|
Dairesi
HAKSIZ KATMA DEĞER VERGİSİ İADESİ BEYAN EDİLEREK ALINDIĞININ TESPİTİ HALİNDE, BU DURUMA GÖRE YENİDEN DÜZENLENEN KATMA DEĞER VERGİSİ BEYANLARI SONUCUNDA ÖDENMESİ GEREKEN VERGİ ÇIKMASI HALİNDE, BU VERGİNİN RE'SEN TARH EDİLDİĞİNİN KABULÜ GEREKTİĞİ; SÖZ KONUSU VERGİNİN UZLAŞILARAK ÖDENMESİ HALİNDE, VERG
|
|
Karar No
640
|
|
Esas No
1851
|
|
Karar Tarihi
09-03-2004
|
|
|
Dairesi
|
Karar Yılı
|
Karar No
|
Esas Yılı
|
Esas No
|
Karar Tarihi
|
YEDİNCİ DAİRE
|
2004
|
640
|
2001
|
1851
|
09/03/2004
|
|
KARAR METNİ
|
HAKSIZ KATMA DEĞER VERGİSİ İADESİ BEYAN EDİLEREK ALINDIĞININ TESPİTİ HALİNDE, BU DURUMA GÖRE YENİDEN DÜZENLENEN KATMA DEĞER VERGİSİ BEYANLARI SONUCUNDA ÖDENMESİ GEREKEN VERGİ ÇIKMASI HALİNDE, BU VERGİNİN RE'SEN TARH EDİLDİĞİNİN KABULÜ GEREKTİĞİ; SÖZ KONUSU VERGİNİN UZLAŞILARAK ÖDENMESİ HALİNDE, VERGİ USUL KANUNUNUN 112'NCİ MADDESİ UYARINCA GECİKME FAİZİ ALINACAĞI HK.
Temyiz İsteminde Bulunan Taraflar: 1-... Şeker Fabrikası Anonim Şirketi
Vekili : Av. ...
2-Çinili Vergi Dairesi Müdürlüğü KÜTAHYA
İstemin Özeti : Uzlaşılan vergilerin, kendi kanunlarında belirtilen normal vade tarihinden uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar geçen süre için hesaplanan ve mahsuben tahsil edilen gecikme faizinin, hesaplanacak yasal faizi ile iadesi istemiyle açılan davada; gecikme faizinin, ikmalen, re'sen veya idarece tarh olunan ve hakkında uzlaşmaya varılan vergilere uygulanabileceği; olayda, ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilmiş vergi bulunmaması sebebiyle, gecikme faizi hesaplanamayacağı; bu nedenle, gecikme faizinin 38.784.420.000.- liralık kısmında yasal uyarlık bulunmadığı; düzeltme fişi ile terkin edilen 1.409.880.000.- liralık kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığı; faiz isteminin ise, yasal koşulların bulunmaması nedeniyle yerinde olmadığı gerekçesiyle, işlemin, 38.784.420.000.- lira gecikme faizine ilişkin kısmının iptali; davanın, anılan tutarı aşan kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığı; faiz istemine ilişkin kısmının ise, reddi yolundaki Eskişehir İkinci Vergi Mahkemesinin 17.1.2001 gün ve E:2000/261; K:2001/7 sayılı kararının redde ilişkin hüküm fıkrasının; gecikme faizi mahsuben ödendiğinden faize de hükmedilmesi gerektiği ileri sürülerek davacı Kurum tarafından; iptale ilişkin hüküm fıkrasının, gecikme faizi hesaplanmasının yerinde olduğu ileri sürülerek Vergi Dairesi Müdürlüğünce bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Davalı idare tarafından istemin reddi gerektiği savunulmuş, davacı Kurum tarafından savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Abidin İldeş'in Düşüncesi: Dosyanın incelenmesinden; yapılan incelemeler sonucu haksız iadesine sebebiyet verildiği tespit edilerek re'sen tarh edilen ve uzlaşmaya varılan vergiler için, verginin normal vade tarihinden uzlaşma tutanağının düzenlendiği tarihe kadar geçen süre için davacı Kurum adına hesaplanan ve mahsubun ödenen gecikme faizinin iadesi istemiyle açılan davada; Mahkemece, olayda, ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilmiş vergi bulunmadığı gerekçesiyle gecikme faizinin 38.784.420.000.- liralık kısmının iadesine, davanın faiz talebine ilişkin kısmının ise reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Olayda, yapılan incelemeler sonucu, katma değer vergisi beyannamelerinin gerçek durumu yansıtmadığının tespiti üzerine yapılan tarhiyat, 213 sayılı Kanunun 30'uncu maddesinin 6'ncı bendi uyarınca re'sen tarh edilmiş sayılacağından, olayı hatalı nitelendiren mahkeme kararının temyize konu hüküm fıkralarının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Mukaddes Aras'ın Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; 18.11.1998 gününde tarhiyat sonrası uzlaşmaya varılarak ödenen vergiler için, normal vade tarihinden uzlaşma tutanağının imzalandığı tarihe kadar geçen süre için, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 112'nci maddesi uyarınca, gecikme faizi hesaplanmasına dair 12.5.2000 gün ve 3132 sayılı işlemin; uzlaşmaya varılması üzerine vergi asılları ile birlikte gecikme faizi de ödendiği, aradan geçen iki yıldan sonra, vergilerin nev'i de değiştirilerek, yeniden gecikme faizi istenilmesinin kanuna aykırı olduğu iddiasıyla, iptali için açılan davada, Vergi Mahkemesince, olayda, ikmalen, re'sen veya idarece tarh edilmiş vergi bulunmadığından gecikme faizi hesaplanamayacağı; faiz isteminin ise, yasal koşulların bulunmaması nedeniyle yerinde olmadığı gerekçesiyle temyize konu hüküm fıkralarının verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda sözü edilen 213 sayılı Kanunun Dördüncü Kitabının Üçüncü Kısmının, "Uzlaşma" başlıklı, Üçüncü Bölümünde yer alan Ek 1'inci maddenin olay tarihinde yürürlükte olan şeklinde; tarhiyat sonrası uzlaşma müessesesinin işletilebilmesi için, ortada, ikmalen, re'sen veya idarece yapılmış bir vergi tarhının bulunması, ön koşul olarak kabul edilmiştir. Olayda da, yapılan vergi incelemesinde, toplam maliyet içerisindeki katma değer vergili ve vergisiz ham madde girdilerinin oranlarının hatalı olduğunun tespiti ve buna göre hesaplanan katma değer vergisi iade tutarının, mahsup suretiyle kullanılana nazaran az olduğunun anlaşılması üzerine, düzenlenen inceleme raporlarına dayanılarak, davacı Şirket hakkında tarhiyatlar yapılmış; tarh edilen vergiler de, yukarıda açıklanan Ek 1'inci madde uyarınca uzlaşılarak ödenmiştir. Görüldüğü üzere; davacı Şirket hakkında açıklanan şekilde yapılan katma değer vergisi tarhiyatlarının dayanağı, iade haklarının doğduğu vergilendirme dönemlerinde verilen katma değer vergisi beyannamelerinin, verginin matrahı yönünden gerçek durumu yansıtmamasıdır. Bu şekilde hesaplanan vergi matrahı, Vergi Usul Kanununun 30'uncu maddesinin ikinci fıkrasının 6'ncı bendi uyarınca re'sen takdir edilmiş sayılacağından, yapılacak tarhiyatın yöntemi de re'sendir. Tarh edilen vergilerin tarhiyat sonrası uzlaşma başvurusuna konu edilerek, uzlaşmaya varılması sonucu ödenmiş olması da, bunun kanıtıdır. Dolayısıyla; vergi mahkemesi kararının gecikme faizine ilişkin hüküm fıkrası, maddi olayın ve hukuki durumun hatalı nitelendirilmesine dayalıdır.
Bu nedenle, Vergi Dairesi Müdürlüğünün temyiz isteminin kabulü ile vergi mahkemesi kararının anılan hüküm fıkrasının, davacı Şirketin iddiaları doğrultusunda yapılacak yargılama sonucuna göre yeniden verilmek üzere, bozulmasına; bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, davacı Kurumun temyiz isteminin ise, dayanağı bulunmadığından reddine, 20.600.000.- (Yirmimilyonaltıyüz) lira maktu karar harcının, temyiz eden davacıdan alınmasına, 9.3.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.
YÖ/ÖEK
|
|
|