Danıştay Dördüncü Daire
Şüpheli alacak vasfında olan bir alacağın değersiz alacak yazılmasına olanak yoktur. Hangi tür alacakların değersiz alacak yazılacağı Vergi Usul Kanunu'nun 322. maddesi hükmünde belirtilmiştir. Davalının muhtelif şahıstan 34.900 lira tutarındaki alacağı için icraya başvurduğu ve icra takiplerim ise borçluların belirtilen adreslerde bulunmamaları nedeniyle kaldığı dava dosyasında bulunan belgelerin incelenmesinden anlaşılmakta ve bu haliyle de anılan alacakların değersiz alacak vasfında kabulü mümkün bulunmamaktadır. Her ne kadar 213 sayılı Kanun'un 323. maddesinde dava ve icra safhasında bulunan alacakların şüpheli alacak oldukları belirtilmiş ise de bu hal söz konusu alacağın gider olarak yazılmasını gerektirmez. Zira bir alacağın şüpheli alacak olarak zarar hesabına nakli, ancak pasifte karşılık ayrılmasıyla mümkündür. idarenin yükümlülere ait muhasebe kayıtları üzerinde düzeltme yapma olanağı bulunmadığına göre, şüpheli alacak vasfına haiz bir alacağın değersiz alacak gibi kayıtlarda gösterilmesi suretiyle muhasebeleştirilmesi mümkün değildir. Ancak, inceleme raporunda 34.900 liralık alacağın mükellef tarafından karzarar hesabinin . zimmetine veresiye satışlar hesabinin matlubuna yazılmak suretiyle zarar kaydedildiği ve karzarar hesabında ise bu meblağın şüpheli alacak olarak gösterildiği belirtilmiş olduğuna göre yapılan bu kayıt şeklinin anılan alacakların şüpheli alacaklar gibi muhasebe kayıtlarında takibin! mümkün kılıp kılmadığının araştırılması gerekir. Davanın bu nedenlerle kabulü ile Temyiz Komisyonu ikinci Dairesi kararının yukarıda belirtilen esas dahilinde yapılacak inceleme sonucuna göre yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına oybirliğiyle karar verildi.