Dairesi
MALULİYETİNE UYGUN OLMAYAN ÖZEL TERTİBATLI ARAÇ ALIP SATAN DAVACININ, TAŞIT ALIM VERGİSİ YÖNÜNDEN, MALUL MUAFİYETİNDEN YARARLANAMAYACAĞI HK.
Karar No
729
Esas No
2382
Karar Tarihi
13-03-2001
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
YEDİNCİ DAİRE
2001
729
2000
2382
13/03/2001
 
KARAR METNİ

MALULİYETİNE UYGUN OLMAYAN ÖZEL TERTİBATLI ARAÇ ALIP SATAN DAVACININ, TAŞIT ALIM VERGİSİ YÖNÜNDEN, MALUL MUAFİYETİNDEN YARARLANAMAYACAĞI HK.

Temyiz İsteminde Bulunan Taraflar: 1-...

Vekili : Av. ...

2- ... Vergi Dairesi Müdürlüğü

İstemin Özeti : Satın aldığı iki adet binek otomobil nedeniyle taşıt alım vergisi ve ek taşıt alım vergisi yönünden malul muafiyetinden yararlanan davacı adına, söz konusu otomobillerin maluliyetine uygun olmadığından bahisle yapılan taşıt alım vergisi ve ek taşıt alım vergisi tarhiyatı ile kesilen ağır kusur cezasının iptali istemiyle açılan davada; 1318 sayılı Finansman Kanununun 3'üncü maddesinin (c) bendinde, bizzat maluller tarafından iktisap edilerek kullanılan ve özel tertibatlı olarak imal edilmiş taşıtların taşıt alım vergisine tabi olmadığının belirtildiği; olayda, davacının sol ayağında sakatlık bulunmasına karşın, iktisap ettiği araçlardan birinin otomatik vitesli olduğu ve bu araca sağ ayağını kullanamayanlar için gerekli olan ve gazın elle kontrolünü sağlayan özel tertibatın takılı olduğu; diğer araca da, gaz ve fren sisteminin sağ elle kontrolünü sağlayan özel tertibatın monte edildiği hususlarının tespiti üzerine, uyuşmazlık konusu cezalı tarhiyatın yapıldığının anlaşıldığı; 1318 sayılı Finansman Kanununun 3'üncü maddesinin yukarıda belirtilen (c) bendi ile getirilen muafiyetin, iyi niyet kuralları içerisinde malulleri korumaya yönelik olduğu, anılan hükmün, malul kişilerin muafiyet şartlarından yararlanarak iktisap ettikleri araçları, malul olmayan kişilere satmaları suretiyle vergi kaybına neden olunacak şekilde kullanılamayacağı; bu nedenle, davacı adına yapılan tarhiyatta kanuna aykırılık bulunmadığı; ancak, araçların kanunun öngördüğü şeklide kullanılıp kullanılmadığının tespitinin her an mümkün olması nedeniyle, tarhiyata kusur cezası uygulanmasının hakkaniyete uygun olacağı gerekçesiyle, davanın, vergi aslı ve kusur cezası yönünden reddi, işlemin kusur cezasını aşan kısmı yönünden ise iptali yolundaki ... Vergi Mahkemesinin ... günlü, ... sayılı kararının; iptale ilişkin hüküm fıkrasının, olaya ağır kusur cezası uygulanmasının yerinde olduğu ileri sürülerek vergi dairesince; redde ilişkin hüküm fıkrasının, araçların, maluller için özel tertibat içerdiği, kanunun da başkaca bir koşul aramadığı, bu tertibatların kendi malullüğüne uygun olup olmadığının tespitinin uzmanlık bilgisini gerektirdiği, vergi inceleme elemanının bu konuda yetkin olmadığı, talep edilmesine rağmen, mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı ileri sürülerek davacı tarafından bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti: Davacı tarafından savunma verilmemiş olup, vergi dairesince, davacının temyiz isteminin reddi
gerektiği savunulmuştur.

Tetkik Hakimi Selman Aydın'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, tarafların temyiz istemleri reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı Emel Cengiz'in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp, vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.

