Dairesi
TİCARET BORSASI ALIM-SATIM BEYANNAMELERİ SEVK İRSALİYELERİ, KANTAR
Karar No
5815
Esas No
3774
Karar Tarihi
14-12-1993
 
Dairesi
Karar Yılı
Karar No
Esas Yılı
Esas No
Karar Tarihi
YEDİNCİ DAİRE
1993
5815
1991
3774
14/12/1993
 
KARAR METNİ

TİCARET BORSASI ALIM-SATIM BEYANNAMELERİ SEVK İRSALİYELERİ, KANTAR TAR
TI PUSULALARI VE MAL BEDELİNİN ÖDENDİĞİNİN KANITI OLARAK GÖSTERİLEN
ÇEKLERİN ALIM-SATIMIN GERÇEK OLDUĞU YÖNÜNDEN YÜKÜMLÜ LEHİNE YETERLİ DE
LİL SAYILAMAYACAĞI HK.

1986 yılı Ekim dönemi için inceleme raporuna dayanılarak yükümlü şir-
ket adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisi ve dahili tev-
kifatı; müstahsilden alınan kütlü pamuklar için İbiş Altunatmaz, Meh-
met Kocager, İzzet Akkuş, Celal Sezer ve Mustafa Çalarsoy'dan temin
edilen sahte faturalar kullanılarak, bu faturalarda gösterilen katma
değer vergilerinin haksız olarak indirim konusu edildiğinden bahisle
cezalı tarhiyat yapılmış ise de; 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanu-
nunun "Vergi indirimi" başlıklı 29.maddesi belirtilerek yükümlülerin
bu madde hükmünden yararlanabilmelerinin ön koşulunun, kendilerine ya-
pılan teslim ve hizmetler dolayısıyla düzenlenen fatura ve benzeri bel
gelerde gösterilen katma değer vergisinin gerçekten ödenmiş olması ol-
duğu, yükümlüye düzenledikleri faturaları kabul edilmeyen İbiş Altunat
maz, Mehmet Kocager, İzzet Akkuş, Celal Sezer ve Mustafa Çalarsoy'dan
yapılan alışlara ilişkin olarak yükümlüce ibraz edilen borsa tescil be
yannameleri, çekler, tartı pusulaları, sevk ve taşıma irsaliyeleri ile
nakliye faturalarından söz konusu alışların gerçek olduğunun anlaşıldı
ğı, kaldı ki bu alımlara ilişkin olarak düzenlenen faturaların 213 sa-
yılı Vergi Usul Kanununun fatura nizamına ilişkin hükümlerine uygun ol
duğu gerekçesiyle kaldıran Adana 1.Vergi Mahkemesinin 15.3.1991 gün ve
1991/579 sayılı kararının; inceleme raporuna dayalı tarhiyatın yerinde
olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 10.maddesinin (a) bendinde
mal teslimi ve hizmet ifası hallerinde, malın teslimi veya hizmetin ya
pılması, vergiyi doğuran olay kapsamında sayılmış, 29.maddesinin (a)
bendinde de, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden
hesaplanan katma değer vergisinden kendilerine yapılan teslim ve hiz-
metler dolayısıyla hesaplanarar düzenlenen fatura ve benzeri vesikalar
da gösterilen katma değer vergisini indirebilecekleri hükme bağlanmış-
tır.

Vergi Usul Kanununun 3.maddesinin (b) bendinde belirtildiği üzere, ver
gilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin ger
çek mahiyeti esastır. Bu kuralın bir gereği olarak, yükümlülerin Katma
Değer Vergisi Kanununun yukarıda sözü edilen 29.maddesinde belirtilen
vergi indiriminden yararlanabilmelerinin ön şartı, kendilerine yapılan
teslim ve hizmetlerle ilgili fatura ve benzeri vesikaların gerçeği yan
sıtması, bir başka anlatımla yükümlü tarafından vergi indirimine konu
teşkil eden mallar için gerçekte katma değer vergisi ödenmiş olması-
dır. Gerçekleşmemiş teslim ve hizmetler dolayısıyla bir vergi ödenmesi
ve bunun sonucu olarak bir vergi indirimi söz konusu edilemeyeceği ci-
hetle, indirimi dayanak teşkil eden faturaların gerçeği yansıtıp yan-
sıtmadığı hususlarının saptanması anlaşmazlığın çözümü bakımından önem
arzetmektedir.

Olayda yükümlü şirketin inceleme döneminde mal satın aldığı İbiş Altun
atmaz, Abdurrahman Oğurlu, Celal Sezer, M.Nuri Çağlı, Müslüm Şahin, Ha
lil Uras, İzzet Akkuş, Selahattin Kaçan, Mehmet Kocager, Mustafa Çalar
soy ve Yusuf Kuzu hakkında yapılan inceleme sonucu; İbiş Altunatmaz ve
Abdurrahman Oğurlu'nun, düzenledikleri tüm faturaların sahte olduğunu
açıkça beyan ve ifade ettikleri; 26.11.1988 tarih ve 19884-14 sayılı
kaçakçılık suçu raporuyla, Yusuf Kuzu'nun 1986 yılı içerisinde kullan-
dığı faturaların sahte olduğu; Celal Sezer'in 1985 yılı Ekim dönemi dı
şında katma değer vergisi beyannamelerini faaliyetsiz olarak verdiği,
31.12.1986 tarihi itibarıyla işini terk ettiği, bilinen adreslerinde
aranmasına rağmen bulunamadığı, Mehmet Nuri Çağlı'nın, 21.3.1986 tari-
hinde işe başlayıp 6.4.1987 tarihinde terk ettiği, işe başlama ve terk
dilekçesinde gösterdiği adreslerde bulunamadığı ve böyle bir adresin
bulunmadığı, 1986 Nisan dönemi dışında hiç beyanname vermediği, Müslüm
Şahin'in belli bir ikametgah adresinin olmadığı, iş yeri olarak; göste
rilen adreste bulunmadığı, beyannamelerini posta ile gönderdiği ve ver
gi borçlarını ödemediği; Halil Uras ve İzzet Akkuş'un işe başlama bil-
dirimi verdikten sonra çeşitli tarihlerde yapılan yoklamalarda bildir-
dikleri iş ve ikametgah adreslerinde bulunamadıkları, çok büyük miktar
larda alış ve satışları görünmesine rağmen stopaj gelir vergisi beyan-
namelerinin boş, katma değer vergisi beyannamelerinin ise çok az mik-
tarda ödenecek vergi içerir şekilde verildiği, 31.12.1987 tarihi itiba
rıyla mükellefiyetlerinin re'sen kapatıldığı; Selahattin Kaçan'ın
1.9.1986 tarihinde işi terk ettiği, işi terkten sonra yükümlüye fatura
düzenlediği, iş yeri adresi olarak gösterdiği adresi hayali olduğu,
alış faturalarında yazılı adresten 1985 yılı Mayıs ayında ayrılıp sık
sık adres değiştirmek suretiyle izini kaybettirdiği, nerede olduğunun
saptanamadığı, Mehmet Kocager'in 23.7.1986 tarihinden 4 milyon lira
sermaye ile işe başladığını, alış ve satışlarını peşin olarak yaptığı-
nı kredi kullanmayıp boucu bulunmadığını, belli bir iş yeri, ardiyesi
ve deposu bulunmadığını ifade ettiği, hem kayıtlarındaki tutarsızlık-
tan hem de satıcı ifadelerinden, alış faturlarının sahte olduğunun an-
laşıldığı, 1986 yılında 863 milyon liralık, 1987 yılında da 844 milyon
liralık ciroya ulaşmış göründüğü, 4 milyon lira sermaye ile bu kadar
ciroya ulaşmasının ekonomik gereklere uymadığı; Mustafa Çalarsoy'un
1985 yılı Eylül ayında 2,5 milyon lira ile işe başlayıp borç ve kredi
kullanmadığını, sabit bir iş yeri ve deposu olmadığını beyan ettiği,
1986 yılında 215 milyon liralık mal almış göründüğü, sermayesine naza-
ran bunun mümkün olmadığı, satıcılar hakkında yapılan incelemelerden
alış faturalarının da sahte olduğu saptanmış bulunmaktadır.

Düzenlenen faturaların, biçim yönünden 213 sayılı Vergi Usul Kanununun
fatura düzenine ilişkin hükümlerine uygun olması, bu faturaların içe-
rik itibarıyla mutlaka gerçeği yansıttığı anlamına gelmez.

Ticaret borsası alım-satım beyannemeleri, sevk irsaliyeleri, kantar
tartı pusulaları ve mal bedelinin ödendiğinin kanıtı olarak gösterilen
çekler de, söz konusu alım-satımların gerçek olduğu yükümlü lehine ye-
terli delil sayılamayacağı gibi, anılan faturaları düzenleyen kişiler-
den İbiş Altunatmaz ile Abdurrahman Uğurlu'nun aleyhlerinde sonuç doğu
racağını bildikleri halde düzenledikleri faturaların sahte olduğunu
açıkçe beyan ve itiraf etmeleri, Celal Sezer, M.Nuri Çağla, Müslüm Şa-
hin, Halil Uras, İzzet Akkuş ve Selahattin Kaçan'ın tüm aramalara rağ-
men iş ve ikametgah adreslerinde bulunamamaları, Mehmet Kocager, Yusuf
Kuzu ve Mustafa Çalarsoy'un belirttikleri sermayeleriyle satmış görün-
dükleri emtialar almalarının ekononik ve ticari icaplara uymaması bu
faturaların gerçeği yansıtmadığının kabulünü zorunlu kılmaktadır.

Bu inceleme ve tespitler karşısında, yükümlü şirketin inceleme dönemin
de anılan 11 kişiden yaptığı alımların gerçeği yansıtmadığı, bu alım-
larla ilgili olarak yapılan katma değer vergisi indirimlerinin yasal
olmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla, mahkemece yazılı gerekçe ile
tesis edilen kararda isabet görülmemiştir.

Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun olay tarihinde yürürlük
te bulunan 94.maddesinin (B) fıkrasında, geçmiş dönemlere ait işlemler
üzerinden dahili tevkifat yapılacağı öngörülmediği gibi, cari vergilen
dirme dönemindeki işlemler üzerinden yapılan dahili tevkifatın, cari
vergilendirme dönemini takip eden dönemlere ait gelir veya kurumlar
vergisinden mahsup edileceğine dair bir hüküm de yer almamıştır. Dola-
yısıyla peşin bir vergi niteliği taşıyan dahili tevkifatın, sonuçta
yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan ge
lir veya kurumlar vergisinden mahsubu gerekli olup, mahsup edilemeyen
bir dahili tevkifat vergi mükerrerliğine yol açacaktır. Ancak dahili
tevkifatın zamanında tarh ve tahakkuk ettirilmemesi halinde vergi zi-
yaı meydana geldiği de kuşkusuzdur. Olayda, vergi ziyaı meydana geldi-
ği kuşkusuz ise de, olayın niteliği itibarıyla yükümlü hakkında kaçak-
çılık cezasına ilişkin hükümlerin uygulanmasında isabet bulunmamakta-
dır.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulü ile bütün bu hususlar göz
önünde bulundurulmak suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere mahke-
me kararının bozulmasına karar verildi.

ŞT/NÇ




 
 
Ücretsiz üyelik
Şifremi Unuttum
USD
Euro
Üfe & Tüfe Oranlarını görmek için aşağıdaki excel ikonuna tıklayınız.

*Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileridir.​

ÜFE & TÜFE
Endeks Arşivi

Excel Dokümanı
     
  Copyright ® 2013 Esenlik Yeminli Mali Müşavirlik Ltd. Şti. Web Tasarımı