YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERİN İHBARNAME DÜZENLENMEDEN DOĞRUDAN ÖDEME EM-
RİYLE TAKİBE ALINAMAYACAKLARI HK.
Yeminli mali müşavir olan davacının, işlemlerini yürüttüğü ... Dış Ti-
caret Limited Şirketi hakkında düzenlediği tasdik raporuyla ihracatta
haksız katma değer vergisi iadesi alınmasına neden olduğu görüşüyle,
haksız iade alan şirket adına yapılan cezalı tarhiyat tutarında vergi
ve cezanın, 3568 sayılı Kanun'un 12 inci maddesinde öngörülen mütesel-
sil sorumluluk esasına göre tahsili amacıyla davacı adına ödeme emri
düzenlenmiştir. ... Vergi Mahkemesinin ... gün ve 1997/750 sayılı ka-
rarıyla; 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik Serbest Muhasebeci ve Mali
Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun 12. maddesinde, ye-
minli mali müşavirlerin yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumlu ol-
dukları, tasdikin doğru olmaması halinde tasdikin kapsamı ile sınırlı
olmak üzere ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilen cezalardan, mükel-
lefle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlulukları bulunduğunun
hükme bağlandığı, anılan Kanun hükmünün verdiği yetkiye dayanılarak
yürürlüğe konulan Yeminli Mali Müşavirlerin Tasdik Edecekleri Belge-
ler, Tasdik Konuları, Tasdike ilişkin Usul ve Esaslar hakkında Yönet-
meliğin 20. maddesinde de, tasdik konusu ile ilgili olarak Bakanlıkça
yayımlanan tebliğlerle belirlenen hususların, tasdik kapsamı içinde
mutlaka araştırmayı ve incelemeyi gerektiğinin açıklandığı, yine aynı
Kanun hükmü uyarınca sorumluluğun yerine getirilmesi bakımından Borç-
lar Kanunu'nun "Tam Teselsül" hükümleri uygulanacağından, idarenin a-
lacağın tahsili için sorumlulardan yalnız birisine başvurabileceği, bu
durumda, tasdik raporuyla haksız yere vergi iadesine neden olduğunun
vergi inceleme raporu ile saptanması üzerine, ziyaa uğratılan vergi ve
cezanın tahsili amacıyla müşterek ve müsteselsil sorumlu sıfatıyla da-
vacı adına düzenlenen ödeme emrinde yasal isabetsizlik görülmediği ge-
rekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafın-
dan, müvekkili adına tarh ve tahakkuk işlemi yapılmadan ödeme emri dü-
zenlenemeyeceği, tasdik raporunun usul ve yasaya uygun olduğu ileri
sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 22. maddesinde, tahakkukun,
tarh ve tebliğ edilen bir verginin ödenmesi gereken bir safhaya gelme-
si şeklinde tanımlandığı, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun'un 55. maddesinde de, amme alacağını vadesinde ödeme-
yenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bu-
lunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı belirtilmiş-
tir.
Yukarda yer alan Kanun hükümlerinin birlikte değerlendirilme-
sinden, ödeme emri düzenlenebilmesi için amme alacağının ödenmesi ge-
reken bir safhaya, diğer bir ifadeyle tahsil edilebilir bir aşamaya
gelmiş olması gerektiği, bununda alacağın tarh ve tebliğ aşamalarından
geçirilerek tahakkukunun sağlanmasıyla gerçekleşebileceği anlaşılmak-
tadır.
Olayda ise, düzenlediği tasdik raporuyla haksız yere katma de-
ğer vergisi iadesine sebep olduğu belirtilerek, haksız iadeden yarar-
lanan şirket adına yapılan cezalı tarhiyat tutarında vergi ve ceza,
yeminli mali müşavir olan davacı adına tarh ve tebliğ edilmeden, doğ-
rudan doğruya ödeme emri ile tahsil edilmek istenmiştir.
Diğer taraftan, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Mu-
hasebeci ve Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu'nun ye-
minli mali müşavirlerin yaptıkları tasdikin doğruluğundan sorumlu ol-
duklarını hükme bağlayan 12. maddesinde, haksız iadeye konu verginin
6183 sayılı Yasa uyarınca doğrudan doğruya ödeme emri ile takibe alı-
nacağından bahsedilmediği gibi, müşterek ve müteselsil sorumluluğun
hukuki mahiyeti gereği, müteselsil sorumlu olan davacının borcununda
iadeden yararlanan asıl borçlunun (mükellefin) tabi olduğu usule gö-
re takibi gerekir. Bu usulün de söz konusu verginin öncelikle tarh ve
tebliğ aşamalarından geçirilmesi olduğu açıktır. Zira müteselsil so-
rumlu olanın, asıl borçlu tarafından ileri sürülebilecek iddia ve sa-
vunmaları idareye karşı ileri sürebilmesi de, verginin tarh ve tebliğ
edilmesine bağlıdır. Ancak bu şekilde, yeminli mali müşavirlerin yargı
mercileri önünde iddia ve savunma haklarını kullanmalarına olarak sağ-
lanmış olur.
Bu durumda, yeminli mali müşavir olan davacı adına ihbarname
düzenlenmeden, doğrudan ödeme emri düzenlenmesinde isabet bulunmamak-
tadır.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, ... Vergi Mah-
kemesinin ... gün ve 1997/750 sayılı kararının bozulmasına karar ve-
rildi.
(MT/ES)
|