyanda bulunmadıklarının rapor ekindeki Emniyet Mü-
dürlüğü ve basit inceleme raporlarından anlaşıldığı, öte yandan, çır-
çır ve pres fabrikasının yıl içinde çalıştığı hususunun tüketilen
elektrik enerjisi, alınan yardımcı malzeme yanında davacının kendi
ifadesiyle sabit bulunduğu, hal böyle olunca da, nakliye faturaları
ile çiğit satışları arasındaki dengeden kullanılan elektrik tüketimi
baz alınarak işlenen preseli pamuğun hesaplanması ile hesaplanan bu
pamuktan hareketle satın alınan kütlünün hesabında yasalara aykırılık
görülmediği gerekçesiyle kısmen kabul ederek dahili tevkifatı tasdik
eden, kesilen kaçakçılık cezasını ise; matrah farkının davacının def-
ter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucu bulunduğu, bu durum-
da mükellefe vergi kaçırma kastı izafe edilemeyeceği gerekçesiyle ku-
sur cezasına çeviren Vergi Mahkemesi kararının bozulmasını istenil-
mektedir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94.maddesinin (B) fıkrasında; ger-
çek usulde gelir vergisine tabi ticari, zirai ve mesleki kazanç sahip-
leri ile adi ortaklıklar, kollektif şirketler ve adi komandit şirket-
lerin aşağıda belirtilen esaslara göre dahili tevkifat yaparak vergi
dairesine ödeyecekleri belirtilmiş ve dahili tevkifatın uygulanma
esaslarına yer verilmiştir.

94.maddenin sözü edilen (B) fıkrasının son bentlerinde, cari vergilen-
dirme dönemi içinde elde edilen, ticari, zirai ve mesleki kazanç üze-
rinden bu maddenin (A) fıkrası uyarınca tevkif edilmiş bulunan gelir
vergisinin, ödendiği belgelendirilmek kaydıyla ödenmesi gereken dahili
tevkifattan mahsup edileceği, mükelleflerin bu madde uyarınca dahili
tevkifata ait ödemelerinin toplamının cari takvim yılına ait yıllık
gelir vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan gelir vergisine mahsup
edileceği, mahsubu yapılan miktarın hesaplanan gelir vergisinden fazla
olması halinde de aradaki farkın müteakip dönemlere ilişkin olarak ya-
pılması gereken dahili tevkifata ait ödemeye mahsup edileceği hükme
bağlanmıştır.

Madde hükmünde belirtildiği üzere, yapılması öngörülen dahili tevkifa-
tın, cari vergilendirme dönemi ile ilgili olarak verilen beyanname
üzerine hesaplanan gelir vergisinden mahsubuna cevaz verilmekte, bu
haliyle dahili tevkifat, mükelleflerin "vergi sorumlusu" sıfatıyla de-
ğil, kendileri tarafından ödeyecekleri peşin bir vergiden ibaret bu-
lunmaktadır. Madde hükmünde, geçmiş dönemlere ait işlemler üzerinden
dahili tevkifat yapılacağı öngörülmediği gibi, cari vergilendirme dö-
nemindeki işlemler üzerinden yapılan dahili tevkifatın cari vergilen-
dirme dönemini takip eden dönemlere ait gelir vergisinden mahsup edi-
leceğine dair bir hüküm de yer almamıştır.

Bu durumda, peşin bir vergi niteliği taşıyan dahili tevkifatın sonuçta
yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan ge-
lir vergisinden mahsubu gerekli olup, mahsup edilemeyen bir dahili
tevkifatın vergi mükerrerliğine yol açacağı kuşkusuzdur.

Öte yandan, yıllık kurumlar ve gelir vergisi yönünden ikmalen veya re-
sen tarhiyat yapılması hallerinde dönem matrahı yeniden oluşacağı ci-
hetle, sonradan dahili tevkifat adı altında bir ek vergi salınmasının
aynı şekilde vergi mükerrerliği doğuracağı kaçınılmazdır.

Olayda, uyuşmazlık dönemine ilişkin olarak yükümlü adına resen veya
ikmalen gelir vergisi tarhiyatı yapılmadığı gibi cari vergilendirme
döneminden sonra tarh edilen dahili tevkifatın anılan dönem gelir ver-
gisinden mahsup imkanı da kalmamış olması nedeniyle dahili tevkifatın
terkini gerekirken, onanması vergi mükerrerliğine yol açacağından mah-
kemece dahili tevkifata karşı açılan davanın reddinde yasal isabet gö-
rülmemiştir.

Cezaya gelince; dahili tevkifat ödemesi daima yıllık gelirin beyanın-
dan ve verginin ödenmesinden önce yapılacağından bu tevkifat nedeniyle
tahakkuku gereken vergi, yıllık gelir vergisinin tahakkuk tarihine ka-
dar gecikmesi sonucu Vergi Usul Kanununun 341.maddesi uyarınca vergi
ziyaı söz konusu olacağından, olayın özelliği de gözönünde tutulduğun-
da mahkemece kaçakçılık cezasının kusura çevrilerek onanmasında kanuna
aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, mal müdürlüğü temyiz isteminin reddine, yükümlü
temyiz isteminin cezaya ilişkin kısmının reddine, dahili tevkifata
ilişkin temyiz isteminin ise kabulü ile Diyarbakır Vergi Mahkemesinin
26.10.1989 gün ve 1989/897 sayılı kararının bozulmasına karar verildi.

KARŞI OY:

Gelir Vergisi Kanununun 94.maddesinin yürürlükten kaldırılan (B) fık-
rası, gerçek usulde gelir vergisine tabi bir kısım kişilerin, fıkrada
yazılı ödeyecekleri vergilerin, fıkradaki nispetlere göre dahili tev-
kifat yaparak vergi dairesine ödeyeceklerini, ödedikleri bu vergiyi
yıllık gelir vergilerinden mahsup edeceklerini amirdir.

Bu duruma göre, dahili tevkifat olarak, vergi dairesine ödenen meblağ,
yıllık gelir vergisinin tamamını veya bir kısmını teşkil etmektedir.
Nitekim, A fıkrasına göre ödenmiş olan gelir vergileri dahili tevki-
fattan, ödenmiş bulunan dahili tevkifat da yıl sonunda hesaplanan ge-
lir vergisinden mahsup edilecektir.

Maddede, dahili tevkifat işleminin vergi olduğu yolunda bir hüküm yok-
tur.
Vergi cezası, vergi ziyaı olması halinde kesilir. Dahili tevkifat adı
altında bir vergi veya bir vergi kanunu olmadığına göre böyle bir ver-
gi cezası da kesilemez.
Maddenin (B) fıkrasında yazılı vergilerin hiç ödenmemiş veya noksan
ödenmiş olması halinde ödenmemiş veya noksan ödenmiş olan vergilerin
cezalı olarak alınacağı tabiidir. Ödenmemiş olan bu vergilerin dahili
tevkifatı için ayrıca kaçakçılık veya kusur cezası uygulanamaz. Ancak
ödemenin gecikmesinden dolayı gecikme zammı uygulanabilir.
Bu nedenlerle ödenmeyen dahili tevkifata ceza uygulanması gerektiği
yolunda verilen çoğunluk kararına karşıyım.


(MT/NÇ)
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı