UYUŞMAZLIK HAKKINDA, TAKDİR DOSYASI GETİRTİLEREK KARAR VERİLMESİ GEREKTİĞİ HK.
Temyiz İsteminde Bulunan: Ulusite Vergi Dairesi Müdürlüğü ANKARA
Karşı Taraf : Tasfiye Halinde ... Turizm İnşaat Ağaç
Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
İstemin Özeti : 1998/Ocak-Aralık dönemlerine ait katma değer vergisi beyannamelerinin verilmemesi nedeniyle, takdir komisyonu kararlarına dayanılarak davacı Şirket adına re'sen katma değer vergileri salınması ve ağır kusur cezaları kesilmesine ilişkin işlemlerin iptali istemiyle açılan davada; 1998/Mayıs dönemine ait ağır kusur cezasının, idarece, düzeltme yoluyla kaldırılan kısmı için karar verilmesine yer olmadığı; 1998/Ocak-Aralık dönemleri için salınan katma değer vergileri ile kesilen ağır kusur cezalarının ise; olayda, beyannamelerin verilmemesi nedeniyle takdire gidilmesinin yerinde olduğu, ancak, Şirketin 1996 yılından itibaren gayrifaal olduğu, işyeri adresinde başka bir firmanın faaliyet gösterdiği, uyuşmazlık döneminde faaliyeti olduğu yolunda idarece yapılmış bir tespit de bulunmadığı anlaşıldığından, takdir komisyonu kararının dayanağının olmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle iptal eden Ankara Üçüncü Vergi Mahkemesinin 5.6.2001 gün ve E:2000/881; K:2001/463 sayılı kararının iptale ilişkin hüküm fıkrasının; katma değer vergisi beyannamelerini vermeyen davacı adına tesis edilen işlemin yerinde olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Tetkik Hakimi Ayşegül Şahin'in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı Emel Cengiz'in Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49'uncu maddesinin 1'inci fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp vergi mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Temyiz başvurusu; katma değer vergisi beyannamelerini vermeyen davacı Şirket adına takdir komisyonu kararlarına dayanılarak tesis edilen tarh ve ceza kesme işlemlerini iptal eden mahkeme kararının bozulması istemine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden; kuruluşu 18.4.1995 tarihinde tescil edilen ve vergi dairesinde mükellefiyet tesis ettiren davacı Şirketin, 1998/Ocak-Aralık dönemlerine ait katma değer vergisi beyannamelerini vermemesi nedeniyle, takdir komisyonunca takdir edilen matrahlar üzerinden dava konusu tarh ve ceza kesme işlemlerinin tesis edildiği anlaşılmıştır.
213 sayılı vergi Usul Kanununun 3'üncü maddesinin (B) bendinde; vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı; iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden tarafa ait olduğu hükme bağlanmıştır.
Asıl olan, vergi mükellefiyeti tesis ettiren davacı Şirketin, işi terk ettiği tarihe kadar amacına uygun faaliyette bulunmasıdır. Ticari icaplara ve normal ve mutad olana uygun olan bu durumun aksinin, bunu iddia eden tarafından kanıtlanması da, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 3'üncü maddesinin (B) bendinin son fıkrasında yer alan düzenlemenin gereğidir. Oysa; davacı Şirket tarafından, işyeri adresinin başka bir şirketçe kullanıldığı ileri sürülmekle beraber, ilgili dönemlerde ticari faaliyette bulunulmadığı yönünde getirilmiş herhangi bir kanıt dosyada mevcut olmadığından, davacı Şirketin faaliyette bulunduğunun kabulu gerekmektedir.
Öte Yandan; Takdir komisyonu kararında, katma değer vergisi beyannamelerinin verilmemesi nedeniyle, davacının incelenen dosyasından edinilen bilgilerle, emsallerinden edinilen bilgilerin ve ayrıca matrah takdirine etkin olabilecek sair hususların oluşturduğu kanaate göre matrah takdir edildiği yazılı bulunmaktadır. Kararda yapılan bu açıklamalara göre, takdir kararının kimi araştırma sonuçlarına ve verilere dayalı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu bilgi ve verilerin takdire dayanak alınıp alınamayacağının bilinmesi ise, ancak takdir dosyasının getirtilip incelenmesiyle olanaklıdır. Oysa, davada bu yapılmış değildir.
Bu bakımdan; dava hakkında, takdir dosyası getirtilerek, matrah takdirine esas alınan verilerin, hukuka ve gerçeğe uygunluğu dikkate alınmak suretiyle araştırılmasından sonra karar verilmesi gerekirken, kanıt yükü tersine çevrilmek suretiyle ve noksan incelemeyle verilen temyize konu kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne, mahkeme kararının bozulmasına; bozma kararı üzerine Mahkemece yeniden verilecek kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm tesisine gerek bulunmadığına, 8.3.2004 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
AYRIŞIK OY
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, temyiz konu vergi mahkemesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile sözü geçen kararın onanması gerektiği görüşüyle, aksi yönde verilen karara katılmıyoruz.
BŞ/ÖEK
|