Dairesi
6183 SAYILI KANUNUN 52.MADDESİNDE YER ALAN HÜKMÜN İFLAS HALİNDE
Karar No
651
Esas No
1657
Karar Tarihi
01-03-1994
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
ÜÇÜNCÜ DAİRE
1994
651
1993
1657
01/03/1994
 
KARAR METNİ

6183 SAYILI KANUNUN 52.MADDESİNDE YER ALAN HÜKMÜN İFLAS HALİNDE İFLA-
SIN AÇILDIĞI TARİHTEN ÖNCE TAHAKKUK ETMİŞ VERGİLER İÇİN GECİKME ZAMMI
UYGULANAMAYACAĞI ŞEKLİNDE YORUMLANMASI GEREKTİĞİ HK.

1983 yılında iflasına karar verilen davacı şirket tarafından ihtirazi
kayıtla verilen 1988 tasfiye ara dönemine ait kurumlar vergsi beyanna-
mesi üzerinden tahakkuk ettirilen vergilerin kanuni süresinde ödenmeme
si nedeniyle hesaplanıp vergi aslına dönüştürülen gecikme zammının tah
sili amacıyla düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davayı;
uyuşmazlığın, iflasına karar verilen şirketten gecikme zammı istenip
istenemiyeceğine ilişkin olduğu, iflas halindeki şirketçe verilen tas-
fiye dönemi ara beyannamelerine göre vergi tahakkuk ettirilmesinde ya-
saya aykırılık bulunmadığı, bu vergiler nedeniyle hesaplanan gecikme
zamlarının ne şekilde alınacağının 6183 sayılı Kanunun 51,52 ve 53.mad
delerinde düzenlendiği, 52.maddenin ilk fıkrasında gecikme zammının uy
gulama süresinin, kamu alacağının tecilinde tecilin yapıldığı, iflas
halinde iflasın açıldığı tarihe kadar olan süre olduğunun açıklandığı
buna göre, iflas kararında önce tahakkuk etmiş bir verginin kısmen ve-
ya tamamen ödenmemesi nedeniyle doğacak gecikme zammının, iflas kararı
nın verildiği güne kadar hesaplanabileceği, söz konusu maddede, ifla-
sın davam ettiği süre içinde, ara dönemler için tahakkuk edecek vergi-
lerle ilgili açık bir ifade yok ise de, maddenin yazılış tarzından, if
las devam ettiği sürece bu zammın işlemiyeceği, ara dönemler içinde bu
şekilde işlem yapılacağının anlaşıldığı, bu nedenle iflas hali sürmek-
te iken 1988 tasfiye ara dönemi için tahakkuk ettirilen vergiye gecik-
me zammı tahakkuk ettirilmesinde anılan madde hükmünün özüne, amacına
dalayısıyla yasaya uyarlık görülmediği gerekçesiyle kabul ederek ödeme
emrinin iptaline karar veren Denizli Vergi Mahkemesinin 28.8.1991 gün
ve K:1991/541 sayılı kararını onayan Danıştay Üçüncü Dairesinin
11.3.1993 gün ve 1992/1179 sayılı kararının; 6183 sayılı kanunun 52.
maddesine göre iflas kararının verildiği tarihe kadar olan kesinleşmiş
vergi borçları için iflas kararının alındığı tarihten sonra gecikme
zammı hesaplanmayacağı, madde hükmünün iflas kararının verildiği tarih
ten sonra verilen beyannamelere dayanılarak tahakkuk ettirilen amme
alacağına uygulanma imkanının bulunmadığı ileri sürülerek düzeltilmesi
istemidir.

Kararın düzeltilmesi istemi, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu-
nun 54.maddesinin 1/C bendi hükmüne uygun bulunduğundan düzeltme iste-
ğinin kabulü ile Danıştay Üçüncü Dairesinin 11.3.1993 gün ve
E:1992/1272, K:1992/1179 sayılı kararı ortadan kaldırıldıktan sonra
dosya yeniden incelendi.

Uyuşmazlık, iflas idaresi tarafından verilen tasfiye ara dönemine ait
kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde tahakkuk ettirilen vergilerin ka
nuni süresinde ödenmemesi nedeniyle gecikme zammı hesaplanıp hesaplana
mayacağına ilişkin bulunmaktadır.

Tasfiye, tüzel kişiliği haiz ticaret şirketlerinin fesih veya infisah
veya iflası üzerine şirket mevcutlarının, alacaklarının ve borçlarının
tayin ve tesbiti ile alacakların tahsil edilmesi, mevcutların nakde
çevrilmesi ve borçların tediyesi, geri kalanın da kanun ve anasözleşme
hükümlerine göre şirket ortaklarına dağtılmasını sağlayan muameleler
topluluğudur. Bu tanıma göre iflasının açılmasına karar verilen bir tü
zel kişilik tasfiye haline girmektedir.

Tasfiye haline giren bir şirket hakkında uygulanacak hükümler 5422 sa-
yılı Kurumlar Vergisi Kanununun 30 ila 35.maddelerinde yer almaktadır.
Tasfiye dönemini düzenleyen 30.maddede, her ne sebeple olursa olsun,
tasfiye haline giren kurumların vergilendirilmesinde hesap dönemi yeri
ne tasfiye döneminin kaim olacağı, tasfiye döneminin kurumun tasfiye
haline girdiği tarihten başlayacağı ve bu tarihten aynı takvim yılı so
nuna kadar olan dönem ile bu dönemden sonraki her takvim yılının müsta
kil bir tasfiye dönemi sayılacağı, tasfiyenin nihayet bulduğu, dönemin
sonunda tasfiye kar ve zararının kati olarak tesbit edileceği ve evvel
ce verilmiş olan tasfiye beyannamelerinin bu neticeye göre ıslah edile
ceği, tasfiye zararla kapanırsa, evvelce verilmiş tasfiye beyannamele-
rine müsteniden tahsil edilmiş vergilerin iade edileceği, tasfiye me-
murlarının sorumluluğunu düzenleyen 34.maddede ise tasfiye memurları-
nın kurumun tahakkuk etmiş vergileri ile tasfiye beyannamelerine göre
hesaplanan vergileri ödemeden veyahut bu vergilerle diğer itirazlı tar
hiyat için karşılık ayırmadan, İcra ve İflas Kanununun 206.maddesinin
6.sırasında yazılı alacaklılara ödeme ve ortaklara paylaştırma yapıla-
mayacağı, aksi takdirde bu vergilerin asıl ve zamlarından ve vergi ce-
zalarından şahsen ve müteselsilen sorumlu olacakları, vergi aslı ve
zamlarının kendisine paylaştırma yapılan ortaklardan da aranabileceği,
ortaklardan tahsil edilmiş olan vergi asılları için ayrıca tasfiye me-
murlarına müracaat edilemeyeceği, tasafiye memurlarının, bu madde gere
ğince ödedikleri vergilerini asıllarından dolayı, tasfiyeden hisse
alan ortaklara, paylaştırma yapılmışsa veya ortakların tasfiye payları
vergileri karşılamaya yetmezse alacaklarının tamamen veya kısmen tah-
sil eden alacaklılara rücu edebilecekleri hükme bağlanmış olup aynı
yönde bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunun 33.maddesinde de yer almış-
tır. Bu maddelere göre tasfiye memurlarına vergi aslı bakımından rücu
imkanı tanınmışken, zam ve cezalar için böyle bir olanak bulunmamakta-
dır.

Öte yandan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'
un 52.maddesinde, gecikme zammının tatbik müddetinin, amme alacağının
tecilinde tecilin yapıldığı, iflas halinde iflasın açıldığı, aciz ha-
linde bu durumun sabit olduğu güne kadar olan müddet olduğu hükme bağ-
lanmıştır. Madde hükmüne göre iflasın açıldığı tarihten önce tahakkuk
etmiş bir verginin kısmen veya tamamen ödenmemesi nedeniyle doğacak ge
cikme zammı, iflasın açıldığı güne kadar hesaplanabilecektir. Ancak
söz konusu maddede iflasın devam ettiği süre içinde, tasfiye dönemleri
için tahakkuk edecek vergilerle ilgili açık bir ifade yer almamakla
birlikte, yukarıda yer alan madde hükümlerinin birlikte değerlendiril-
mesinden, iflasın açılması ile iflas eden hükmi şahsın bütün malvarlı-
ğı ve alacakları üzerindeki tasarruf yetkisinin iflas idaresine geçti-
ği, iflas idaresinin alacakları tahsil ve borçları ödeme suretiyle tas
fiyeyi gerçekleştireceği, bunu yaparken de masanın menfaatlerini gözet
mek zorunda olduğu, iflas eden şirketin tahakkuk etmiş vergileri ile
tasfiye beyannamelerine göre hesaplanan vergileri ödemek veya bu vergi
lerle diğer itirazlı tarhiyat için karşılık ayırmak durumunda bulundu-
ğu, aksi takdirde bu vergilerin asıl ve zamlarından ve vergi cezaların
dan şahsen ve müteselsilen sorumlu olacağı, tasfiye memurunun tahakkuk
etmiş vergileri ödemesi durumunda bunun asıl borçluya rücu edebilece-
ği, kendi kusurundan dolayı ödenmeyen vergiye bağlı olarak doğacak zam
ve cezalardan dolayı sorumluluğu olduğundan rücu edemeyeceği, bu iti-
barla 6183 sayılı Kanunun 52.maddesinde yer alan hükmün iflasın açılma
sına karar verildiği tarihten önce tahakkuk etmiş vergi borçları için
uygulanacağı sonucuna varıldığından, kesilen gecikme zammında ve bunun
vergi aslına dönüştürülmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Vergi Dairesi Müdürlüğünün temyiz isteminin kabu
lü ile Vergi Mahkemesi kararının bozulmasına karar verildi.



ŞT/ES
 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı