GERÇEĞİ YANSITMADIĞI VE GİDER YAZILAMAYACAĞI KABUL EDİLEN FATURALARDA YER ALAN NAKLİYE, HAFRİYAT VE YÜKLEME GİDERLERİ YAPILMAKSIZIN İNŞAATIN TAMAMLANIP TAMAMLANAMAYACAĞI SAPTANMAKSIZIN VE BU HUSUSTA BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ YAPILMADAN DAVANIN REDDİNDE HUKUKA UYGUNLUK GÖRÜLMEDİĞİ HK.
Temyiz Eden : ...
Karşı Taraf : Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti : Davacı adına, 1992 yılına ilişkin olarak düzenlenen vergi inceleme raporuna dayanılarak adi ortaklıktaki payı oranında kaçakçılık cezalı gelir vergisi salınmış ve fon payı hesaplanmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen ... Vergi Mahkemesi ... günlü ve ... sayılı kararıyla davayı reddetmiştir.
Yükümlünün temyiz istemini inceleyen Danıştay Üçüncü Dairesi 3.2.2000 günlü ve E:1998/1094, K:2000/391 sayılı kararıyla; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 20 nci maddesi uyarınca idari yargı yerlerinin maddi olayı belirleme bakımından her türlü inceleme ve araştırmayı yapabilecekleri gibi gerekli olduğu halde bilirkişi incelemesi de yaptırabilecekleri, 1992 yılı defter ve belgeleri incelenen adi ortaklığı yasal defterlerine gider olarak kaydettiği ..., ... ve ...'den alınan faturaların içeriği itibariyle sahte ve yanıltıcı olduğunun yapılan incelemelerle saptandığı görüşüyle gider kaydının kabul edilmemesi suretiyle inşaat ve taahhüt işlerinde hasılatın %20 sinin kar olacağı yolundaki Danıştay İçtihatlarından hareketle davacı adına ortaklıktaki hissesi oranında dönem kazancının takdir edildiğinin anlaşıldığı, gerçek gelirin vergilendirilmesi ilkesi gereğince adi ortaklığın bazı şirketlere hafriyat, dolgu, stabilize iş taahhüdünde bulunduğu ve hakediş raporları karşılığında istihkak aldığı, dolayısıyla beyan edilen hasılatı elde etmek için zorunlu olarak gider yaptığı açık olduğundan yapılması zorunlu bulunan bu giderlerin tespiti açısından vergi mahkemesince ortaklığın defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği, yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucu mahkemece de kabul edilebilecek bir matrah farkının bulunması halinde vergi aslı üzerinden hesaplanacak olan fon payına kusur cezası uygulanabileceğinin de gözönünde bulundurulması gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan ... Vergi Mahkemesi ... günlü ve E:2000/437, K:2000/440 sayılı kararıyla; adi ortaklık adına ortaklardan ... 'ın, faturaları düzenleyen kişileri tanımadığını, anılan faturaların sahte olup olmadığını bilmediğini ve araştırmadığını ifade ettiği, bu beyanın, yapılan işin iktisadi, ticari ve teknik icaplara uygun olmayan gayri samimi ve kendi içinde çelişkili olup, söz konusu faturaların gerçek işlemler karşılığında alındığını kanıtlamaktan uzak olduğu, dolayısıyla ihticaca salih olmadığı mahkemelerince de kabul edilen defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasının düşünülemeyeceği, öte yandan aynı nedenlerden dolayı adi ortaklık adına yapılan katma değer vergisi tarhiyatına karşı açılan davanın reddi yolunda mahkemelerince verilen karara karşı yapılan temyiz başvurusunun Danıştay Dokuzuncu Dairesince reddedildiği gerekçesiyle kararında direnmiştir.
Direnme kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiş ve tarhiyatın varsayıma dayalı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Tetkik Hakimi Ali ALPAN'ın Düşüncesi : Olayda, davacı şirketin yapımını üstlendiği inşaatlarda yapılan harcamaların gerçekleştiği ihtilafsız olup, inceleme elemanı tarafından inşaat maliyetleri ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmadan elde edilen gelirin %20 sinin safi kazanç olarak kabulü suretiyle varsayıma dayalı tarhiyatta ve bu tarhiyatın kaldırılması istemiyle açılan davanın reddinde yasaya uyarlık görülmediğinden temyiz isteminin kabulü ile mahkeme ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı Ülkü ERBÜK'ün DÜşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49.maddesinin 1.fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile Vergi Mahkemesi ısrar kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
1992 yılında gerçek bir emtia hareketine dayanmadığı saptanan faturaları gider kaydederek dönem kazancını azalttığından bahisle, ilgili yılda tamamlanan inşaatlara ilişkin hakedişlerinden bulunan hasılatın %20 sinin dönem kazancı olarak resen takdiri suretiyle davacı adına adi ortaklıktaki payı oranında salınan kaçakçılık cezalı gelir vergisine karşı açılan davayı reddeden vergi mahkemesi ısrar kararı yükümlü tarafından temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesinin B bendinde belirtildiği üzere vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır. 2577 sayılı Yasanın 1 inci fıkrasında, Danıştay ile idare ve vergi mahkemelerinin bakmakta oldukları davalara ait her çeşit incelemeleri kendiliklerinden yapacakları kurala bağlanmakla benimsenen İdari Yargılama Usulü Hukukundaki resen araştırma ilkesi gereğince idari yargı yerleri, vergiyi doğuran olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetini araştırmak ve hukuki çözüme varmak yönünden tam bir yetkiye sahiptir. Maddi olayı belirlemek için bilirkişi incelemesi de yaptırabilirler.
Olayda inceleme elemanınca eleştiri konusu yapılan faturalar üç kişi tarafından nakliye, hafriyat, yükleme faaliyetleriyle ilgili olarak düzenlenmiştir.Sözü edilen faturaların, adi ortaklığın 1992 yılı taahhüt işinde kullanıldığı ve gider kayıtları arasında yer aldığı anlaşılmaktadır.
Bazı şirketlere hafriyat, dolgu ve stabilize işi taahhüdünde bulunan adi ortaklığın beyan ettiği hasılatı elde etmek için bazı giderleri bulunması tabii olup, gerçek gelirin vergilendirilmesi ilkesi gereğince söz konusu giderlerin tutarının tespiti için mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu konuda herhangi bir inceleme yaptırılmadan, gider belgelerinin içeriği itibarıyla yanıltıcı olduğundan bahisle tarhiyata karşı açılan davanın reddinde hukuka uygunluk bulunmamıştır.
Bu nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, ... Vergi Mahkemesinin ... günlü ve ... sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri yönünden hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 9.2.2001 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
X - K A R Ş I O Y
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar ısrar kararının bozulmasını sağlayacak durumda görülmediğinden temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.
BŞ/ÖEK
|