Açıklanan nedenle, temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince duruşma yapılmasına gerek görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

Davalı idare tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, mahkeme kararının cezaya ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Davacının temyiz istemine gelince;

Dosyanın incelenmesinden; davacının Bakırköy Devlet Hastanesinden aldığı 18.11.1993 gün ve 4692 sayılı sağlık kurulu raporunda, sol alt extremitede geçirilmiş eski femur kırığa bağlı 4 cm kısalık, sol kalça ve diz hareketlerinde kısıtlılık olduğunun; davacının, bu arazları telafi edici özel tertibatlı araç kullanabileceğinin belirtildiği; bu rapora göre, sol ayağını tam olarak kullanamayan davacının 29.5.1997 ile 20.5.1998 tarihleri arasında dört adet araç satın alıp, bunların üç adedini kısa süreler içinde sattığı, bu alışlar sırasında, kanunlarda öngörülen muafiyetler sebebiyle, kanunen ödenmesi gereken vergilerin ödenmediği; davacı hakkında düzenlenen 1.12.1998 günlü vergi inceleme raporunda, satın alınan iki adet aracın, davacının sakatlığına uygun olmadığından, bu araçlar yönünden muafiyetten yararlandırılmaması gerektiğinin belirtilmesi üzerine, davaya konu tarhiyatın yapıldığı; davacı nezdinde düzenlenen 20.10.1998 günlü tutanakta, davacı tarafından, muafiyetten yararlanmak suretiyle dört adet araç iktisap edildiğinin, bunlardan üçünün, hangi bedelle ve kimlere satıldığını hatırlamadığının; araçlarının tescil işlemlerinin, ... Ltd. Şti. tarafından yapıldığının ifade edildiği anlaşılmıştır.

213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3'üncü maddesinin (B) bendinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu; gerçek mahiyetin, yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği öngörülmüş olup; buna göre, vergilendirme işlemlerinde vergiyi doğuran olaya ilişkin muamelelerin biçimselliğinin ötesine geçilerek, muamelelerin gerçek niteliğinin belirlenmesi gerekmektedir.

1318 sayılı Finansman Kanununun "Muaflık ve İstisnalar" başlıklı 3'üncü maddesinin 1'inci fıkrasının (c) bendinde, bizzat maluller tarafından iktisap edilerek kullanılan ve özel tertibatlı olarak imal edilmiş taşıtların taşıt alım vergisine tabi olmadığı hüküm altına alınmış; geçici 2'nci maddesinde de, maddede sayılan araçların ilk iktisaplarının ek taşıt alım vergisine tabi olduğu belirtildikten sonra, ek taşıt alım vergisinin tarh, tahakkuk ve ödenmesi ile muaflık ve istisnalar, sorumluluk ve vergilendirmeye ilişkin diğer hususlar hakkında 1318 sayılı Finansman Kanununun taşıt alım vergisine ilişkin hükümlerinin uygulanacağı vurgulanmıştır. Görüldüğü üzere; kanun, maluller tarafından iktisap edilen taşıtların taşıt alım vergisi dışında tutulabilmelerini, biri, söz konusu taşıtların bizzat malul tarafından kullanılması; diğeri de, iktisap eden malulün fiziki engelinin gerektirdiği özel tertibatlı olarak imal edilmiş bulunması olmak üzere iki koşulun gerçekleşmesine bağlı kılmıştır.

Olayda; davacının, 29.5.1997-20.5.1998 tarihleri arasında dört adet özel tertibatlı taşıt satın alıp; bunlardan tarhiyata esas alınan ... ve ... plakalı araçları, satın alındıkları tarihten iki ay sonra sattığı, bu araçların tertibatlarının davacının kullanımına uygun olmadığı sabittir.

Bu açıklamalar, davacının kullanma amacıyla değil, ticaretini yapmak üzere özel tertibatlı taşıt alıp sattığını; dolayısıyla, olayda, taşıt alım vergisi muafiyetinden yararlanılabilmesi için yasanın aradığı kullanma koşulunun gerçekleşmediğini gösterdiğinden; davacının, muafiyetten yararlandırılmaması suretiyle, inceleme raporuna dayanılarak yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık görülmemiştir.

Açıklanan bu nedenle ve temyiz dilekçelerinde taraflarca ileri sürülen diğer iddialar da kararın bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmediğinden, temyiz istemlerinin reddine; kararın onanmasına 13.3.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.

BŞ/ŞGK
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı